Halbuki, becerikli veya beceriksiz, herhangi bir kopyacıda, binbir şairin aynı zaman ve mekânda sahip olduğu kaba ayniyetlerden hepsini bulursunuz da, öz bünyeden katılacak esrarlı cevher diye tarif ettiğimiz şahsiyet hamurundan tek zerre bulamazsınız. Çünkü kaba unsurların taklidi mümkün, ince terkip sırlarının taklidi imkânsız... Herhangi bir taklit sırrı taklit edilebildiği anda, artık o bir taklit değil, aslî örnek olur.
Tanzimat bir Mason inkılabı olmuş, Meşrutiyeti doğrudan doğruya Masonlar idare etmiş ve Birinci Cihan Harbinden sonra artık büsbütün tasfiyesi takarrür eden Türk'ün istiklalini tasdik ederken, Avrupalı, meydana gelecek yeni rejim bakımından bizim tarihi köklerimizle aramızı açacak bütün tedbirleri almayı ve bize kabul ettirmeyi ihmal etmemiştir. Böylece ve bütün bu arada, ismine inkılap denilen tuzağa düşme hareketleriyle hakiki inkılap imkan ve istidadı büsbütün güme gitmiştir.
Kaba ayniyetler içinde herbiri başka başka âlemler temsil eden insan yüzleri gibi, bir şairin öbür şaire nazaran, sırasına göre kaba ayniyetler çerçevesini aşarak, sırasına göre o çerçeveye hiç dokunmayarak, mısralarına öz bünyesinden katacağı esrarlı şahsiyet cevheri, şiirdeki kıymet tartısına mahsus biricik ölçü...
İnsan yüzleri işte sadece bu terkip sırrı bakımından güzel veya çirkin olduğu gibi, şair de aynı ölçüye göre yüksek veya aşağılıktır.