...ve bayılmak şuurun kapanması. Ölüm hissi ve karanlık, zifiri karanlık. Ölüyor muyum? Öldüm mü acaba? Böyle ölmüş olamam... Hayır, bu şekilde bitmiş olamaz... Sapsarı bir gezegende uçuşan koyu karanlık simsiyah devasa noktalar. Havada asılı duruyorlar. Tamam ama burası neresi? Nefes alıyorum. Öteki tarafın kayıp koridorlarından birine benzeyen bu yer de neresi? Sarı noktakar çaplarını genişleterek beyaza dönerek büyümeye başlıyorlar. Şuurun açılmaya başlaması anı. Yeniden hayata döndüğünü anlamanın gerçekliğinin sinir bozuculuğu...
Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk
"Atatürk Çankaya'dan otomobiliyle çiftliğe sık sık gider gelirdi. Bir gün Çankaya'dan çiftliğe giderken yol üzerinde Gazi Mektebi'ne de uğradı. İşte o gezintilerinden birinde bizim Gazi Mektebi binası önünde durdu. Hocamız Hamdi Nazım Bey, yaşlı ve muhterem bir zattı. O gün hocamız başka bir sınıfta ders veriyordu ve bizde öğretmen
Sayfa 249 - Cilt 1
Reklam
“Ay:       - Selam Küçük Kara Balık. Sen neredeydin, şimdi burası neresi?       Balık:       - Dünya seyahatine çıktım.       Ay:       - Dünya çok büyük. Her tarafı dolaşamazsın.       Balık:       - Olsun; gidebildiğim kadar gideceğim.”
Küçük Kara Balık ve Balıkçıl
Kara Balık öğle olana kadar gitti. Artık dağ ve vadi bitmişti ve ırmak dümdüz bir kırdan geçiyordu. Sağdan soldan birkaç küçük çay da ırmağa katılmış ve su bir o kadar çoğalmıştı. Kara Balık suyun çokluğundan zevk alıyordu. Birden kendine geldi ve suyun dibinin olmadığını gördü. O yana gitti, bu yana gitti, hiçbir kenara ulaşamadı.
Raylardan gelen tıkırtılar daktilo sesine, saka cıvıltısı da bu sese karıştı. Annemi hatırladım, Feride'nin mahzun edasını. Tiren yavaşladı. İleride bir istasyonda duracak galiba. Benim de kalbim duracak gibi oldu. Aniden kompartımana daldım. Aceleyle bavulu, daktiloyu indirdim. Köylüler uyuyordu, çıktım. Koridordan geçip vagonun iniş kapısına ulaştım. Tiren gitti. Ben ıssız istasyonda kaldım. Birkaç aceleci yolcu, uykulu gözlerle yanımdan geçip giden demiryolu işçileri. Yağmur dinmiş. Sonbaharın çürüyen ot, yaprak kokusu. Kesik kesik köpek ulumaları. Yanıma bir karaltı yanaştı. Götürelim beyim, otel isterseniz. Uyanıklar, yabancıyı nasıl da tanırlar. Burası neresi? Ne önemi var.
Sevmek
Sevmek istersen buradayım. Orası neresi diye sorma. Burası senden gidemediğim yer.
Reklam
853 öğeden 841 ile 850 arasındakiler gösteriliyor.