Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
" Simgesel düzen, yasanın dili ve yürütmesi, sadece bu dünyayı değil, ölümü de bir imgede ele geçirmeye ve ölenin ölümü hakkında tasarruf sahibi olmaya çalıştığı için suçludur, ahlakını yitirmiştir."
"Herkesin kendi dışına çıktığı zaman buluşulan bir yer vardır: sınır... Kendilerinden taşmış kendilerini aşmış olanları buluşturan yer : sınır... eşik belki... Geride kendi kimliklerini bırakarak, temelli ya da geçti bir süreliğine, simgesel düzeni yarıp içinde gedik açanlar, ölmeden önce ölenler, kesik başlar, marjinaller, sınırda duranlar, sınırı paylaşanlar, 1968 ya da 2013 Mayısı gibi özensiz ve kimliksiz bir cemaat oluşturabileceklerdir."
Reklam
Alışveriş fazlasının varacağı yer savaştır.
Sayfa 152Kitabı okudu
İlginçtir ki 1803 yılında Emir Mesut komutasındaki Vahabiler Osmanlı ile savaşıp Mekke'yi ele geçirdikten sonra Osmanlı'dan kalma tarihsel mirası yüzyıllar içinde peyderpey tıraşlayan, Ecyat Kalesi ve Osmanlı Kışlası'nın yerine gökdelenler diken, Osmanlı'dan kalan Kabe yüksekliğini aşmayan kubbeli yapıları, Mimar Sinan'ın hazırladığı son revakları da imha eden zihniyete rağmen Yeni Osmanlıcılık da bu Vahhabi yıkımını örnek almaktadır.
Sayfa 143Kitabı okudu
Ölüm korkusuyla kontrol altına alınamayacak hiçbir tutku yoktur. Ya da bir başka deyişle bencilin sahip olduğu en değerli şey yaşamıdır.
Sayfa 54
Her insan kendi cesedini seyretmektedir; aynada baktığı hem kendisi hem kendinin cesedidir; asla ayrılmaz ikili, kendisi ve cesedi.
Reklam
Osmanlı belki dünyada bir kereye mahsus (belki dünya tarihinde sadece ABD ile yarışacak şekilde) kendi zahidini ve mülhidini, kendi gayrimüslimini, kendi içine alarak kendi mülkü kılmayı, tasavvufla terbiye etmeyi, ehlileştirmeyi denemiş ve (ABD'den farklı olarak) başarısız olmuştur.
Devlet yapıtı ve toplum mimarlığı, sıfırlanmış bir bellekle, talan edici bir bilinçaltı politikasıyla ve yeni bir unutkanlık oluşturan kentlerle işe başlar.
Kişinin kendi buradalığının, kendi yetersizliğinin, ölümlülüğünün, bedenselliğinin ve sorumluluğunun bilincinde olan, kendi olabilmek için bir ötekine ihtiyaç duyan, ancak bu muhtaçlığı ne kendisiyle ne de bir başkasıyla doldurmaya kalkışmayan, içindeki yetersizlik ilkesine kafi gelecek bir şey olamayacağının farkında olan insanların biat ettikleri, tutundukları hiç kimse ve hiçbir cemaatleri olmadığının ve olamayacağının ayırdında olanların bir aradalığından oluşan bir cemaat mitosu.
Yolda Buda ile karşılaşırsan Buda'yı öldür diyen öğreti gibi hiçbir tanrıya, hiçbir öndere, hiçbir akla, hiçbir puta tapmayan; bu dünyayı bir yukarıdakine, bir ötesine teslim ederek varoluşu kendi içinde değersiz kılmayan bir mitos...
708 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.