Bir insanın ölümlü oluşunu yaşamının her saniyesinde ayırt etmemesi tuhaftır. Onun ölmesi için mutlaka düşmanları olması gerekmez. Ne olursa olsun gene de kişi için bir ölüm nedeni bulunacaktır.
Baba Aprile, Amerika'nın başarısının büyük ailelerin ortaya çıkmasından kaynaklandığını ve en iyi sosyal sınıfın topluma karşı başlangıçta büyük suçlar işlemiş adamlardan oluştuğunu anlıyordu. Servet arayan böyle insanlar Amerika'yı kurmuş ve kendi kötü davranışlarını kırıntılara ayırıp unutulmaları için geçmişin tozları arasına katmıştı. Başka ne yapılabilirdi? Amerika'nın uçsuz bucaksız ovaları üç katlı bir yerleşimi akıllarına sığdıramayan o kızılderililere mi bırakılmalıydı? Hiçbir teknik yeteneğe sahip olmayan ve milyonlarca insanın bolluk içinde yaşamasına olanak sağlayan topraklara gerideki su yedeklerini akıtamayan Meksikalılar'a da Kaliforniya mı bırakılmalıydı?
Derken, meseleyi kavradı. Hiç kimse, bir mafya şefi hakkında bilgi vermeyecekti ona. Sicilya'da omertà yasası işliyordu. Omertà, suskunluk yasası, bu insanların kadim bir geleneğiydi: hiçbir otoriteye asla bilgi verilmezdi. Yasayı çiğnemenin cezası hızlıydı ve mutlak ölümdü ve bir yabancının salt merakını tatmin etmek içinse hiç tehlikeye atılamazdı. Omerta karşısında, emniyet müdürü ve özel dedektiflik bürosu bilgi arayışlarında çaresizdiler. Veya belki de, onlar dahi, yazılı olmayan yasayı çiğnemiyorlardı.
Humility— umiltà in Italian or umirtà in Sicilian—is a word that jumps off the page. It is now considered to be the most likely origin for the word omertà. Omertà is the mafia’s code of silence, and the obligation not to speak to the police that it imposes on those within its sphere of influence. Evidently omertà was originally a code of submission.