Çünkü insan ruhu çelişkilerle, çatlaklarla ve zaaflarla dolu. Raskolnikov'un eyleminde kabul edilebilir hiçbir şey yok, ama biz zaten eylemden çok, ruhun tahribatıyla ilgileniyoruz. Yani polis onu yakalayacak mı ya da yeni cinayetler işleyecek mi gibi hikayesel bir yerden devam etmiyoruz okumaya. Raskolnikov bu suçla ne yapacak ve vicdanıyla nasıl başa çıkacak diye okuyoruz Suç ve Ceza'yı. Böylece yazar, karakterine tuttuğu kara aynayla, okuru da bir otopsi masasına yatırıyor. Kazıyoruz kendimizi.