İlgi Gören Niyaz - beni beni Gönderileri - 1000Kitap

Önsöz

Okuyucu, bir yabancı olarak benim bu eserimi Atatürk’ün aziz hatırasına niçin ithâf ettiğimi sorabilir. Buna sebep: bu eserin ortaya konmasında Atatürk’ün büyük rolünün bulunmasıdır. Çünkü, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nde bir Hungaroloji Kürsüsü kurulması fikrini ortaya atan ve nâçiz şahsımı bu Kürsüye davet ettiren O’dur. Bu davet, beni o zamana kadarki etüdlerimin izinde çalışmama tegvik etti. Bu kitabın büyült kısmı, üniversite’de verdiğim derslerimle yakından ilgilidir. Meslekdaşım ve çok eski dostum Dr. Hâmit Zübeyir Koşay’a, çok yönlü çalışmaları yanmda, bu eserin tercümesini de omuzlarına yüklendiği için şükranlarımı sunarım. Kitabımm Enstitü yayınlan arasında neşredilmesine tavassut eden ve gözlerimin rahatsız olması sebebiyle metin ile matbaa provalarında lüzumlu düzeltmeleri yapan Prof. Dr. Ahmet Ternir ile asistanı Dr. Tuncer Gülensoy’a samimî teşekkürlerimi,ifâde etmek isterim. Ayrıca, kitabımın basılmasında titizlikle davranan Ayyıldız matbaası idareci ve mensuplarına, bu arada operatör Niyazi Eîrtay’a minnetlerimi sunarım. Ankara, 1971. Prof. Dr. L. Râsonyi

Türk Kültürü Araştırma Enstitüsü, 3. Baskı.Kitabı okudu

Tarihte Türklük Laszlo Rasonyi

E. Said Coşkun

@esaidcoskun·

3yıl

Dördüncü Rica Bir zaman, ihtiyarlığa ayak bastığımdan gafleti idame ettiren sıhhat-i bedenim de bozulmuştu. İhtiyarlıkla hastalık, müttefikan bana hücum etti. Başıma vura vura uykumu kaçırdılar. Çoluk çocuk, mal gibi beni dünya ile bağlayacak alâkalar da yoktu. Gençlik sersemliğiyle zayi ettiğim sermaye-i ömrümün meyvelerini; bütün günahlar,

devamını oku

Sayfa 225 - İhlâs Nur NeşriyatKitabı okudu

Lem'alar / Büyük Boy Sırtı Deri Bediüzzaman Said Nursî

Reklam

Aylin

@ayliina·

4yıl

“Ben insanları ve cinleri ancak bana ibadet etsinler diye yarattım” (zariyat-56) ayetini oku ve anla ki, dünyadan maksat, ibadetten başka bir şey değildir. Kitaptan maksat, bahsettiği fen olmakla beraber, sen onu yastık yapsan da olur. Lakin maksat, onun yastık yapılması değil; ilim, irfan ve irşad idi. Eğer sen kılıcı çivi yapacak olursan, olmam demez. Lakin böyle yapmakla hezimeti, zafer ve nusrete tercih etmiş olursun. İnsanların yaratılmasından maksat: Onların Hakk’ı bilmesi ve ona ibadet etmesidir. Lakin her insanın, kabiliyetine göre bir ibadet yeri vardır. Kerim olan kimsenin ibadet yeri ikramdır. Alçak olan kimsenin ibadet yeri de onu hasta etmektir. O halde alçaklara vur ki itaat etsinler; kerimlere de ver ki, ihsana mazhar oldukça şükretsinler. Hazreti Mûsa, iç ağrısı gibi usandıran Beni İsrail’in, başları eğilsin diye Kudüs’te ufak bir kapı yapmıştı. Çünkü onlar cebbar ve kafa tutan kimselerdi. İşte onlar için Cehennem de o küçük niyaz kapısı gibi olacaktır.

Mesnevi Mevlana Celaleddin-i Rumi

Zehr/a

@bi_hazan·

4yıl

NÛRİ MUHAMMEDİ-Yİ TAŞIYAN KURBAN (Muhteşem!!)

Rabbimiz’in emri gereği kurbanlarımızı kestiğimiz, fakir-fukarâ, eş-dost, komşu ve akrabamız ile paylaştığımız, maddî ve mânevî ikramlarla bayram ettiğimiz Kurban Bayramı, bilindiği üzere Hazret-i İbrahim’in yaşadığı büyük bir imtihanın hâtırasıdır. Kur’ân-ı Kerim’de ana hatlarıyla anlatılan bu kıssa ile alâkalı olarak, hadîs-i şeriflerde ve

devamını oku

Osslleemmm

@osslemm·

4yıl

252 syf.

· Kitabı okudu

Puan vermedi

Bir kadın,bir kız kardeş,bir kız çocuğu,bir anne,bir ressam,bir dost Mino...Yaşadığı döneme bir kaç beden büyük gelmiş,fedakar ama bir o kadar özgür ruhlu bir kadın.Tüm zorluklara rağmen istediğini yapmaktan vazgeçmemiş bir kadın.Kendisinden hayli büyük,üstelik de evli bir adama aşık olmuş,o aşkı da her türden olumsuzluğa karşı korumayı,taze tutmayı başarmış bir kadın.Acılarını resimle yoğurup,aşkını türlü renklere boyamış.Hep okumuş,hep yazmış,hep çizmiş,hep...Yaşamış...Doludizgin...Babasından,ağabeyinden göremediği sevgiyi,şefkati aşık olduğu adamda bulmuş.Son nefesine kadar onu sevmekten hiç vazgeçmemiş.O kadar çok sevmiş ki,sürekli bir arada kalmanın getirebileceği olumsuzluklardan korkarak uzak tutmuş kendinden yıllar boyu Cahit Adamı'nı...Babası kollarında ölmüş,ağlayamamış...Ağabeyinden dayak yemiş,ağlayamamış...Ta ki en kıymetlisini,Niyazi'sini kaybedene kadar...Çünkü en çok anne olmayı sevmiş Mino... Hüsnü Arkan'ı şarkılarıyla severdim de kaleminin bu kadar zarif olduğunu tahmin edemezdim.Epey zamandır merak ettiğim,ama bir türlü okuyamadığım bir kitaptı Mino'nun Siyah Gülü...Bazı kitaplar ayna tutar insana...İçinizde bir yerlere dokunur.Düşündüğünüz,ama bir türlü ifade edemediğiniz şeyler gözlerinizin önüne serilir.Ben okurken çok duygulandım.Sanki biri bana beni anlattı,usul usul dinledim.Gözlerim doldu,sevindim,üzüldüm,ağladım.Yaşadım bu kitabı,keyifle...Siz de yaşayın