İlk Adım: Empati
Biri sizi eleştirdiğinde ya da saldırdığında, size yardım etmek istiyor da olabilir incitmek de isteyebilir. Eleştirenin söylediği doğru veya yanlış olabilir ya da ikisi arasında bir yerdedir. Fakat, ilk başta bu konulara odaklanmak pek akıllıca değildir. Bunun yerine, o kişinin tam olarak ne demek istediğini anlamak için ona bir dizi netleştirici soru sorun. Soruları sorarken yargılayıcı ya da savunmacı olmaktan kaçının. Sürekli olarak daha net bilgi sorun. Dünyayı, eleştirenin gözlerinden görmeye çalışın. Size belirsiz, aşağılayıcı etikederle saldırırsa, ona daha belirli olmasını ve sizinle ilgili hoşuna gitmeyen şeyin tam olarak ne olduğunu açıklamasını söyleyin. Bu ilk manevra tek başına bile eleştiren kişiyi sırtınızdan atabilmeniz için bayağı yardımcı olur ve saldırı savunma etkileşimini bir işbirliği ve karşılıklı saygıya dönüştürmeyi sağlayabilir.
Sayfa 149
“Korkularımıza odaklanmak bir hücreyi mikroskobun altında incelemeye benzer: Asıl olduğundan orantısızca büyük görünür.”
Reklam
Aşırı materyalist olduğunuzda, diyor Tim, "kendiniz hakkında sürekli meraklanmanız gerekiyor insan­lar sizi nasıl değerlendiriyor acaba?" Bu da sizi "başkalarının sizin hakkınızdaki fikirlerine ve size düzdükleri övgülere odaklanmak" zorunda bırakıyor. "Sonra da diğer insanların hakkınızda neler dü­şündüğünü, size istediğiniz mükafatları verip vermeyeceklerini me­rak edip duruyorsunuz. İlginizi çeken şeyleri yapmak ya da sizi sırf siz olduğunuz için seven insanların yanında olmak yerine ağır bir yükün altına giriyorsunuz."
Hayatta her şeye sahip olmamız, her şeyi başarmamız, he şey olmamız imkânsızdır ve nasıl olsa hepimiz sonunda öleceğiz. Bu nedenle, gerekli ve asıl olanı keşfedip ona odaklanmak; bizi boş yere meşgul eden, zamanımızı, enerjimizi, maddi kazancımızı harcayan boş ve anlamsız şeyleri kendimize yüklenmekten çok daha mantıklıdır. Bu dünyada bize verilen, sadece Yaradan'ın bildiği sınırlı zamanımızı en iyi şekilde kullanmaya çalışmak, kaynaklarımızı ve gücümüzü ahiret dünyasının gerçekliğiyle bilincinde kullanmak, anlamlıdır
Sayfa 65 - Az KitapKitabı okuyor
Tam kırılacaktım boşver dedim 😊 olması gerekene odaklanmak ; kırgınlık.. geregi yoktur efendim🌸🪷 Sadece huzur🩵
Diyet yaptığımızda öncelikle şekerle birlikte, kalorisi yüksek diye yağı da keseriz; proteini artırırız. Bu durumda isteriz ki göbek yağlarımız yakılsın ama kaslar kalsın. Ancak şayet hibrit motorlar metabolik esnekliğini kaybetmişse, siz şeker tüketmeseniz dahi gidip göbeğinizdeki yakıtı kullanmaz. Şeker yoksa yerine protein olarak özel bir amino asidi yakmayı seçer. Bu proteinin adı "glutamin"dir. Glutamin vücutta çok fazla bulunur. Özellikle de kasların içinde... Glutamin ve glikoz benzer metabolik yolu kullanır; Yağ düğmeniz çalışmıyorsa, şekeri kesince devreye kaslarınızdaki glutamin girer ve kas kaybı yaşanır. Demek ki öncelikle proteini yeterince tüketip tüketmediğimize veya şekeri tam olarak kesip kesmediğimize odaklanmak yerine, motorlar arası hızlı geçişi düzeltmeyi hedeflemeliyiz.
Reklam
Köprüden Önce On Çıkış!
Evliliği tehlikeye sokan dört şey: 1. Eleştiricilik: Eşin hep kötü yanlarına odaklanmak, iyi taraflarına kör olmak. 2. Savunmacılık: Her defasında kendini haklı çıkaracak sebepler aramak. 3. Küçümseme: Eşini eşit bir özne olmaktan çıkarıp, nesneleştirme. 4. Duvar örme: Duygusal iletişim yollarını kapatma; duyusal sağırlık.
Yıllardır inandıklarını satın almak, tekrar oraya kaymak çok kolay. Bu yüzden hemen düşünce boyutunda hakimiyeti ele geçirmek için didinmek yerine, eve gelmek lazım. En kolay yolu bedenle bir olmak ve ilerlemek. Nasıl? O gün, o anda yaşamda en uygun, işe yarar, gerekli iş olarak ne varsa hemen onu yapmaya girişmek. Ona odaklanmak.
İSLAM COĞRAFYASINA DAİR OKUMALAR
İslâm coğrafyasını tanımak ve anlamak… Cümleyi bu şekilde yazınca kolay, ama aslında böyle bir hedefe odaklanmak, bütün bir ömrü kaplayacak uzun, devamlı ve yorucu bir çabaya katlanmaya razı olmak demek. Çünkü karşımızda çok katmanlı, çok boyutlu, çok bilinmezli ve çok renkli bir coğrafya var. Üstelik sınırları sürekli genişleyen, devamlı gündemde
Nasıl Okuyalım?
İnsanoğlunun fıtratında iki uç, bir arada ve daima rekabet halindedir: İnsan hem sonu gelmez emeller ve hayaller peşindedir -irfan geleneğimizde buna “tûl-i emel” denir- hem de bir gününü bile tutarlı biçimde planlayamayacak kadar sabırsız ve aceleci bir varlıktır. İçindeki sonsuz istekler onu dünyada sürekli ve hırslı bir çaba içinde davranmaya
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.