Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Berat Serdar

Berat Serdar
@oblomovian
6 okur puanı
Temmuz 2018 tarihinde katıldı
Dyskolos'un* tasarladığı on şeyden dokuzu gerçekleşirse, bu gerçekleşenlere sevinmez de, gerçekleşmeyen bir tanesine üzülür; bunun tersi olarak, eukolos** gerçekleşmiş tek bir tasarısıyla avunmasını ve neşelenmesini bilir - ama her kötülüğün bir telafisi olduğu gibi, burada da dyskolos'lar yani en karanlık ve kaygılı karakterler, bir bütün olarak, neşeli ve tasasızlardan daha çok sayıda hayali ama daha az sayıda da gerçek kazayı ve acıyı yaşamak zorunda kalacaklardır; çünkü her şeye kara gözlüklerle bakan, sürekli en kötü olasılıktan korkan ve önlemlerini buna göre alan biri, her şeye pembe gözlüklerle ve iyimser bir gözle bakan biri gibi sık sık yanlış hesap yapmış olmayacaktır. * (Yunanca) Somurtkan - ç.n. ** (Yunanca) Neşeli - ç.n.
Reklam
En büyük hazzı hayran olunmaktan aldığımız için, ama hayran olanlar ise, her şeyin nedeni kendileri oldukları halde, buna gönülleri razı gelmediğinden; en mutlu kişi, bunu nasıl başarmış olursa olsun, kendine dürüst bir biçimde hayran olabilendir. Böylece başkaları onu yanıltamazlar.
Onur, nesnel olarak, başkalarının bizim değerimiz hakkındaki görüşüdür ve öznel olarak, bizim bu görüşten korkmamızdır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Gururun en kelepir türü ulusal gururdur. Çünkü bu gurur, kendisine kapılmış olanın gurur duyabileceği bireysel özelliklerinin yoksunluğunu ele verir; yoksa milyonlarca kişiyle paylaştığı bir şeye başvurmazdı. Önemli kişisel üstünlüklere sahip olan bir kimse, daha çok, sürekli gözünün önünde bulunduğu için, kendi ulusunun hatalarını en açık bir biçimde görecektir. Dünyada gurur duyabileceği hiçbir şeyi olmayan zavallı bir adam, son çareye, ait olmakla gurur duyduğu ulusa uzatır elini; burada kendine gelir ve artık, şükran içinde ulusa özgü tüm hataları ve aptallıkları dişiyle tırnağıyla savunmaya hazırdır.
Reklam
Mutluluğunu ... kendisinin gerçekten ne olduğunda değil başkalarının gözünde ne olduğunda aramak zorunda kalan biri, çok kıt bir kaynağa sahiptir.
Her yerde sadece kendimize emanet olduğumuzdan Mutluluğumuzu da kendimiz yapar ya da buluruz.
The Traveller, v. 431Kitabı okudu
Aynı dışsal koşulların ya da olayların sağlıklı ve zinde günlerimizde üzerimizde bıraktıkları etkinin, hastalığın bizi huysuz ve ürkek kıldığı günlerdeki etkileriyle karşılaştırılması, mutluluğumuzun, keyifli bir ruh haline ve bu ruh halinin de sağlık durumuna ne denli bağlı olduğunu gösteriyor.
Reklam
Bu bakımdan, bizim elimizde olan tek şey, verilmiş olan kişiliği olabildiğince yararlı bir biçimde kullanmamız, yani sadece ona uygun çabalara girişmemiz ve o kişiliğe tam uygun bir eğitim türünü almaya çalışmamızdır; ayrıca başka türlerden kaçınmamız, demek ki bu kişiliğe uygun konumu, uğraşıyı ve yaşam biçimini seçmemizdir.
Kolay şey değildir mutluluk, kendimizde bulmak çok zor, başka yerde bulmak imkansızdır.
Kuşkulanamadığım bir şey var: Ne kadar kurnaz olursa olsun, hiçbir cin, ben var olmasaydım beni kandıramazdı. Vücudum olmayabilir; bu bir yanılsama olabilir. Ama düşünce farklıdır."Her şeyin sahte olduğunu düşünmek istediğim halde, mecburen düşünen ben, bir şey olmam gerekirdi ve bu hakikat, düşünüyorum öyleyse varım hakikati, o kadar sağlam ve o kadar kesindi ki, kuşkucuların en abartılı varsayımlarının bile onu bozamadığını farkedip, onu aradığım felsefenin ilk ilkesi olarak tereddütsüz kabul edebileceğim kararına vardım. Descartes
“Siz bilmek isteyenler,sizin siz olduğunuzu biliyor musunuz? Ben biliyorum.Nereden geliyorsunuz?Bilmiyorum. Kendinizi tek mi çok mu hissediyorsunuz? Bilmiyorum. Kendinizi duygulanmış hissediyor musunuz? Bilmiyorum. Düşündüğünüzü biliyor musunuz? Ben biliyorum. Aziz Augustinus
45 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.