Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Rana

Rana
@necessary
11 okur puanı
Mart 2021 tarihinde katıldı
Hiçbirimiz şu içinde yaşadığımız toprağa göre değiliz. Şeytan girmiş bir kere içinize, ruhunuza aklın ışığı düşmüş, artık yabancısınız, ne yaparsanız yapın yabancısınız. Yaşadığınız dünya ile ruhunuz arasında uyuşmazlık var, bunu biliyorum, çok iyi görüyorum. Ya dünyayı değiştireceksiniz ya da dışarıda kalacaksınız!..
Sayfa 264Kitabı okudu
Reklam
"Peki niye burada kalmıyorsunuz?" "Çünkü bu memleket bana göre değil!" "Niye? On yıldır buradasınız. Alıştınız artık..." "Belki gövdem alıştı, ama ruhum değil."
Sayfa 263Kitabı okudu
Hayatında eğlenceli, heyecanlı bir şeyler olsun istedi. Böyle şeyler olmasın, yalnızca böyle şeylerin, eğlencenin, heyecanın ve mutluluğun beklenişi olsun, buna da razıydım. Belki zamanın tıkır tıkır saat gibi akıtıldığı bu bekleyişi beklenenin kendisinden de güzeldi, ama insan hiçbir şey olmadan da bekliyor gibi yapamazdı ki. Şimdi de bekliyordu işte.
Sayfa 233Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ne uyuyorum ne de bir şey yapabiliyorum. Boş, bomboş, geçmişi ve geleceği olmayan, kişiliksiz bir eşya, bir saksı ya da ne bileyim kapı tokmağı gibi hissediyorum. Evet, ben bir kapı tokmağıyım.
Sayfa 228Kitabı okudu
"Eğer denge denen şey hayatın akışına kendini bırakmaksa... Eğer kolay mutlu olmaksa denge, biraz dengesizleştim galiba... "
Sayfa 220Kitabı okudu
Reklam
Birçoklarının sandığı gibi eski yeniye dönüştürülemeyecek bir şey değildi: İnsan gelip geçici heyecanlara kapılmayacak kadar sakin ruhlu ve becerikli olursa, eskiyi biraz kıvırıp bükerek yeniye çevirebilir, birçoklarının yeni baştan yapmaya kalkıştığı şeyi, küçük ama zeki uzlaşmalarla zamana uydurulan eskinin içinden çıkarabilirdi...
Sayfa 211Kitabı okudu
Otuz yaşından sonrasını silip atmak kolay geliyordu. Kimsenin otuz yaşından sonra da hayatı olacağını düşündüğü yoktu.
Sayfa 175Kitabı okudu
Yaralandığını hissediyor, ama bir şey yapamayacağını da biliyordu.
Sayfa 172Kitabı okudu
"Onlar böyle rahat, sakin ve huzurlular, çünkü öleceklerini bilmiyorlar!" diye düşündü. "Tabii biliyorlar, ama bunu düşünmüyorlar. Kimse ölümü düşünmüyor. İnsan ölümü düşünmeyince bunlar gibi rahat olabilir, korkmaz, endişelenmez, her şeyi olağan karşılar, bir şey yapması gerektiğini düşünemez!"
Sayfa 151Kitabı okudu
Çürütülemeyecek düşünceler ileri sürdüğü için özür diler gibi yaptı.
Sayfa 124Kitabı okudu
Reklam
"... Bir hayatım olduğunu, sonra öleceğimi öğrendim!" "Bunları bilmiyor muydun?" diyerek Muhittin güldü. "Bunları öğrendim. Senin anlamadan alay ettiğin bu şeylerin ne demek olduğunu öğrendim. Bu hayatta bir şeyler yapmalı. Onu doldurmalı. Her şeyin ötesine geçmeli... Bir şeyler yapmalı. Bu yaptıklarını insan başkalarına duyurmalı... Sıradan bir hayat istemiyorum ben! "
Sayfa 122Kitabı okudu
Böyle şeyler konuşulurken erkekler daha erkek, kadınlar da sanki birer vazo oluyorlardı.
Kendini hafif hissediyordu. Gök yıllardır ilk defa üzerine abanmıyordu.
Duygu, vicdan gibi ağır, kıpırdanması zor bir şeydi. Terledikçe kanına kir ve suç pompalanıyordu.
"Onun için üzüleceğine onu anla!" ... "Onu anlıyorum, ama bunu ona göstermiyorum! "
Cevdet Bey kendi zevklerini ve küçük keyiflerini keşfetmenin mutluluğunu buraya her gelişinde tadıyordu. Listedeki yemeklerin çoğunu bir kere denemiş, kendisinin de burada, buradaki bütün öteki insanlar gibi, beğendiği, çok beğendiği, hoşlanmadığı yada kayıtsız kaldığı yiyecekler olduğunu öğrenmişti.
Reklam
İnsanın zihni neyle meşgulse rüyasında onu görür. Hele içiniz rahat olmadı mı, gerçeğe ne kadar da uyar rüyalarımız!
Yatağımın karşısında bir pencere var. Odanın duvarları bomboş. Nasıl yaşadım on yıl bu evde? Bir gün duvara bir resim asmak gelmedi mi içimden? Ben ne yaptım? Kimse de uyarmadı beni. İşte sonunda anlamsız biri oldum. İşte sonum geldi. Kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; KÖTÜ YAŞARIM KORKUSUYLA HİÇ YAŞAMADIM. ~Oğuz ATAY
“Kapıyı kilitlemiyor musun?” Diye sordu. “Hiçbir zaman kilitlemedim ki! Sözde iki yıldır kilit alacağım.” Gülümseyerek Sonya’ya baktı: “Kilitleyecek hiçbir şeyi olmayan insanlar mutludurlar herhalde, öyle değil mi?”
Eğer kelebekleri tanımak istersen, iki üç tırtıla katlanman gerek...
İnsafsızlığın elinden çok şey gelir.
Sayfa 118 - DesdemonaKitabı okudu
Kuşku uyandıran bir düşünce tatsız gelmez önce. Ama aslında zehirlidir, insanın kanına bir girdi mi, yanıp tutuşur kükürt ocağı gibi.
Reklam
Kötülüğün asıl yüzünü açıkça görebilmek için, kötülük etmek gerekir.
Sayfa 42 - IAGOKitabı okudu
Şöyle yada böyle olmak elbette kendi elimizde. Bedenimiz bahçemizdir, irademiz de bahçıvanı, ister ısırgan dikersin, ister kekik, ister hıyar yetiştirir, kabak ekersin, bahçeni ya tek bir bitkiye ayırabilirsin yada bir sürü çiçekle doldurabilirsin, yeter ki sen iste! Bahçenin kısır kalması da elinde, verimli, bakımlı olması da. Bunların hepsini yapmak irademize bakar. Neyse ki, duygularımız mantığımızla dengelenmiş.
Sayfa 25 - IAGOKitabı okudu
Bu bir sene içinde, bir kaç defa, kendimi zapt edemeyip ağladım. Fakat bunların hiçbirisinde bu gece gözkapaklarımın içini yakan yaşlardaki acılık yoktu. O vakit sadece gözlerim ağlamıştı. Bu gece gönlüm ağlıyor. ~Feride
Sayfa 338Kitabı okudu