Bir gün Kanuni Yahya Efendi'ye, " Süt karındaşum, sen İlâhi bazı sırlara vakıfsın, acaba devletimizin encamı n'ola? " diye bir soru yollar mektupla...
Yahya Efendi tek bir kelime yazar kâğıda, üstelik altınıda çizer...
Altı kalın kalın çizilen kelime şudur:
" Nemelâzım! "
Kanuni, Hoca'nın sorusunu ciddiye almadığını düşünüp verilen cevaba fena halde bozulur...
Halbuki sır o kelimelerde saklıdır.
Kanuni unutmaz bunu. Yüz yüze geldikleri an sorar:
" Aşk olsun süt karındaşum, kırk yılın başı bir sual sorduk, " Neme gerek " deyu geçişturdun."
" Öyle değil " der, Yahya Efendi. " Geçiştirilen bir şey yok. Sen bana " Devletimizin encamı n'ola " diye, sordun. Ben de sana iki kelimede özetledim: Nemelâzım! "
" Bana ne? Mânâsında değil mi bu? "
" Değil süt karındaşum! Eğer zulüm yayılır, fukaralar feryada başlarsa ve şahısların menfaati devlet menfaatinin üstüne çıkarsa, bunu görüp işitenler, " Aman canım, nemelâzım " diye keyiflerine bakarsa, bil ki yıkılış yakındır.