Bir anne baba çocuğunu diğer çocuklarla kıyaslamaya başladığı anda mayınla döşenmiş bir yola girmiş demektir; bu tür bir mayının ne zaman patlayacağını bilemezsiniz.
Sağlıklı ve dürüst kıyaslama ancak ve ancak kişinin önceki hâliyle şimdiki durumu arasında yapılabilir.
Yetenekli olduğu ya da olmadığı alanlarda kişi diğerleriyle değil, kendiyle kıyaslanarak gelişimi belirlenmelidir.
İnsanın yaşamının her akanında kendini rakip görmesi; kıyaslamayı başkalarıyla değil, kendisiyle yapması yaşamda gelişimin püf noktalarından biridir.
Doğumdan itibaren çocuğun anne kucağına, öpülmeye, sarılmaya, konuşulmaya, dokunulmaya ihtiyacı var. Çocuk anne babayla konuşarak, oynayarak, etkileşim içinde gelişir.
Eğer temel inanç ve değerlerimiz uymuyorsa amaçlarımız farklı olur, zaman içinde eşimizle farklı kuzeylere gitmeye başlarız. Paylaşılan inanç ve değerler ilişkinin aşkınlığını oluşturur ve o ilişkinin liderliğini yapar. Karı-koca olmak sosyal kimliğin ötesinde bir ruhtur. İşte o ruhun özü paylaşılan inanç ve değerlerdir.
Kadın, erkeğe bir konu ile ilgili sorununu anlatırken uzun uzun sorunun boyutlarından bahseder. Erkek daha konuşmanın başında, neredeyse sorunu duyduğunuzda, çözmeye m önerileri getirmeye başlar. Veya birden, “Şunu yaptın mı?” diye sorar. Şayet kadın, erkeğin bu yönünün, yani kafasının bu şekilde çalıştığının farkında değilse dinlenilmediğini, önemsemediğini düşünüp gücenecek içine kapanabilir. Kocasıyla iletişin kuramadığını düşünür…
Erkek günlük olarak sarf edeceği kelimeleri tüketmiş olabilir ama o da kadının konuşma ihtiyacını görüp eşlik edebilir. Böylelikle bir anlaşma zemini oluşur. Çünkü her biri karşıdakinin gözüyle bakmayı öğrenir.
Ergenlik cinsellik ihtiyacının biyolojik olarak ortaya çıktığı dönem olabilir. Fakat biyolojik olarak ortaya çıkması, bu ihtiyacın hemen o yaşlarda tatmin edilmesi gerektiği anlamına gelmez. Aksine duygusal, psikolojik, toplumsal ve manevi olgunluk anlamında doğru ve sağlıklı bir gelişim için erken yaşta cinsellikten uzak durmak gerekir. İnsan varoluşunun beş boyutunda da tam ahenk olmadan yaşanan cinsellik hem kadın hem de erkek açısından sığlaşma, anlamsızlaşma, hedonizm ve sonuçta nihilizmi beraberinde getirir.