Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Onur Bayazıt

Onur Bayazıt
@onurbayazit_
,,je est un autre”
zira her ne denli aldatabilmek becerisi insanlar arasında bir zekâ inceliği ve belirtisi olsa da, aldatmak istemek, her zaman bir kötülük, düzen, korku ya da düşkünlükten doğar.
Sayfa 69 - Say Yayınları, 10. baskı: İstanbul 2007
Reklam
bir ulusun bireyleri felsefeyle ne denli içli dışlı olursa, o ulusun o denli uygar ve ince ruhlu olacağına inanmak gerektiğine değinirdim.
Sayfa 33 - Say Yayınları, 10. baskı: İstanbul 2007
Tümeller, aralarında belli bir bağ bulunan birçok özel şeyi düşünmek için aynı fikri kullanmamızla oluşur.
Sayfa 86 - Say Yayınları, 10. baskı: İstanbul 2007

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Birçok ruhun doğasını incelediğimde şu noktayla karşılaştım: Gerektiği gibi kullanıldığı zaman, doğru düşünmeye, yani iyi yargı belirtmeye ve hatta en yüksek bilimlere kavuşmaya gücü yetmeyen hiçbir ruh yoktur.
Sayfa 41 - Say Yayınları, 10. baskı: İstanbul 2007
Gerçeği arayanın yaşamında bir kez tüm nesnelerden gücü yettiği ölçüde kuşku duyması gerekir.
Sayfa 50 - Say Yayınları, 10. baskı: İstanbul 2007
Reklam
Yanlışlarımızın ilk ve başlıca nedeni, çocukluğumuzda edindiğimiz önyargılardır.
Sayfa 96 - Say Yayınları, 10. baskı: İstanbul 2007
Böylece bir devlette var olabilecek en büyük nimet, o devlette gerçek filozofların bulunmasıdır.
Sayfa 33 - Say Yayınları, 10. baskı: İstanbul 2007
Alçalma (çekinme, sinme) ve korku üzerine
Korkaklık, doğrudan doğruya, yürekliliğe karşıttır. Bu, bir bitkinlik veya soğukluktur; ruhu, bu ihtirasa tutulmadığı zaman yapacağı şeyleri gerçekleştirmeye yönelmekten alıkoyar; atılganlığa karşıt olan korku ise, yalnız bir soğukluk değildir; aynı zamanda, ruhun bir huzursuzluğu ve hayretidir; bu hayret, onda yaklaştığını hissettiği kötülüklere karşı koymak gücünü yok eder.
Sayfa 115 - SAYFA YAYINLARI, İstanbul,2013.
Niçin, en kusurlu olanlar en, alaycı olurlar?
Çok belirgin kusurları olan kimselerin, örneğin, topalların, tek gözlülerin, kamburların ya da halk önünde hakaret görenlerin, özellikle: alaya eğilimli kimseler olduğu sık görülür; çünkü, diğer bütün insanları kendileri gibi talihin lütfundan yoksun görmeyi arzu ettikleri için, başkalarının başına gelen kötülüklerden memnunluk duyarlar ve onların bu kötülükleri hak ettiklerine inanırlar.
Sayfa 117 - SAYFA YAYINLARI, İstanbul,2013.
Merhamete en çok eğilimli olanlar kimlerdir?
Tâlihin tersliklerine karşı kendilerini pek zayıf ve pek mağdur hissedenler, bu ihtirasa başka insanlardan daha çok eğilimlidirler; çünkü onlar, başkasının kötülüğünü kendi başlarına gelebilecek bir kötülük olarak tasavvur ederler. Ve böylece, kendileri için duydukları aşktan çok, başkaları için duydukları aşk ve sevgi yüzünden merhametle heyecan duyarlar.
Sayfa 121 - SAYFA YAYINLARI, İstanbul,2013.
Reklam
Nankörlük
Nankörlüğe gelince; o, bir ihtiras değildir. Çünkü doğa, bize, onu uyandıracak hiçbir hayvan ruhları hareketi koymamıştır; fakat, sadece, minnettarlığa doğrudan doğruya zıt olan bir kusur veya eksikliktir. Çünkü minnettarlık, daima, bir erdemdir ve insan toplumunun belli başlı bağlarından biridir; dolayısıyla da nankörlük, ancak, kaba ruhlu ve aptalca küstah kimselere vergidir.
Sayfa 125 - SAYFA YAYINLARI, İstanbul,2013.
Sevinç (neşe) ve keder (hüzün)
Bir iyilik veyıa kötülük bize ait olarak gösterildiği zaman, bunlar içinde bulunduğumuz anla ilgili iseler, iyiliği gözden geçirme bizde sevinç, kötülüğü gözden geçirme de bizde keder uyandırır.
Sayfa 47 - SAYFA YAYINLARI, İstanbul,2013.
Utanmazlık, (impudence)
Utanmazlık (impudence) ya da yüzsüzlük (effronterie), utanmayı ve hattâ çoğu zaman şanı ve şerefi, hor görmedir. Bu bakımdan o, bir ihtiras değildir. Çünkü bizde utanmazlık uyandıran hiçbir hayvan ruhları hareketi yoktur. Fakat o, utanmaya da, şana ve şerefe de zıt bir rezilliktir; çünkü, bunların ikisi de iyi ihtiraslardır; nitekim, nankörlük minnettarlığa, zulüm de merhamete zıttır.
Sayfa 132 - SAYFA YAYINLARI, İstanbul,2013.
707 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.