Şöyle isterim ben erkekle kadını: Biri savaşa elverişli olmalı, öbürü doğurmaya ikisi de ama kafa ve bacaklarla elverişli olmalı raksa.
Ve bir kere raks etmediğiniz gün, kayıp sayılmalı bizce! Beraberinde kahkaha getirmeyen her gerçek de uydurma sayılmalı bizce!
Çok pislik vardır dünyada: bu kadarı doğru! Ama dünyanın kendisi pis bir canavar değildir bu yüzden!
Dünyada pek çok şeyin kötü kötü kokmasında bir bilgelik vardır: tiksintinin kendisi, kanatlar ve sezgiyle pınar bulma güçleri yaratır!
En iyide bile hala tiksinilecek bir şey vardır; en iyi bile aşılması gereken bir şeydir hala!
Ey kardeşlerim, çok bilgelik vardır çok pislik olmasında dünyada!
Kendine emir veremeyen, itaat edecektir. Birçokları ise kendilerine emir verebilir, ama kendilerine itaatte pek geridirler !
Okur Takip Önerileri
Gerçek ben de öğrendim beklemeyi, mükemmelen de hem, - ama ancak kendimi beklemeyi. Her şeyden evvel de ayakta durmayı ve raks etmeyi öğrendim ben !
Benim öğretim ama şudur: Günün birinde uçmak isteyen, ayakta durmayı ve yürümeyi, koşmayı, tırmanmayı ve raks etmeyi öğrenmelidir önce: - uçmaya kalkışmakla insan uçamaz.
Çünkü senin sahip olduğun senden iyice saklıdır ve bütün defineler içinde en son kazılanı kişinin kendi definesidir, - ağırlığın ruhu böyle gerektirir.
Ağır yük olan halbuki, sırf kendisidir insanın! Yabancı bir sürü şey taşır çünkü omuzlarında. Deve gibi diz çöküp adamakıllı yük vurdurur sırtına.
Her şey konuşur onların arasında; nasıl anlayacağını bilmez artık kimse. Her şey düşer suya; derin pınarlara artık bir şey düşmez.
Her şey konuşur onların arasında, hiçbir şey başarıya erişmez ve sona ermez. Her şey gıdaklar, ama sessizce oturup yuvada civciv çıkaracak kim artık ?
…
Her şey konuşur onların arasında, her şey ele verilir. Ve bir zamanlar derin ruhların sırrı ve gizliliği denilen şey, bugün sokak çığırtkanlarıyla öbür kelebeklere ait.
İnsanoğlundaki her şeye akıl erdirmek isteyen, girişmek zorundadır her şeye. Bunun için ama ellerim çok temizdir benim.
Nefeslerini bile onların içime çekmek istemem; yazık ki gürültüleri ve ağız kokuları içinde onların bunca zaman kaldım.
Hasret kalmışız derin cümlelere
Denizi emmek, derinliklerini denizin kendi yüksekliğine çekmek istiyor güneş; binlerce göğüsle kabarıyor ihtirası şimdi denizin.
Susuzluğuyla güneşin öpülmeyi ve emilmeyi arzuluyor deniz; deniz hava olmayı arzuluyor, yükseklik ve ışık yolu ve ışığın kendisi olmayı arzuluyor.
Gerçek, güneş gibi severim ben de hayatı ve bütün derin denizleri. İdrak da şudur bence: Derin olan her şey yükselecektir, - benim yüksekliğime!-
Hekim, kendine yardım et sen; hastalarına da yardım etmiş olursun böylece. En iyi yardımı onun, kendi kendini şifalandıranı kendi gözüyle görmek olsun.
Ve sizce sevilen her şeyi, önce emrettirmelisiniz kendinize.
Hayata olan sevginiz de en yüksek düşüncesi olsun hayatın !
En yüksek düşüncenizi ise ben emretmeliyim size, o da şudur : İnsan aşılması gereken bir şeydir.
Doğru; severiz biz hayatı ama yaşamaya alışmış olmamızdan değil, sevmeye alışmış olduğumuzdan.
Daima biraz delilik vardır sevgide. Ama delilikte de biraz akıllılık vardır daima.
Ne çok şerefler isterim ne de büyük hazineler: Safra kaynatırlar bunlar. Ama iyi bir şöhret ve küçük bir hazine olmadan iyi uyunmaz.
Algı
Estetik duygularımız her zaman sağlık ve insanlığın daha iyiye gitmesi arzusuna dayanır. Tüm işlevlerimiz, tüm yeteneklerimiz bizi bu yöne çeker. Ondan kaçamayız. Sonsuzluğa göz dikmiş, insanlığın yararına ve geleceğine katkıda bulunan, çocuklarımızın gelişmesini arzuladığımız biçimi simgeleyen şeyleri güzel olarak kabul ederiz. Çekiminden asla kurtulamayacağımız güzellik işte budur.
Sayfa 221Kitabı okudu
Bilgi yoksa ışık da yoktur
O zaman ben bilgisizdim. Düşün bir kez. Kapkaranlık büyük bir evin içinde dolaşıyorsun. Yüzlerce odada türlü türlü şey var. Ama tek zerre ışık yok. El yordamıyla gidiyorsun. Elbette bir şeyler kırılır. Hem elalemin değerli eşyasını parçalar hem de kendini yaralarsın. İnsan böyle bir yerde kalınca deli mi cani mi yoksa ışıktan yoksun bir bahtsız mı olur ?
Sayfa 94
