Tolstoy, zamanının (bu şu an günümüz için de geçerli aslında) hakim sanat anlayışına -belirli bir zümrenin hoşuna giden sanatsal faaliyetlerine- dair çok önemli eleştiriler getirerek sanatı, salt hoşa gitme duygusundan ve estetiğin sadece güzellik algısından oluşmuş yanılsamasından kurtarıyor. Sanatı, sanatçının duygularını insanlara aktardığı bir etkinlik olarak tanımlıyor. Ancak bu tanımlamayı yaparken bu duygu aktarımının yalnız ve yalnız dinsel bilinç içinde gerçekleşmesi gerektiğini savunuyor. Bunun dışında gerçekleşen her faaliyeti sanattan saymıyor, saymamakla kalmayıp o tür faaliyetleri yadsımayı ve küçültmeyi, ezmeyi tercih ediyor.