Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.27
irem bulut
irem bulut
@okuyanirem
49 okur puanı
Ocak 2019 tarihinde katıldı
yine bir FMA kitabı yine rezalet. gerçekten bu adamın kadınlarla zoru var. kadını cinsel obje gören tecavüzü meşrulaştıran bir kitap yine. kızımız süper güzel ama asla farkında değil güya kendi ayakları üstünde duruyor fakat adamın sözünden çıkmıyor. en çok miğdemi bulandıran kısım ise çocuk gibisin deyip onu arzulamasıydı. burada da devreye pedofili giriyor. asla okumayın bunu ve diğer kitaplarını. beğenen yazıları görünce çok şaşırdım. bu iğrençlikleri ne güzel normalleştirmişler.
Yazarın dizilerini izlemek yerine kitaplarını okumayı tercih ettim. Yazarla da tanışma kitabım bu kitap. 3 hastasına yer vermiş. Tabi daha sonra birkaç ekleme oluyor. Her şey iyi giderken Hayatı dinlerken ki davranışları yazara bakış açımı değiştirdi. 13 yaşlarında bir çocuk daha ve hata yapması kadar doğal bir şey yok fakat kıza iğrenç bir şeymiş gibi davranıyor. Onu anlamak yerine oturduğu koltukta yargılamak daha kolay geliyor galiba. Meliha karakterine hiç üzülmedim çünkü kızını bu yola sürükleyen o. Ama yazar hanım tam tersi düşünceye sahip. Ayrıca yazarın cinsiyetçi yaklaşımı da rahatsızlık verici. Bunca yıl insanları dinle. bir kadın olarak başarılı ol böyle bir topluma rağmen ama hala cinsiyetçilik yap. Yazardan hiç hoşlanmadım ve önyargı oluşturdu. Ama diğer kitaplarını da okuyacağım mereka ediyorum yaklaşımları değişecek mi yoksa iyice mi yoldan çıkıcak. Genel olarak dili güzel ve okunabilir kitap. En azından bakış açısı kazandırıyor ve farklı hayatlar hakkında da fikir sahibi oluyoruz.
Bu yağmurlu günde en güzel yapılacak aktivite kitap okumaktı ve uzun zamandır elime bir kitap alıp okuyamamıştım. Bu kitabı okumaya karar verdim. Konusu adından da anlaşılacağı gibi idam mahkumunun, idamına karar verildikten o ana gidişine kadar geçen süreyi mahkum gözünden anlatıyor.
Kitabın başında bir önsöz var ve aslında yazarın neden bu yasaya karşı olduğunu o dönemin siyasi ve kültürel olaylarından örnekler vererek açıklıyor. Başta kitabı okurken mahkumla beraber çıkmaza düşüp tedirgin oldum fakat bazı durumları da düşünce işin içinden çıkamadım. Aklıma geçen gün haberlerde gördüğüm kadın geldi. Kocası tarafından 5 gün boyunca zincirlenip eziyet görmüş ya da Pınar ın nasıl canavarca öldürdüğünü ifadesinde anlatan katili. Yani bu insan bile demek istemediğim kişiler için de geçerli mi bu yasaya karşı çıkmak. biliyorum canım ülkem de bu yasa yürürlüğe girse bile bu kişilere yine bir şey olmayacak. Müge Anlı nın böyle suçlular için çok güzel bir önerisi var keşke cezaevinde bir kaç yıl yatıp utanmadan hayatlarına devam etmelerindense yerinde uygulamalarla cezalarını çekerler. Kitapta aslında gözüme takılan nokta daha çok idamı seyretmek için toplanılan kalabalığın coşkusu ve mutluluğu oldu. empati ve merhamet duygusundan yoksun bir şekilde gördükleri infaz şeklini yadırgamadan kabulleniyorlar. Kitaptaki düşünceye katılıp katılmamak bize kalmış fakat farklı bir pencereden bakmanın kimseye zararı olmaz.
Okur Takip Önerileri
pucca yı liseden beri takip ediyorum. arada kalan birkaç kitabı kaçırdım ama bunu çok merak ediyordum çünkü evlendi ve çocuğu oldu. bazıları edebi değer falan demiş kız blog yazıyor günlük şeklinde kaleme almış zaten. bilgi, edebi cümle vaat etmiyor. okurken kocasına ayrı sinir oldum kız zaten neler yaşamış birde gelmiş bu ruh hastası camışla uğraşıyor. gördüğü şey psikoloji şiddetten başkası değil. yaşadığı evlilik ve hamileliği anlatıyor. önceki kitaplardan biraz daha duygusal çünkü gerçekten zor zamanlar yaşamış birde üstüne sorumsuz bir insana bakıcılık annecilik karılık yaparken baya yorulmuş ama buna rağmen çok güçlü bir kadın. kitap için en üzüldüğüm nokta kısa olmasıydı keşke daha uzun olsaydı. umarım 8. kitapta çok mutlu ve umutlu olur.
kısa hikayelerden oluşan bir kitap. genelde kadın karakterlerin ağzından anlatılıyor. anlatımı çok doğal. yaşananlar çok bizden. bu karantina günlerinde iyi geldi. farklı farklı insanların evlerine, zihinlerine misafirliğe gitmiş gibi hissettiriyor. bütün hikayeler çok güzel. ama kasvetli ve karamsar geldi bana. sank ihangi durum da statüde olsakta yalnız ve mutlu olmayacakmışız gibi.
ilk Cengiz Aytmatov kitabım. Kırgızistan da geçiyor. yaşanılan köyün erkekleri savaşa gitmiş ve işler kadınlara ve çocuklara kalmış. karakterlerimizden biri Cemile. eşi Sadık asker de. Cemile diğer kadınlardan farklı olarak güler yüzlü ve rahat ve dobra bir kadın. Danyar karakterimiz var kimsesiz sessiz sakin ve göçebe bir adam. birde bu ikisinin aşkına şahitlik eden seyit var. Cemilenin kaynı. zaten kitap Seyitin gözünden anlatılıyor. bir şair kitap için en güzel aşk hikayesi demiş. evet Cemile ve Danyal ın aşkını sevdim fakat bir tarafta da Sadık var. askere gitmiş ve hastanede iki ay sonra eve dönecek. kitabın anlatım dili çok güzel. okurken yer betimlemeleri beni çok mutlu etti. sadece kitap kısa geldi. keşke biraz daha uzun anlatılsaydı aşkları ya da biraz daha anlaşılır olsaydı. çünkü bazı şeyler havada kaldı. yine de kitabın büyüsü geçekten çok güzel.
kendimi iyi hissetmediğim ve kitap okumaktan uzaklaştığım bir dönemin sonunda bu kitap karşıma çıktı. pdf olarak okumaya başladım. 101 yol ile zihni geliştirmekten bahsediyor. verdiği tavsiyeler genel olarak bir şeyler yemek ya da bazı masajlar yaparak insanın içinde bulunduğu stres ve kaygıdan uzaklaşmasına yardımcı olmaya çalışıyor. açıkçası sevemedim. verdiği örnekler ve sorduğu bilmeceler çok saçma ve havada kaldı. bence böyle bir alanda kitap okumak istiyorsanız o kitap bu kitap değil. beğendiğim söylenemez ama en azından yeni kitaplar okumaya teşvik etti.
Şuana kadar okumadığım için pişman olduğum bir kitap kendisi. Bence yılda 2 kere okunmalı ki unutmalısın. Atatürk’ün önerdiği kitaplardan da olması artık oku dedittirdi. Kitap baştan sona çok güzel dili içeriği muazzam. Sömürü altında olan Finlandiya ülkesinin Snelman ve arkadaşlarının başlattığı halk hareketi ile bilgiyi ulaşması anlatılıyor. Eğitim sağlık ekonomi aile gibi bir çok konu ile ilgili bilgiler mevcut. Ayrıca yapılan karşılaşırmaları da çok sevdim. Türkan Şoray Müjde Ar örneği güzeldi. Okurken keşke şuan bizimde ülkemizde bir Snelman olsun dedim. Oysa ki bizim de Atatürk'ümüz var. Fakat ölümü sonrası iktidara gelen hükümetlerin çıkarları doğrultusunda hep halk arka plana atıldı ve bu durum devam ediyor. Keşke bu kitabı mecliste oturan 600 milletvekilli canlı yayında okusa. Acaba kitaptaki Almanya yı öven yazılar yazan sılav yazar gibi bir sonu tercih ederler mi?
Bundan sonra kesinlikle öneri istendiğinde söyleyeceğim ilk kitap.
Daha önce antabus kitabını okumuştum fakat bitirememiştim. Oradaki kadının yalnızlığı beni çok etkilemişti benimde piskolojik olarak kötü olduğum bir dönemdi. Ve bugün de başka bir kitabına başladım ve 1 saat içinde bitirdim.
Gelin başı kitabı hikayelerden oluşuyor ve her hikayenin baş karakteri bir kadın. Evlilik, iş, annelik gibi toplumun üstüne yüklediği sorumlulukları çok güzel anlatmış. Anlatım tarzı çok güzel. Sadece hikaye sonunda ne olduğunu merak ettim durum hikayeleri olduğu için daha çok içe dönüktü ama dili çok akıcıydı.
Sabahattin Ali nin Kürk Mantolu Madonna kitabını lisede okumuştum ve çok beğenmiştim. Aradan 5 sene geçti ve romanlarına başlamadan önce eşine ve kızına yazdığı mektupları okumak istedim. O kadar naif ve güzel ki. Başta Aliye hanıma olan sevgisi daha sonrası evlilik ve kızı filize olan tutumu o kadar naif ki hayran kaldım. Zor şartlarda mücadele vermeye çalıyor ve en zor durumda bile ailesini merak ediyor ve onları ihmal etmiyor. Keşke kitapta eşinin de verdiği cevaplar olsaydı o zaman muhteşem olurdu. Kitabı bitirdikten sonra biyografisine tekrar baktım. 41 yıl yaşamış ve bu yaşamına ölümsüz ve anlamlı eserler sığdırmış. En kötüsü de onu öldüren kişinin kısa süre yatıp çıkması sanırım. Ülkemiz yine hangi dönem yıl olduğu fark etmeden sahip çıkılması gereken değerleri ya etiket yapıştırarak ötekileştiriyor ya da ayaklar altına alıyor. 1 saatte okuyabileceğiniz sizi duygudan duyguya sürükleyen bu kitabı okuyun lütfen.
Merakla başladığım bir kitaptı. Bosnalı Müslüman Leyla nın başına gelen olaylar anlatılıyor. Şiddet ve tecavüz hat safada kitap bitene kadar Leyla lütfen mutlu olsun diyerek okudum. Dili akıcı fakat anlatımı yetersiz buldum daha açıklayıcı olabilirdi. Leyla bir kadın olarak güçlü kalmaya çalıştı ve ayaklarının üzerinde durmak istedi ama yaşadığı şeyler hep bir engel olarak karşısına çıktı. Dikkatimi çeken diğer kısım müslüman askerlerin Sırplılardan daha kötü olduğu çoğunlukla tecavüzü onların gerçekleştirdiğiydi. Ama genel olarak insanı sarsıp düşündüren bir eser.
Kafka ya ilk bu kitabından başlamak istedim. Tek otobiyografik yönündeki eseri. Babasına olan serzenişleri var kitapta. Dili güzel akan bir kitap. Bana sanki kafka hep mağduru oynuyormuş gibi geldi. Babasından hem nefret ediyor hemde sevgi besliyor. Kitabın son sayfalarında babasının cevap verse neler söyleyeceğini yazmış. O kısımlar çok hoşuma gitti. Kısacık bir kitap okuyun.
uzun zamandır okumak istediğim bir kitaptı ama sürekli erteliyordum. beklentiyi çok yüksek tutarak başladım. fakat pek umduğumu bulamadım. bu demek değil ki kötü çok güzeldi . ama o tadı alamadım. ilk hikayeyi çok sevdim. dili de çok iyi ve kısa bir kitap.
ilk john kitabım. alırken sayfa sayısına hiç dikkat etmemiştim. 100 sayfa. yolculukta 1 saatte okudum. kitapta anlatım çok güzel. şiir gibi anlatıyor yazar mekan tasviri yaparken. kızılderili karakterimiz kino nun çok değerli bir inci bulması ile başlıyor kitap. gelen inci ile hayaller kuruyor aslında en güzel ve masum hayali oğlunun okuması ve kitapları okuyarak onlara gerçekleri anlatması. İncinin gelmesi ile kasaba halkını duruşu diğer zengin tabakanın bakışını görüyoruz. tek sinir olduğum nokta kinonun karısına şiddet uyguladığı yerdi. ne olursa olsun katlanamıyorum buna. kitabın sonunda incinin felaket mi zenginlik mi olduğunu görüyoruz.ailenin türküsünün nasıl acı bir çığlığa dönüştüğü güzel bir hikaye.
ilk Yaşar Kemal kitabım. Beklentim çok yüksekti. Biraz hayal kırıklığına uğradım sanırım ama bu kitabın güzel ve yazarın çok iyi bir gözlemci olduğu gerçeğini inkar edemez.
Çukurova da çeltik ekmek isteyen toprak ağaları ve ona kanun var diyerek karşı çıkmaya çalışan Zeyno Ana, Resul Efendi, Ali Memet i ve genç kaymakamımızın hikayesini okuyoruz. 35 yılda 43 kaymakam değiştiren bir kasaba var karşımızda. her şeyi rüşvetle çözebileceklerini düşünüyorlar ve genç kaymakamın tecrübesizliğinden yararlanıp onuda suçlarına ortak ediyorlar fakat kaymakam bir şekilde olayın iç yüzünü öğreniyor ve çeltik ekiminin zararlarını çözmeye çalışıyor fakat toprak ağalarına engel olamıyor evet onları zarara uğratıyor belki ama sürülmekten kurtulamıyor. Memed Ali nin cesaretini çok sevdim herkes ağalardan para alıp köyü terk etmişken o kaymakama ayıp olur dedi ve tüfeğini alıpbeklemeye başladı. dönemi çok güzel anlatan bir kitap. ben daha uzun olmasını isterdim. 2 kısma ayrılıyor. oyun olarakta tekrar kaleme alınmış. bence herkesin fikir sahibi olmak için okuması gereken bir kitap .
