Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
Yalom 'un kendisiyle ve hayatla yüz yüze gelmekten çekinmeyenlere atfettiği romanı.
Yalom bazı gerçeklerden yola çıkarak ve birtakım tesadüfleri de işin içine katarak oldukça gerçekçi ve hayranlık uyandıran bir kurgu oluşturmuş. Edebiyatın, tıbbın, psikolojinin ve felsefenin bir arada bu kadar ahenkle işlenebilmesi de ayrı bir hayranlık sebebi.
Nietzsche'nin hayat boyu yaşadığı sağlık sorunları üzerinden kurgulanan kitap Nietzsche'yi kendi aforizmaları üzerinden konuştururken; Freud ve Breuer'i psikanalizle konuşturuyor. Örgüyü tamamlayan ise Lou Salomé...
Lou Salomé ise Feniçka'yı kendi hayatını göz önünde bulundurarak yazmış ve bundan onlarca yıl önce şu an hala konuştuğumuz konuları özgürce dile getirmiş rus asıllı işk kadın psikanalist. Zekasına aşık olunan kadınlardan. Öyle ki Rilke, Tolstoy, Nietzsche, Freud epeyce çekmişler bu aşktan.
Kitabın birkaç sayfasını geçtikten sonra daha önce neden okumadım diye hayıflanmaya başladım. Ben her kitabın zamanı geldiğinde okunduğuna inananlardanım. Kendimle aram iyi değilken okudum. İyi ki de şimdi diyorum.
Yaşadıklarımızın belki de yaşayabileceğimiz sonsuz sayıdaki seçenekten en iyisi olabileceğini ve yazgımızı sevmemiz gerektiğini öğütlüyor en sonda. Yani "Amor fati, amor fati."
Bilmiyorum var mıyım? Öyle bir amacım olmalı mı onu da bilmiyorum. Her yaşam kendini yaratır kanaatimce.
Her kitapta olduğu gibi bu kitapta da hem katıldığım hem de katılmadığım noktalar oldu. Doğan hocanın üslubunu samimi buldum. Bu hoşuma gitti diyebilirim.
Kitap, farklı bölümlerden oluşmakta. Her bir bölümde ayrı konular ele alınmış
Neysen o ol..
Kitabımız tarihi gerçek kişileri kısmen kurgu kısmen gerçek bir hikaye içine oturtarak psikoterapinin ilk tohumlarının nasıl atıldığını gerçek bir terapi izliyormuşcasına aktarıyor bize. Nietzsche yer yer hasta yer yer doktor olarak bize kendini açıyor, keza doktorumuz da öyle.
Ben kitabı, en azından kendi okuma huyuma göre, çok uzun bir sürede okudum. Sebebi tamamen benim yoğun bir dönemime denk gelmesiydi. Diğer yandan aslında bu iyi bir şeye de sebep oldu. Kitaptaki karakterlerin geçirdiği psikolojik süreçleri gerçek zamanlı olarak takip ediyormuşum gibi hissettim. Onlar her yeni bir gün konuşmak için buluştuklarında bende o gün kitabın sayfalarını açtım ve odada sessizce onlara eşlik ettim.
Lisansım gereği ve özel ilgimle Freud'u iyi bilen ve okuyan biriyim, Nietzsche ise çok duyduğum ama henüz eserini okumadığım bir yazardı. Kitap sayesinde Nietzsche'nin eserlerine merakım oldukça arttı. Yinede o karamsar iç dünyasına girmekten çekiniyorum, bakalım zamanı gelecektir.
Kitabımızdaki kurgu final verdikten sonra yazar bize gerçek kişiler ile hikaye arasında nasıl bir bağ olduğunu güzelce açıklamış, ben bu bölümü de çok sevdim.
Kalınca bir kitap olmasına rağmen akıcı, insanı düşünmeye iten dolu dolu cümlelerin, farklı bakış açılarının olduğu, okuduğuma cok mutlu olduğum bir eser oldu kısaca. Herkese tavsiye ediyorum.
Yaşarken yaşayın! Insan yaşamını tamamlayıp öldüğü zaman ölüm, taşıdığı dehşeti yitirir. Insan doğru zamanda yaşamazsa, asla doğru zamanda ölmez !" alıntısıyla başlamak istiyorum incelememe.
Şimdiki anı yaşamıyorum. Ya geçmişte ya da asla olmayacak bir gelecekte yaşıyorum. " Yaşadığım gerçekten de buydu. Ve "Amor Fati" yani "Yazgını Sev" bana verilebilecek en iyi öğüt oldu. Tabi kitapta da denildiği gibi "Felsefe öğretmekle bunu hayata uygulamak arasında dağlar kadar fark var."
Felsefe ve psikolojinin bir arada işlendiği bir kitap. Çünkü hem Nietzche var işin içinde, hem de Freud. Nietzche ve Dr. Joesef Breuner arasında geçen konuşmalar mantığın kare kökünü alan cümlelerden oluşmuştu. Birde bunlara Freud eklenince duygunun Pi Sayısı bulunmuştu. Sözcükleri zihinde toplayıp, akılla çarptıktan sonra, düşünceye bölen ve duygudan çıkararak kurulan bu cümlelere ben bayıldım. Felsefeye ilgisi olanlara, psikolojiyi sevenlere önerebileceğim bir kitap.
320 syf.
9/10 puan verdi
Güzel Bir Anı Gibi
Kitaptaki Önerilerden;
İnsanımızı ve kültürümüzü tanımamızı sağlayacak kitaplar:
1. Bir Dinozorun Anıları
2. Kırk Yıl
3. Tarihin Saklanan Yüzü
4. Öldürülmüş Şehzadeler ve Devrilmiş Padişahlar
5. İdam Edilen 44 Sadrazam
6. Bir Türk Ailesinin Öyküsü
7. Meral Çelen’in Anıları
8. Birlikte Yaşadıklarım Birlikte Öldüklerim
9. Memleketimden İnsan
Kendisiyle ve hayatla yüzyüze gelmekten çekinmeyenlere...
Her cümlesinde derin anlamlar olan bir kitap. Çok severek okudum. Öyle bir kitap ki okurken verilen mesaj üzerine uzun uzun düşünüyorsun, kendini sorguluyorsun.
Nietzsche ve Breuer..
Iki karakter..biri kendini hiçbir yere ait olmadığını, diğeri özgür olmadığını, hiçbir seçimini kendi yapmadığını düşünüyor..
Ikisi arasındaki diyaloglar çok derin konulardı. Bazı cümlelerdeki mesajı anlamak için bikaç kez okumak zorunda kaldım.
Kitapta geçen karakterlerin hepsi gerçek, yazar yaşanmış gerçek olayları kendi hayal dünyasıyla çok güzel bir roman haline getirmiş.
Bence okunmalı :)