Kısacası, hayat kırıklıklarımız hayal gücümüzü hadım ediyor. Günün sonunda mesai saati, maaş bordrosu, koltuk takımı ve okul servisi taksitleri arasında sıkışıp kalan rutin bir hayata teslim oluyoruz. Çocukluk hayallerimiz içimizde nasırlaşmış ukdelere dönüşüyor. Çoğumuz 35'inde ölüyor, 70'inde gömülüyor! Norman Cousins ne güzel özetlemiş: "Hayatta en büyük kayıp ölüm değildir. En büyük kayıp, biz yaşarken içimizde bir şeyin ölmesidir."