Almanya'nın bir köyünde asırlardan beri yaşayan bir meşe ağacı vardır. Almanya'nın meşhur şairi Hans Wilhelm, bu ağacın içine gömülüdür. Bu şair ölmeden önce çok sevdiği bu ağacın kendisine mezar olmasını vasiyet etmiştir. 1 Mart 1824'te ölen şairin cesedi keten bir kefene sarılmış olarak ağacın ortasındaki bir oyuğa yerleştirildi. Wilhelm, 180 senedir bu canlı mezardadır. Yavaş yavaş büyüyen yaşlı meşe ağacı ortasındaki oyuğu da örtmüştür.
Felsefe inançlarımızı etkiler çünkü iyi ya da kötü biçimde felsefe yapmak doğal olarak görüşlerimizi, dolayısıyla da davranışlarımızı biçimlendiren tutumlarımızı etkiler.
Felsefe soruları, bilim, sanat, din gibi diğer insan etkinliklerinden ayrı sorulardır. Bilimin soruları olgulara, olgular arasındaki ilişkilerin düzenliliklerine ilişkindir. Sanatın soruları duyusal alana ve beğenilere ilişkindir. Bir sanat eserinin güzel olup olmadığı, estetik değeri gibi. Dinin soruları ise metafizik bir alana aittir. Evren
Friedrich Wilhelm Nietzsche, 1844'de dindar bir ailenin oğlu olarak Dünya'ya gelmiştir. Babası, amcası ve büyük babası Luteryan din adamlarıydı. Babası ve erkek kardeşi o küçükken öldüler ve Nietzsche annesi, büyük annesi ve iki teyzesi tarafından yetiştirildi. 24 yaşında Basel Üniversitesinde profesör oldu. Orada kendisini derinden etkileyen besteci Richard Wagner ile tanıştı ama ilişkileri bir süre sonra Wagner'in Yahudi karşıtlığı yüzünden bitti. Nietzsche 1870'de difteri (mikroorganizmanın boğaz, burun,göz ve deriye yerleşmesiyle ortaya çıkan ciddi sonuçlara, ölümlere yol açabilen bir hastalıktır.) ve dizanteriye(bakteri, amip ve virüslerin neden olabildiği bir bağırsak enfeksiyonudur) yakalandı sonrasında da sağlığı bir türlü düzelmedi. 1879'da öğretim üyeliğinden istifa etmek zorunda kaldı ve sonraki on yıl boyunca Avrupa'da dolaştı, en çok yaptığı şey; yürümekti günde 8-10 saat yürüyordu. 1889'da sokakta, bir atın kırbaçlanmasını engellemek isterken yere yığıldı ve bir daha hiç iyileşmemek üzere sinirsel bir çöküş yaşadı. 1900'da 56 yaşında öldü. Din, ahlak, modern kültür, felsefe ve bilim üzerine metafor, ironi ve aforizma dolu bir üslupla eleştirel yazılar yazmıştır.
Hikâyemiz; kızı Fatma ve eşi Zinnure Hanım ile lunaparka giden Süleyman’ın yaşamından kesitleri ele alır. Süleyman’ın poligon oyununda vurmak isteyip, vuramadığı tavşan; kavuşamadığı dünyevi istek ve emelleri temsil ediyor. Süleyman dünyayı lunaparka benzetir ‘dünyanın geçici bir oyun’ olduğuna değinir. Lunaparktan çıkmak istedikleri zamanda