-Senin burada oturup barakaları boyamak zorunda olduğunu düşündükçe!…dedi. -Bunun ne sakıncası olabilir ki! dedi -Ama olman gereken yer burası değil… -Yok yahu?…Peki neresi benim yerim?… -Zirve, dedi kız. -Naziksin, diye yanıtladı yazar. Ama ben dünyanın benim ölçülerime göre biçilmediğini düşünüyorum.
Muzip adammış vesselam.. :)
Konuk olduğumuz çadırdaki kızlara soruyorum; burası neresi diye. Kızlardan biri Susamur Caylosu diyor. Anlamadım diyorum, tekrar ediyor. Yine anlamadım deyince avazı çıktığı kadar ve hecelerin üstüne basarak; "Su-sa-mur Cay-lo-suuu" dediği anda gülmekten kendimi alamıyorum. Aslında biliyorum burasının neresi olduğunu ama onlardan duymak daha güzel oluyor, aynı soydan geldiğimiz ve aynı dili konuştuğumuz Kırgızlarla anlaşmak hiç zor değil. Ortak yaşanan geçmişten günümüze gelen pek çok kelime var. Caylo da bunlardan biri. Sadece kelime başında "y" "c" ses değişmesi varm "Y" "C" ses değişmesi Türkiye Türkçesi ile Kırgız Türkçesi karşılaştırmasında temel bir kural gibi. Bizde "y" ile başlayan birçok kelime onlarda "c" ile başlıyormuş Yılkı cılkı, yıldız cıldız gibi.
Sayfa 36
Reklam
Hiçbir şey bilmiyorum artık, gerçekten bir bebek gibiyim. Dahası, sanki her an yeniden doğuyorum. Nereye? Bu gövdeye. Bu yetişkin gövdesine, bu yara bere içindeki iki büklüm, kemikleri çıkmış gövdeye. Bir adım var mı? Ne zamandır buradayım, niçin buradayım, bilmiyorum. Burası deyip duruyorum ama burası neresi? Düşünüyorum, bu bir dünya mı, dünya hâlâ var mı?
Sayfa 8 - Metis Kitap
Burası neresi ? Ben nerdeyim? Niçin burdayım?
Sayfa 122 - KavisKitabı okudu
"Neden kuşları beslemeyeyim?" "Çünkü bu bencilce,"diyor babam. "Kuşa sandviçimi vermenin neresi bencillik?" Babam pencerenin önünde bana katılıyor ve tek bacaklı aynak kuşuna bakıyor. "Çünkü aynaklar sığır eti ve turşu yemez,"diyor babam." O sandviç parçalarını sadece kendini iyi hissetmek için veriyorsun. Bu bencilce bir düşünce. O kuşu her gün pencereden beslemeye başlarsın, sonra o da sanki burası bir sandviç dükkanıymış gibi her gün uğramaya başlar, ardından arkadaşlarını da getirir ve o kuşlar zor yoldan yiyecek bularak kazandıkları gücü ve egzersiz yeteneklerini kaybeder. Yani matabolizmalarıyla büyük ölçüde oynamış olursun. Bir sığır eti ve turşu yüzünden Bracken Ridge aynak topluluğu ile aranda başlayacak savaştan bahsetmiyorum bile. Dahası doğal olmayan yollarla kuşları tek bir yerde toplayarak ekolojik dengeyi de aniden bozmuş olursun. Bunu her zaman uygulamadığımı biliyorum ama görüyorsun ya,temelde bütün mesele, kolay olan şeyleri yapmaktansa doğru olan şeyleri yapmaktır. Sen kendini iyi hissedesin diye aynaklar sulak alanlardaki ağaçlarda yaşamak yerine bir park alanındaki zeminde, güvercinlerle birlikte yaşamaya başlar ve türler arası temasa neden olup bağışıklık sistemlerini ve hormonlarını bozarsın.
Burası neresi, dünya mı? Cennet mi cehennem mi?
Sayfa 314 - Yazşader YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Burası neresi bilmiyorum. Ama seni çok seviyorum. Hoşça kal Zeynep.
Sayfa 318Kitabı okudu
Emin değilseniz sorun ona! “Ah tatlım klitorisin nerede?” diye sormanız gerekmez. “Neresi hoşuna gidiyor, göster bakayım,” diyebilirsiniz mesela, ya da “En çok hoşuna giden yer burası mı?” diye sorabilirsiniz.
Kartallar yüksek yerleri severmiş... Medine'den sonra burası... Ya daha sonra neresi? Ben ki en sıkıntılı günlerimi, en zor günlerimi Medine'de geçirmişim. Sıkıntı mı? Ah keşke o sıkıntıları hep çekseydim. Yine aç kalsaydık. Kurşunumuz bitseydi, çekirge yemeye hep devam etseydik de al bayrağımız Medine kalesinin burçlarından inmeseydi...
Neresi lan burası? Nasıl geldim ben buraya? Kim getirdi beni buraya!
844 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.