Kartallar yüksek yerleri severmiş... Medine'den sonra burası... Ya daha sonra neresi? Ben ki en sıkıntılı günlerimi, en zor günlerimi Medine'de geçirmişim. Sıkıntı mı? Ah keşke o sıkıntıları hep çekseydim. Yine aç kalsaydık. Kurşunumuz bitseydi, çekirge yemeye hep devam etseydik de al bayrağımız Medine kalesinin burçlarından inmeseydi...
Öylesine.
Kulaç atıyorum engin denizlere, yüzme biliyordum fakat dalgalar aleyhime yön alıyorlardı. Savaşıyordum. Daha hızlı yüzdüm, yoruldum. En sonunda denizin akışına bıraktım kendimi, savruldum. Şimdi bir deniz kenarında oturuyorum. Burası neresi bilmiyorum. Geçmişime bakıyorum, o uçsuz bucaksız denize. Karanlık, tek gördüğüm karanlıktı. Geçmiş artık yoktu ve benim bugünüm hiç olmadığı kadar anlamsızdı. Çelik yeleğimin bu dünyada bir hükmü yoktu. Kurallar kaldırılmıştı. Herkes başına buyruk. İnsanoğlu mağlup geldi. Bunca savaş, yaşam dürtüsü, bu istek... Niye? Her neyse.
Reklam
Neresi lan burası? Nasıl geldim ben buraya? Kim getirdi beni buraya!
"Neredeyim ben, neresi burası?" "Cennet!" diye cevapladı beni. Sırıtıyordu da.
Onuncu Köy
Topladım valizi, sordum adresi Bilen var mı, onuncu köy neresi? Gitsem satın alsam, kaça metresi Bilen var mı, onuncu köy neresi? İnsan bu sürüde kaybolur yiter İnsanlar tanıdım insandan beter Burası son köydür, kaldığım yeter
Bukalemun BubUyu Gördün mü"? Yazanlar Şehnaz Ceylan Feyza Yalman İrem Betül Ayçan Yeliz Bodurlar Bu kitabın sahibi: Bubu, keşfetmeyi çok seven meraklı bir bukalemundu. Ormanda bir oraya, bir buraya gezer dururdu. Bir gün o kadar yürüdü, o kadar yürüdü ki... Kocaman binaların olduğu bir şehirde buldu kendini. Binaların arasında biraz
Reklam
Ölüm
..... Boğuk bir sesle,"Burası neresi?"diye sordu. .... Çatlak sesiyle, "Öleceğim yerin adını bile bilmiyorum," dedi.
Hiç kaybolmuş hissettiğin oldu mu? Hayatının ortasında öylece durduğun, müziğin sesini kısıp etrafına boş boş bakındığın ve "Ben şimdi nereye gideceğim?" diye düşündüğün oldu mu? "Burası neresi, neden buradayım ve buradan nereye gideceğim?" gibi sorularla boğuştun mu hiç? Halbuki evindesin, odandasın, sokağındasın. İnsan evinin içinde, odasının içinde, yatağını içinde kaybolur mu hiç? İnsan yıllardır yaşadığı sokağın içinde kaybolur mu? İnsan doğduğundan beri yaşadığı bedenin içinde kaybolur mu? Ben kayboldum. Çok defa kayboldum, çok defa yolu buldum. Bazı yolları hala bulamadım, evrenin bazı yerlerinde hala kayıp haldeyim, hala bulunamadım. Evrenin bazı zamanlarından bir nokta gibi kaybolup gittim. Kimse tarafından bulunmadım çünkü kimse tarafından aranmadım. Ruhum bazı sokaklarda kayıp, bazı telefon konuşmalarında, bazı mesajlarda, bazı akşam yemeklerinde kayıp. Ruhumu masaya bırakıp odama gittiğim akşam yemekleri geçirdim. Sevgisiz büyüdüm, meraksız, ilgisiz ve hatta umarsız.
Kundaktan Gelen Ses Annem
KUNDAKTAN GELEN SES: “ANNEM” BURASI DA NERESİ? Meşe ağaçları, yapraklarının dansını rüzgâr eşliğinde seyre daldığı, bahar güneşinin hafiften yüz hatlarını bronzlaştıran, hayatın meşakkatli yamaçlarını şimşir ağacından yaptığı bastonu andıran değneğiyle tırmanmaya çalışan onca insan arasında yerimi almışım tarihini ve saatini tam olarak bilemediğim bir yaz günü. Hayat bana rahat yüzünü cömertçe gösterse de duyduğum ama göremediğim birkaç ses, oldukça telaşlı bir ortamın olduğunu istemsizce fısıldıyor kulağıma. Tek göz bir yerde aylarca sorguladığım sesler daha bir belirgin gelmeye başlamış ve ben şaşkın ördek yavrusundan farksızım şu an. Belki de yıllar sonra öğrenecektim dağların gökyüzüne kadar uzanıp sonsuzlukta bulutlar yutmuşçasına sisler içinde gizemli kalacağını. Hayal kurmanın ne kadar da anlamlı olduğunu bana sevgiyle davranan kadından öğrenecektim belki de.
Reklam
144 syf.
·
Not rated
ilk defa diğer okuduğum kitaplarına göre farklı bir hayat hikayesini ele almış . Babası tarafından dini eğitimden uzak , her istediği yapılan bir kız olarak yetişen Buse, Enes adındaki dinine bağlı genç bir hocaya aşık olur . Bu olaylar başörtü yasağının olduğu , dini faaliyetlerin yasaklandığı bir dönemde gerçekleştiği için Enes hocanın yaşadığı
Kapına Geldim
Kapına GeldimHalit Ertuğrul · Nesil Yayınları · 2020267 okunma
Neden tehlikelisin? Çünkü aptal herif, oyunumuzu elimizden alıyorsun. Her şey olabilme, her şeye dönüşebilme ihtimaliyle yaşayan insanı, tek bir yere çaka çaka yerleştirmek de ne demek? Neresi burası? Nasıl buranın tek gerçek anlamlı yer olduğunu kabul etsek bile, sıkıcı bu be. Bütün ihtimalleri elinden alınmış adam, kendi gerçek varlığıyla baş başa kalmış adam, mutlak insan ancak mutlak sıkıntı olabilir.
Sayfa 135Kitabı okudu
10/10 puan verdi
·
Liked
''Yazdıkların şiir değilse kalsın” … “Aklınla yapayalnız baş başa Nice alevli geceler geçtin” … “Sen sevgileri göğüsle ve ne olur anla” Cahit Zarifoğlu Şair Cahit Zarifoğlu ile yaşamları boyunca yolları uzun kesişenlerin kendilerini bahtlı saymaları için çok esaslı nedenler var. Eğer bu kişiler, şiirin bir Müslüman için yirminci
Şiirler
ŞiirlerCahit Zarifoğlu · Beyan Yayınları · 20213,984 okunma
“… Benim ipek yüklü kervanım mı var.” Bizim evet İpek yüklü kervanımız yok. Ama ondan daha değerli bir yükümüz var: Hatır. Bu öyle bir yüktür ki biz onu taşıyoruz zannıyla yaşarız ama aslında bizi taşıyan, hatta daha ötesi bizi koruyup gözeten o hatırdan başkası değildir. Ve hatır hatıraya, hatıra ise hatırlamaya dönüşür. Hafıza, adı üstünde bir muhafız edasıyla burada devriye gezer sürekli. Burası neresi mi? Burası bir insan. 
Sayfa 79 - Ahmet Edip BaşaranKitabı okudu
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.