Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Furkan

Furkan
@neithan
Sıkı Okur
Bazı insanlar bazen insanlar.
Sabitlenmiş gönderi
Sevgiyi , sevmeyi anlatan kitapları okudular , anlatılanı anladılar da kendilerine sunulanı anlayamadılar , betimlemenin içinde öyle kayboldular ki , gerçekliğin onlara getirdiğini görmediler . Cahil biz kaldık , sevgisiz onlar .
Reklam
"Eşit olmayan insanlar arasındaki eşitlik eşitsizlik durumuna dönüşür"
Platon'un yeğlediği yönetme savı ya da "doğal", "gerçek" olarak gördüğü iktidar ilişkisi "cahilin itaat etmesi, bilgenin de önderlik edip yönetmesidir"

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Devlet sınıfsal ya da kişisel çıkarlar ya da uzlaşmalar üzerine değil, akıl üzerine kurulduğu zaman düzen sağlanır ve bozulmanın önüne geçilir; daha doğrusu bozulma olabildiğince geciktirilir.
Bir devlette başa geçenler, başa geçmeyi en az isteyenler oldu mu orada dirliğin de, düzenin de en iyisi oluşur.
Reklam
Platon kadın ile erkek arasında yaradılış bakımından bir fark olduğunu kabul etmekle birlikte, bu farkın "sadece kadının doğurması, erkeğin de tohum salmasından başka bir şey olmadığını" savunur. Her ne kadar "cinslerinin zayıflığı göz önünde tutularak kadınlara erkeklerden daha kolay işler verilecekse de", bu ayrım kadınların ikinci sınıf koruyucular oldukları, koruyuculuk görevini tam anlamıyla yerine getiremeyecekleri demek değildir. Tersine, "barışta olsun, savaşta olsun kadınlar da devleti koruyacaklar, dişi köpekler gibi onlar da erkeklerle birlikte ava gidecekler... birlikte savaşacaklar ve her şeyi elden geldiği kadar eksiksiz, artıksız bölüşecekler" .
Platon'a Göre Koruyucuların(Asker-Polis) Eğitimi
Platon, kız ve erkek çocukların aynı eğitim sürecinden geçirilmelerini isteyerek, dönemindeki hâkim ideolojiye ters düşen bir düşünceyi, kadın-erkek eşitliği düşüncesini benimser. Çocuklara ilk önce müzik ve beden eğitimi verilir. Yalnız bedenini geliştirmeye uğraşan kişi sert, kaba olur. Müzik ise, insanı yumuşatarak gereğinden çok yumuşaklık,gevşeklik doğurur. Bu iki eğitim birlikte, aynı anda verilerek, birbirleriyle uzlaştırılarak, koruyucuların hem akıllı hem de yiğit olmaları sağlanır; "onlarda coşkun bir yürekle bilim sevgisinin doğmasına" yol açılır. Eğer koruyucular, müzik bilgisi almadan yalnız bedenlerini geliştirip fiziksel bakımdan güçlenmeyi amaçlasalardı, sonuçta "köpekten kurda dönüşerek" toplum için büyük bir tehlike oluşturabilirlerdi. Müzik bu sertliği dengeler ve doğasında ki gevşeklik ile sertlik eğilimlerini ölçülü bir biçimde düzenleyen koruyucu, "gerçek bir düzen ustası" olarak ortaya çıkar. Bu eğitime bedenleri ve ruhları iyi olan koruyucu çocukları kabul edilir.
Galiba 4. Etkene Geldik
Platon'un yönetimlerin dolaşımı üzerindeki incelemesi, siyasal toplumun bozulmasını belirleyen birbiriyle bağlantılı dört etkenin bulunduğunu ortaya koyar. Bunlardan ilki, toplumdaki iç birliğin, uyumun ortadan kalkmasıdir. İkincisi, işbölümü ilkesine uyulmaması, dolayısıyla hiyerarşik düżenin zedelenmesi ya da yıkılmasıdır. Ekonomik temellerin önemini kavramış ve sınıf savaşları olgusunun bilincine varmış olan Platon, üçüncü etken olarak, maddi ya da ekonomik karşıt çıkarların körüklediği sosyal çatışmaların patlak vermesini gösterir. Bu çatışmalar bir iç savaşa yol açtıkları zaman, artık devletin ayakta kalması hemen hemen olanaksızlaşır. Bu nedenle, "bütün savaşlar servete sahip olunması nedeniyle patlak verir" diyen Platon'a göre, toplumda aşırı zenginlik ile aşırı yoksulluğun yan yana bulunması en büyük kötülüktür. Dördüncü etken,en önemli olanıdır; hatta bunun bir devlet biçiminin bozulup yok olması için gerekli koşul olduğu da söylenebilir. Bu etken, ahlaksal yozlaşmayla birlikte yönetenlerin iç birliğinin yıkılması, bunların içten bozulmasıdır. "Her türlü siyasal düzen değişikliği baştakilerden kaynaklanır, bunların arasına ayrılık girmesinden doğar. Yönetenler arasında tam bir birlik varsa, sayıları ne kadar az da olsa, onları sarsmak olanaksızdır." Onlar sarsılmadığı sürece devlet de bozulmaz. Böylece Platon, elitist anlayışına uygun olarak, siyasal-ahlaksal alan ile sosyoekonomik alan arasındaki ilişkide belirleyiciliği ilk alana vermektedir.
"Kötü görüşler savaşı kazanmıştır; namusu, dürüstlüğü budalalık sayar, kapı dışarı ederler. Ölçülü olmayı korkaklık sayarlar. Bir sürü boş isteklerin akışına kapılıp hovardalığa değer verirler. Kendini tutmada kabalık, bayağılık görürler... Saygısızlık nezaket olur, kargaşalıksa özgürlük, israf cömertlik, yüzsüzlük de yiğitlik."
Bilgiyi, adaleti dışlayan demokraside, herkes başıbozuk bir biçimde istediği gibi davranır.
Reklam
Yurttaşları yedirip içirenler, onların bütün isteklerini yerine getirenler övülüyor; halk onlar için, kenti büyüttüler diyor, fakat devletin bu yaşlı devlet adamları yüzünden için için işleyip büyüyen bir yara durumuna geldiğini görmüyorlar.
272 syf.
7/10 puan verdi
·
132 günde okudu
Struma
StrumaAaron Nommaz
8.3/10 · 738 okunma
Demokrasilerde yurttaşlar yetenekli olup olmadıklarına, politika sanatını bilip bilmediklerine bakılmaksızın seçimle ve çoğu kez kurayla devletin başına getirilirler. Bu durum, gemicilikten ya da hekimlikten hiç anlamayan cahil kişilerden, zanaatkarlardan bir gemiyi yürütmesini ya da bir hastayı iyileştirmesini beklemek kadar saçmadır. Üstelik vereceği zarar daha da büyüktür. Çünkü cahil kaptan ile cahil hekim, bir kaç kişinin yaşamı ile oynarlar; oysa demokraside devleti yönetenler bütün polisin(şehrin), yurttaşların hepsinin yaşamını tehlikeye atarlar. Halk herkesin politika yapmasına izin vermekte, sanki devlet gemisine doğru kılavuzluk yapmak için hiçbir özel bilgiye gerek yokmuş gibi davranmaktadır. Kişisel çıkarlardan başka bir şey düşünmeyen Sofizim ile yoğrulmuş tutkulu kişiler ise iktidarı ele geçirme çabasındadır. Platon bunları gemi kaptanlığını bilmeyen denizcilere, halkı da gemi sahibine benzetir. Gemiciler, gemiyi sen daha iyi kullanırsın, ben daha iyi kullanırım diye bir birlerine girmişler, fakat hiçbiri kaptanlığın ne oldigunu bilmez, bu sanatı ne zaman, kimden öğrendiğini söyleyemez. Üstelik bu sanatın öğrenilecek bir yanı olmadığını, vardır diyen olursa ağzını burnunu dağıtacağını söyleyecek kadar ileri gider. Bu gemiciler gemi sahibinin çevresini sarmışlar, dümeni bana ver diye yalvarıp yakarıyorlar, Her biri bir başka ağızdan sıkıştırıyor onu.
Bir devletin iyi yada kötü olması, bir anayasa sorunu değildir. Bilimden yoksun olan her yönetim biçimi kötüdür.
İyi bir insan iyi bir yurttaş demektir; iyi bir yurttaş ise ancak iyi bir devletin içinde var olabilir. Bu bakımdan biri özel, diğeri kamusal olmak üzere birbirinden kopuk iki alandan, iki yaşam düzeyinden söz edilemez. Eğer kamusal yaşam kötü ve yozlaşmışsa, özel yaşam gelişip ereğine ulaşamaz. Bir başka deyişle, bozulmuş bir polis en iyi, en soylu ruhların bile bozulmasına, baştan çıkmasına neden olur.
Beden ne kadar iyi olursa olsun ruhu iyi kılamaz; buna karşılık, erdemi ile, bedene alabildiğince iyiliği veren ruhtur.
351 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.