“Hayat senin bakışınla anlam kazanır. Ya sadece bir noktayı görürsün hayatın akıp gider, sen farkına varmazsın ya da görebileceğin tüm güzelliklerin tam ortasında hayatı yaşarsın, akıp giden zamanın anlam kazanır.”
Bazen de ararken yaşadığımız ve karşılaştığımız şeyler, bize aradığımızın değil de daha başka şeylerin gerekli olduğunu öğretebilir. Çünkü arayışın bizzat kendisi, insanı yön ve hedef sahibi yapar.
Derman sende fakat senin haberin yok
Derdin sende fakat sen görmüyorsun
Kendini küçük bir beden sanıyorsun
Oysaki koskoca bir âlem dürülmüş içinde senin
Öylesine apaçık bir kitapsın ki
Gizli şeyler onun harfleri ile meydana çıkmada
Dışarıya ihtiyacın yok senin
Gönlünde yazılmış yazılar
Her şeyden haber verir sana.
Bursa´da bir eski cami avlusu
Küçük şadırvanda şakırdayan su,
Orhan zamanından kalma bir duvar
Onunla bir yaşta ihtiyar çınar,
Eliyor dört yana sakin bir günü
Bir rüyadan arta kalmanın hüznü,
İçinde gülüyor bana derinden
Sanki bir hatıra serinliğinden,
Ovanın yeşili, göğün mavisi
Ve mimarilerin en ilahisi.
Bir zafer müjdesi burda her isim,
Yekpare bir anda gün, saat, mevsim.
Stop - zamanın da bir uğunması var ki, doğrusu dayanamıyorum bakmaya; mekânda, çünkü, zamanla derin bağıntı içindedir ya, herhalde sana göstermemeye çalışıyor.