Şövalye, eski alaycı tarzını hatırlatan tiyatral bir havayla açtı kollarını, “Nasıl oluyor da, işlenmemiş ve bilgisiz ruhlar, işlenmiş ve bilgili olanın kafasını karıştırabiliyor? diye sorar Marcus Aurelius.
“Güçlü bir istihbarat ağımız olsa kardeşlerim… En az Fatımiler kadar ya da onlardan daha iyi, daha etkili bir şebekeden bahsediyorum… Doğrudan merkeze bağlı, bilinen dünyanın en dış hudutlarına kadar nüfuz edecek esaslı bir teşkilat!…”