Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Normalde, bir insan uzun bir hayatın sonunda, çok yaşlıyken ölür. Bu nedenle o kişinin “eceliyle öldüğünü” söyleriz. Ama bazen, bir kaza ya da hastalık nedeniyle ölüm çok daha erken gelir. …. Bu heykel belki keman çalan genç bir kız, belki de kitap okuyan, bir erkeğin kollarında uzanan ya da gülen bir kadın olacaktı. Bir insan genç yaşta öldüğünde, biraz bu heykele benzer. Kendini sonuna kadar biçimlendirecek zamanı bulamamıştır. Ve böyle bir ölümü kabullenmek, çok daha zordur. Doğal olan, doğmak, büyümek, yaşlanmak ve ölmektir.
Sayfa 29 - Günışığı Kitaplığı
Acı
Nefes alamıyorum. Bazı şeyleri kabullenmek, alışmak istemiyorum içten içe bitiyorum bunun farkında olup elimden bişey gelmemesi çok ağır basıyor artık. İnsanlara biraz daha fazla ilgi, tahammül, tolerans gösterecek ne gücüm nede sabrım kaldı. Karşılık beklemiyorum hiç kimseden, anlayış bekliyorum sadece bu kadar zor olmamalı bu. Dayanamıyorum daha fazla, saklıyorum kalbimdeki çürükleri,yaraları, acıları. Ama ruhum ölümü benimsedi sanırım. Kimsenin umurunda olmadım hiç iyi mi diye düşünmedi kimse gülüyorum diye iyi sandılar hep bilmiyorlardı ki en güzel saklama şekli olduğunu. İyi zamanlarda cebime sıkıştırdığım bi kaç nefesle yaşıyor gibiyim ne garip dimi hayatta mıyım diye düşünüyorum çoğu zaman.
Reklam
368 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
#kitapyorumu #seldaileoku #senibulacağım GÖRMEK YETERİ KADAR SAĞLAM BİR KANIT MIDIR ÖLÜMÜ KABULLENMEK İÇİN? O ÇIĞLIKLARIN YANKISI PEŞİMİ HİÇ BIRAKMADI. GÖZÜYLE GÖRDÜĞÜNDEN ALDANIR MI İNSAN? . O bir baba ve beş yıldır hapiste... Hapiste olma nedeniyse oğlunu öldürmek... Ya peki öldü bildiği oğlunun yaşadığını öğrenirse? Bu babayı o hapiste kim
Seni Bulacağım
Seni BulacağımHarlan Coben · Otantik Kitap · 202415 okunma
Görmek yeteri kadar sağlam bir kanıt mıdır ölümü kabullenmek için?
Otantik KitapKitabı okudu
Onu tanımadan önce ölümü kabullenmek çok kolaydı...
Sayfa 226Kitabı okudu
(rahip)Derslerinden birinde, Hıristiyanlığın bir geleneği olan “günah çıkarmanın (günahı kabullenmek)” aslında Aramı Dili’nden yanlış çevrilen bir sözcükten geldiğini öğrenmiş. Doğru çevirinin aslında “kabullenmek” değil, “katılmak” olduğunu söyledi. Benim çalışma grubuma katılana kadar bunun üzerine çok düşünmemişti ve günah çıkarmanın aslında Silahsızlanma Tekniği ile ne kadar benzer olduğunu fark etti. Çünkü kendinizi savunmak yerine sizi eleştiren kişiye katıldığınız zaman, aslında “günah çıkarmış” oluyorsunuz. Ve bunu yaptığınız anda bağışlanacaksınız. Bu görüş sadece Hıristiyanlığa özgü değil, aslında hemen hemen her dini geleneğin içine gömülmüştür. Budisder, egonun ya da kendiliğimizin ölümü anlamına gelen “büyük ölüm”den bahsederler. Eğer içtenlikle sizi eleştiren kişiyle hemfikir olursanız, sıklıkla ölüyor gibi hissedersiniz. Aslında, gururunuz ve “kendilik” algınızın ikisi de ölmek zorunda, ama sizi eleştiren kişiyi ustaca ve açık bir kalple yatıştırırsanız öldüğünüz anda aslında yeniden doğuyor olacaksınız. Başka bir deyişle, “ölümünüz” ve “yeniden doğuşunuz” aslında aynı şeydir — aynı deneyimi farklı açıklama yollarıdır. Hatta kavga ettiğiniz birini yatıştırdığınızda, her ikinizin de birlikte ölüp birlikte yeniden doğacağınızı söyleyebilirsiniz. Çünkü başınıza bela olan düşmanlık, güvensizlik ve hayal kırıklığı anında sıcaklık, sevgi ve saygıya dönüşecek.
Reklam
"İnsan ölümü yaşamak zo­runda olduğu için korkmalı mıdır?" Bu çelişkili tümce başı­nı döndürmüş. İnsan ölümü yaşayabilir mi? Alttan alta öyle olduğunu söyleniyormuş soruda, çünkü sorulan şey ondan korkulup korkulmayacağıymış. Sen yirmi yaşındaydın. O ana dek, ölümü başkalarının başına gelen, kendi başına geldiğin­ deyse hiç farkına varmadan seni alıp götürecek bir şey olarak düşünüyordun. Ölümü yaşamak demek, toparlanıp gittiğini hissedecek zaman olmadan birdenbire onunla burun buru­na gelmek yerine, onun gelişini görüp kabullenmek demek miydi? Kaçınılmaz olan karşısında özgür iradeyi ortaya koy­mak için, onu önceden seçmek demek miydi?
"İnsan ölümü yaşamak zorunda olduğu için korkmalı mıdır?"
"Sen yirmi yaşındaydın. O ana dek,ölümü başkalarının başına gelen, kendi başına geldiğindeyse hiç farkına varmadan seni alıp götürecek bir şey olarak düşünüyordun. Ölümü yaşamak, toparlanıp gittiğini hissedecek zaman olmadan birdenbire onunla burun buruna gelmek yerine, onun gelişini görüp kabullenmek demek miydi? Kaçınılmaz olan karşısında özgür iradeyi ortaya koymak için, onu önceden seçmek demek miydi?" Aldığın notlardan birini bana söylemiştin:"Ölüm hiç bilinmeyen bir ülkedir, kimse oradan dönüp de nasıl bir yer olduğunu anlatamamıştır."
432 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
62 günde okudu
Bu kitaba başlamadan önce senin içinde erdeme ve kendine hâkim olabilmeye doğuştan yatkınsın. Eğer bunlardan uzaklaştıysan bunun sebebi kalıtımsal bir bozukluk değil yanlış şeylerle ve yanlış fikirlerle beslediğin taraflarındır. Seneca'nın da dediği gibi, felsefe tüm bunları üzerinden kazıyıp atabilecek ve gerçek kimliğimize dönmemizde bize
Stoacının Günlüğü
Stoacının GünlüğüRyan Holiday · Pegasus Yayınları · 2021459 okunma
İnsan bazen bir şeyleri kabullenmeli. Kaybettiğini, suçlu olduğunu,bittiğini kabullenmeli. Aksi takdirde sonu olmayan bir belirsizlik içinde boğulur. Bazı anlar bir daha yaşanmayacak, bazı sözler ve bazı hitaplar bir daha duyulmayacak. Yaşanan o tarifsiz mutluluk bir daha yaşanmayacak. Kabullenmek bitirmek demek değil. Sadece artık böyle devam edeceğini ve sonun belli olduğunu bilmek ve bunu anlamaktır. Ayrılığı kabullenmek, ölümü kabullenmekten daha zor ve daha acı vericidir. İnsan bazı şeyleri kabullendiği an, bazen boş bir duvara dakikalarca hatta saatlerce bakar ve en son derin bir iç çekip kalkar ya da ağlar. İnsanoğlu hep gider, ya ölüm götürür onu ya da kendi gider. Ama hep gider. ~espera
568 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.