Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Herkes yanındaki suyu idareli kullanıyor, namazlar teyemmüm yapılarak kılınıyordu. Yolculuk böyle sürüp giderken, bir müddet sonra Yavuz Sultan Selim atından indi ve askerinin önünde mütevazı bir şekilde iki büklüm olarak yürümeğe başladı. Askeri erkan hayret ve şaşkınlık içindeydi. "Atların bile kanının kaynadığı ve çok zor gittiği bu çölde sultan acaba niçin atından inip yürümeye başladı" diye kendi aralarında konuşmaya başladılar. Askerler de atlarından inip yürümeye başladılar. Paşalar, Yavuz Selim Han'ın can ciğer arkadaşı olan Hasan Can'a; "Hünkar'a sorsanız, acep bu ne iştir?" dediler. Hasan Can Yavuz Selim'e merakla "niçin atından inip yürüdüğünü" sorunca Yavuz şöyle der: "Görmüyor musun Hasan, önümüzde elinde siyah sancakla Allah(c.c)'in Resul'ü Fahr-i Kainat (sav.) yürüyor. O âlemler sultanı yaya yürürken biz nasıl at üstünde olabiliriz."
Önümüzde Allah(c.c)'in Resul'ü Yürüyor.
Herkes yanındaki suyu idareli kullanıyor, namazlar teyemmüm yapılarak kılınıyordu. Yolculuk böyle sürüp giderken, bir müddet sonra Yavuz Sultan Selim atından indi ve askerinin önünde mütevazı bir şekilde iki büklüm olarak yürümeye başladı. Askeri erkan hayret ve şaşkınlık içindeydi. "Atların bile kanının kaynadığı ve çok zor gittiği bu çölde sultan acaba niçin atından inip yürümeye başladı'' diye kendi aralarında konuşmaya başladılar. Askerler de atlarından inip yürümeye başladılar. Paşalar, Yavuz Selim Han'm can ciğer arkadaşı olan Hasan Can'a; "Hünkar 'a sorsanız, acep bu ne iştir?" dediler. Hasan Can Yavuz Selim'e merakla "niçin atından inip yürüdüğünü" sorunca Yavuz şöyle der: "Görmüyor musun Hasan, önümüzde elinde siyah sancakla Allah(c.c) 'in Resul'ü Fahr-i Kainat (sav.) yürüyor. O alemler sultanı yaya yürürken biz nasıl at üstünde olabiliriz.