"Kudreti sonsuz, iki cihan mutluluğunu onun kılavuzluğuna bağlamıştır. Arkasına aldıklarını şaşırtmadan, yanıltmadan maksada ulaştıran en son, en kamil söz odur."
Sayfa 65Kitabı okudu
"Kur'an'ı okumakla insan, Yaratıcısına muhatap olma gibi elde edilecek makamların en üstününü yakalamış olur. Böyle bir konumun şuurunda olan insan ise okuduğu Kur'an'la sanki Rabbini dinler ve Rabbi ile konuşmuş gibi olur."
Sayfa 61Kitabı okudu
Kütüb-i Sitte
1- BU KİTABI NİÇİN HAZIRLADIK?
Yüce Kitabımız Kur'ân-ı Kerîm'in "OKU!" emriyle başlamış olması mânidardır. Bu emir, bir müslümanın en mümtaz vasfının okumak, çok okumak olması gerektiğini belirler.
Evet çok okuyacağız, ama neleri okumalıyız? Her sahada okunacak şey o kadar çok ki, seçim yapmak bile zor.
Şüphesiz, biz müslümanlar, öncelikle, dinimizi anlamaya çalışacağız. Yaradanımızı tanıtan, Rabbimize gerçek kulluğu, hayattaki vazifelerimizi öğreten kitaplara öncelik vereceğiz. Değilse fâni dünyanın boş meselelerine bizi çekip, yıldız falıydı, artistti, sporcuydu, modaydı, romandı, hikâyeydi... gibi ne dünyamıza ne de âhiretimize, hiçbir faydası olmayan meselelerle meşgul eden neşriyata öncelik verip ömrümüzü onlarla tüketmek bize hüsran ve pişmanlık getirecektir.
Sayfa 3Kitabı okuyor
Kur'an-ı Kerim'i Niçin Okumalıyız?
Sevgilisinden gelen bir mektubu açıp okumayan veya birine okutup içindeki meramını anlamayan, ondaki kelamdan ve selamdan hiçbir zevk almayın kimsenin sevgisi ne kadar samimidir?
Sayfa 166Kitabı okudu
Hz. Ali (radıyallahu anh) şöyle demiştir: “Size gerçek fakîhin
(bilginin) kim olduğunu söyleyeyim mi? O, insanları Allah'ın
rahmetinden ümitsizliğe düşürmeyen, Allah'ın yasaklarına
dalmalarına ruhsat vermeyen, onlara korkusuzluk telkîninde bulunmayan, başka şeye heves ederek Kur'ân'ı bırakmayan kimsedir. Fıkıhsız (ilimsiz) ibâdette hayır yoktur. Allah korkusu olmayan bilgide ve Kur'ân'ı düşünmeden okumakta hayır yoktur."144
Sayfa 136 - Rehber yayınları
Nitekim Câbir b. Abdullah’ın (radıyallahu anh) bildirdiğine göre Huzeyfe (radıyallahu anh) şõyle demiştir: “Bu ilim bize yükletildi, onunla amel etmesek de size ileteceğiz!"14
...
Hz. Ali (radıyallahu anh) şöyle demiştir: “Size gerçek fakihin
(bilginin) kim olduğunu söyleyeyim mi? O, insanları Allah'ın
rahmetinden ümitsizliğe düşürmeyen, Allah'ın yasaklarına
dalmalarına ruhsat vermeyen, onlara korkusuzluk telkînin-
de bulunmayan, başka şeye heves ederek Kur'ân'ı bırak-
mayan kimsedir. Fikıhsız (ilimsiz) ibâdette hayır yoktur. Allah
korkusu olmayan bilgide ve Kur'ân'ı düşünmeden okumakta hayır yoktur."144
sf 135-136
Sayfa 135 - Rehber
Nitekim Abdullah b. Ömer (radıyallahu anh) demiştir ki:
Vallahi ömrümün bir kısmını da Peygamberimiz (sallalla-
ohi ve sellem) in devrinde geçirmiştim. Bizler Kur'ân'dan
önce imanı öğrenirdik, Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)'e bir süre indiğinde sizlerin bugün Kur'ân'ı öğrendiğiniz gibi ônce ondaki helâl ve haramla alâkalı bilgileri
Sayfa 121 - Rehber