Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Onur Bayazıt

Onur Bayazıt
@onurbayazit_
,,je est un autre”
42 syf.
·
Puan vermedi
Rainer Maria Rilke Üzerine Bir İnceleme: Prag'lı. yirminci yüzyıl batı şiir sanatının en büyük temsilcilerinden. Alman lirizm’ini göklere çıkartmış, Heinrich Heine, Geothe, Novalis, Hölderlin, gibi büyük alman şairlerini gölge de bırakmış, yazdığı şiirleri ile alman edebiyatında ‘’nesne şiiri’’ adı verilen yeni bir tür yaratmış, çağının
Duino Ağıtları
Duino AğıtlarıRainer Maria Rilke · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20152,466 okunma
Reklam
·
Puan vermedi
Yaşayan Fransız Edebiyatının en büyük şairlerinden olan Baudelaire insanlardan uzak kalması ve babasından büyük bir miras kalmasına rağmen sefil bir hayat yaşamıştır. Rahatsız, melankolik, tam bir yalnız insan. Babasını henüz çok küçük yaşta kaybetmesi annesinin başka bir adamla evlenmesi, annesine duyduğu yoğun kırgınlık onu derinden sarsmıştır.
Yapma Cennetler
Yapma CennetlerCharles Baudelaire · Telos Yayınları · 2008253 okunma
55 syf.
·
Puan vermedi
Arthur Rimbaud'un enfes eseri... On yedi yaşında başladığı şiir hayatını henüz yirmi bir yaşındayken sonladırmıştır. (Rimbaud şiiri bırakmadı, sözün simyasını keşfetti, şiiri tamamladı ve sessizliğe erişti). Bu kısacık zaman diliminde Rimbaud Fransız şiirini ve Dünya Edebiyatını tepetaklak etmiştir. Ortaokulda yazmış olduğu Latince şiirlerden ötürü birçok ödül almıştır. Baudelaire onun için şiir'in tanrısı demiştir. şiirin bütün geleneklerini, yapısal ve zihinsel düzenini parçalayıp altüst etti. Düzyazı şiirleriyle yarattığı dil, günümüz modern şiirinin yazınsal temellerini oluşturdu. Yerine getirdiği modern şiir anlayışı kendinden sonra gelen şairleri etkiledi. Diğer bir Fransız şairi olan ''Paul Verlaine'' ile yaşadığı eşcinsel aşk, Paris komününe duyduğu yakınlık (hatta kısa bir katılım) sürecinin ardından edebiyattan da elini eteğini çekerek Fransız sömürgesindeki Afrika ülkelerinde kendini ticarete vermiş tarihin ilk liboşlarından da biri olmuştur. Rimbaud'un şiirde ulaştığı yükseklik şiirin son sınırları olarak kabul edilir. Sevgiye olan açlığı, bir vücutta nefrete dönüşmüş, hayatın intikamını kendi bedeninden almış, kendi krallığında dinini salt özgürlük olarak seçmiş ve yaşamış yalnız bir kişi... ve bu nefretini yazınsal anlamda sert bir estetiğe dönüştürebilmiş bir yitik deha...
Illuminations
IlluminationsArthur Rimbaud · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2014532 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
42 syf.
·
Puan vermedi
Asıl adı friedrich von hardenberg'dir. Aristokrat bir aileden gelen novalis piyetist bir ortamda yetişti, sağlam bir bilimsel eğitimden geçti ve maden mühendisi oldu. Yazı hayatına herder, geothe, schiller, jean paul, gottifried ve spinoza gibi dönemin önde gelen filozof ve şairlerinden etkilendi. 29 yıl gibi kısa bir ömür sürdü. Yalnızca 29 yaşında öldü, derin bir romantikti ama kendisine ait çok eşsiz fikirleri vardı. Transandantal (aşkınsal) bir büyüsel şiir anlayışından tutun da şiirsel bir ansiklopedi yazmaya kadar. Kuşkusuz o, alman şiirinin erken solan en güzel çiçeğiydi. Sevgilisi sophie 1797'de tüberkülozdan ölünce derin bunalımlar yaşar ve kendini matematik, kimya ve madencilik eğitimine verdi. Bir yıl sonra julie von charpentier ile tanışır, törensiz bir nişan yapar ancak 1801 ağustosunda, onu da sophie gibi tüberkülozdan kaybeder. Geceye Övgüler de radikal bir perspektif değişimi gerçekleştirmiştir: gerçek olan hayat değil ölümdür, gündüz değil gecedir. novalis tam bir romantik şairdir, çünkü tüm yapıtlarında farklılığın ötesinde birliği, aydınlık gerçeğin ötesinde mistik geceyi aramıştır. ''Bilmezler narin genç kızın göğüslerinde esenin ve orayı cennetin kucağına çevirenin sen olduğunu eski öykülerden cennetin kapılarını açarak geldiğini ve sonsuz gizlerin suskun habercisi olarak kutsanmışların yuvalarının anahtarlarını taşıdığını sezemezler.''
Geceye Övgüler
Geceye ÖvgülerNovalis · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20212,041 okunma
243 syf.
·
Puan vermedi
Henüz yirmi yedi yaşındayken bir düello’da yaşamını yitiren Lermontov’un ilk ve tek romanı. Rus Nihilizm’ini en iyi anlatan kitaplardan biridir. Hayatın anlamsızlığı, var oluş sancısı çerçevesinde geçen kitap bireyin içine düştüğü sıkıntıları müthiş tahlillerle gözler önüne serer. Hayatın anlam duygusunu yitirmiş bireyin, aynı zamanda nasıl hem duyarlı hem kaba; hem hayata sonsuz bir merakla yaklaşıp hem de her türlü değere karşı kayıtsız kalabileceğini gösterir. Pechorin’i ne kadar kötü göstermişler, nasıl bir olay örgüsü var demekle merak uyandıran bir romanken, insana, kadına, hayata bakışı olabildiğince net ve sert bir şekilde anlatıldığının görüldüğü kötülüğün değil, nihilizmin ön plana çıkarıldığı bir varoluş hikayesidir. “ Mutluluğun öğrenmekle ilgisi olmadığını anladım, en mutlu insanlar bilgisiz insanlardır çünkü.”
Zamanımızın Bir Kahramanı
Zamanımızın Bir KahramanıMihail Yuryeviç Lermontov · İletişim Yayınevi · 20234,420 okunma
Reklam
291 syf.
·
Puan vermedi
Wittgenstein'in ölümünden sonra yayınlanan, tractatus sonrası hayatında yürüttüğü felsefi soruşturmalar, Wittgenstein'ın bir düşünceyi kimi zaman birer cümle ile açıklarken kimi zaman ise 2-3 sayfalık açıklamalar yapar. Bu kitap Wittgenstein'ın tuttuğu notlardan oluştuğu için bir kitap şeklinde tasarlanmamıştır. Kitap kendi içerisinde birçok konu barındırıyor: anlam, anlama, öneri, mantık kavramı, matematiğin temelleri, bilinç, gibi konularda oyuculara seslenir. Kitap içerisinde barındırdığı cevherlerle Wittgenstein'ı zamanın büyükleri arasına taşımıştır. Anlaması zor bir eser hatta öyle ki frege ve russell gibi filozoflar kitabı anlamazken anladım demenin zor olduğu çetin bir taş... wittgenstein'ın düşüncelerini madde madde sıraladığı, dil'i tarumar ettiği felsefe tarihinin en önemli kitaplarından. '' olguların tasarımlarını kurarız. ''
Felsefi Soruşturmalar
Felsefi SoruşturmalarLudwig Wittgenstein · Totem Yayıncılık · 2008210 okunma
176 syf.
·
Puan vermedi
Dünya Nimetlerinin henüz ilk sayfalarında, Andre Gide: Utanmadan, hiçbir yapmacığa kaçmadan kendimi koydum bu kitaba der. Böylece, bir yandan sınırsız içtenliğini kesinlerken, bir yandan da başlıca konusunun kendi benliği, kendi deneyimleri, kendi düşleri olduğunu belirtir. İçine düştüğü durumdan pervasızlıkla kurtulmaya çalışır. İçinde ki karanlığı, yaşamın ona dayattığı bu enkazla artık baş başadır Gide. Tüm olumsuzluklara rağmen içindeki umudu da bir yandan yaşatmaya, diri tutmaya çalışır. ''Geceler vardır, uyunamazdı. Büyük bekleyişler vardı çoğu zaman neyin bekleyişi olduğu bilinmeyen bekleyişler, kolum kanadım yorgun ve aşkla bükülmüş gibi, boşu boşuna uykuyu aradığım yatağın üstünde Bazan da, etin şehvetinin ötesinde, daha gizli bir şehvet gibi ikinci bir şehvet arardım.'' şu cümleleri sarf eder. Hüznün ayaklanması da bundandır oysa kişi der kişi, kendi mutluluğundan utanmadan düşünemez bunları. ''Hüzün dinmiş bir coşkudur, başka bir şey değil.'' Bir ressamın kendi portresini çizercesine gide'de kendi deneyimlerini, hislerini içtenlikle aktarır kitaba...
Dünya Nimetleri
Dünya NimetleriAndré Gide · Varlık Yayınları · 1969116 okunma
56 syf.
·
Puan vermedi
"yanlış” olmasaydı “doğru” olamazdı, çünkü doğru yanlışa karşı mücadele demektir; “fena” olmasaydı “iyi” istenilmeyen bir şey olurdu, çünkü iyi olanı istemek “fena” olanı değiştirmek demektir. Aynı şekilde “hiçlik” kavramı olmasa varlıktan bahsedemezdik, çünkü varlığın sınırı hiçliktir. ''Varlık Nedir'' sorusunun cevabını arayan çünkü ona göre daha önceki filozoflar bu soruyu sormamışlar ve ontolojik açıdan karşılaştırma yapmadıklarını savunur. Eseri okurken varlığı ontolojik açıdan kısmen de epistemolojik açıdan ele alan heidegger: farklı bir perspektiften bakmamızı sağlıyor. Çünkü varolan, bütünlüğün içinde erir ve hiçliğin baskısı kendini hissettirir der heidegger.
Nedir Bu Felsefe?
Nedir Bu Felsefe?Martin Heidegger · Afa Yayınları · 1995172 okunma
255 syf.
·
Puan vermedi
Gün Ortasında Karanlık: Arthur Koestler’in 255 sayfalık mükemmel denilebilecek romanı belki de şaheseri. Devrimin mimarlarından nikolay salmanovich rubashov, partiye ve bir numara'ya muhalif tutumları nedeniyle yakalanıp tek kişilik bir hücreye atılıyor ve roman boyunca onun ‘kaçınılmaz son’a doğru gidişini okuyoruz. siyasi düşünceniz ne olursa olsun Koestler’in dili, sizi alıp rubashov’un bedeninin içine hapsediyor ve gardiyanın demir sürgüyü her çekişinde çıkan soğuk ve sert ses kulaklarınızda yankılanıyor. ayaklarınıza çöken müthiş bir ağırlıkla yürüyorsunuz cezaevi koridorlarını. rubashov’un bedeninde işkenceye, sigara dumanına, neme, pisliğe maruz kalıyorsunuz. ta ki finalde edebi bir şahlanışa varıncaya, sonsuzluğun omuz silkmesine şahit oluncaya kadar. Kitabın gerçekçi tahliller ve yapıcı eleştirilerle sosyalist sisteme yönelttiği sorgulamaları okumak, edebi zevkin yanında okuyucunun yeni bir bakışla tanışmasını da sağlıyor. rubashov’un hücresinde işkencecisiyle girdiği diyaloglar, benim dönüp tekrar okumaktan kendimi alamadığım yerler arasındaydı.
Gün Ortasında Karanlık
Gün Ortasında KaranlıkArthur Koestler · İletişim Yayınevi · 2019416 okunma
565 syf.
·
Puan vermedi
Canetti'nin ilk ve tek romanı, yirmili yaşlarda yazıldığına hayret ettiğim şaheser, başyapıt. Kitabı okumaya başlarken henüz ilk sayfalarında idrak etmeye ve aydınlanmaya başlarsınız. kitap başlarda çok durağan gibi görünse de burada amaç körleşme'ye doğru giden süreci kavramak zaten. Romanın baş karakteri kien müthiş zeki bir sinolog, bilim adamı ve profesördür. tonlarca kitapları olan kien insanlardan nefret eder, kadın nefreti, insan nefreti, çocuk nefreti üst düzeydedir çünkü onları birer cahil olarak görür. meslektaşlarını bile küçük gören kien bir gün bir kadınla evlenir. evlendiği kadın therese, kien'ın yanında hizmetçi olarak çalışmıştır ve sekiz yıl boyunca ne dediyse eksiksiz yerine getirmiştir. işte her şey de bundan sonra başlar. “körlük, zamanı ve mekânı alt etmeye yarayan bir silahtır; varlığımız tek dayanağını duyularımızla, gerek yapıları gerek kapsamları bakımından pek yetersiz olan duyularımızla kavradığımız birkaç kırıntının dışında, sonsuzluğa dek uzanıp giden bir körlükte bulur. evrende egemen olan kuram, körlüktür. körlük, birbirlerini görmeleri halinde beraberlikleri düşünülemeyecek nesnelerin ve yaratıkların yan yana bulunmalarına olanak tanır. zamanın artık çekilmez olduğu, taşınması olanaksız bir yüke dönüştüğü noktada koparılabilmesi ancak körlüğün yardımıyla düşünülebilir”
Körleşme
KörleşmeElias Canetti · Sel Yayıncılık · 20213,541 okunma
Reklam
128 syf.
·
Puan vermedi
Jean-Paul Sartre, Varoluşçuluk Üzerine Bir Çıkarım.
Varoluş, öz problemini ortaya koyabilmek için ilk önce Sartre’ın varlık ve varoluş hakkındaki düşüncelerine kısaca değinelim. Sartre için Varoluşçuluk iki kategoriye ayrılır. Bunlar kendi başına varlık ve kendisi için varlıktan öncedir. Bu noktada şunu belirtmeliyiz ki, varoluşçuluğun prensibi olan “varoluş, özden önce gelir” anlayışı Sartre için de geçerlidir. Sartre, Varoluşçuluk adlı eserinde, varoluşun özden önceliği sorununu, Dostoyevski’in şu öncüllerinden hareketle açıklar: “Dostoyevski, Tanrı olmasaydı her şey mubah olurdu, diye yazmıştı. Gerçekten de, Tanrı yoksa her şey mubahtır, hiçbir şey yasak değildir. Bu demektir ki, insan kendi başına bırakılmıştır. Ne içinde dayanacak bir destek vardır, ne de dışında tutunacak bir dal. Artık, hiçbir özür, dayanak bulamayacaktır yaptıklarına. Varoluş özden önce gelince, verilmiş ve donmuş bir insandan söz edilemez. Önceden belirlenmiş, donmuş bir doğa açıklanamazdır. Başka bir deyişle, gerekircilik, kadercilik yoktur burada, kişioğlu özgürdür, insan özgürlüktür” der. Hermeneutik döngüde ki gibi her sayfası uzun uzun kafa yorulması ve derin kazanımlar çıkarılarak okunması gerektiği kanaatindeyim.
Varoluşçuluk
VaroluşçulukJean-Paul Sartre · Say Yayınları · 20173,160 okunma
190 syf.
·
Puan vermedi
William Shakespeare: Oyunları ve şiirlerinde toplumun her kesiminden insanları, onların içine düştüğü durumu başarılı bir şekilde kullanmış olup eserlerinde başarıyla işlemiştir. Kral Lear adlı eserinde Kral Lear ile yozlaşan dünyayı konu alır. Eser gerek kurgusu itibariyle gerekse de karakterleri ile ve onların felsefeli konuşmaları ile bezenmiş cümleleri bu eseri evrensel bir boyuta taşımıştır. Yüzyıllardan beri süre gelen shakespeare fabrikasının ürünü olan eserler onun toplumu ne kadar iyi çözümlediğini ve insanları eserlerinde adeta bir nakış gibi işlemesi, onu bugün bile popüler kılmasına ve eserlerinin tüm dünyada sahnelenmesine imkan kılmıştır.
Kral Lear
Kral LearWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20098,1bin okunma
96 syf.
·
Puan vermedi
Pierre Corneille, Molière ve Racine'le birlikte 17. yüzyılın en büyük üç Fransız tiyatrocularından biridir. ''Le Cid'' sergilendiği ilk dönemde büyük ses getirmiş ve yoğun tepkilere sebebiyet vermiştir. Aşk ve gururun çatışması okuyucuya başarıyla sunulmuş. Akıcı ve romantik bir eser. Klasik Dönemin en önemli eseri.
Le Cid
Le CidPierre Corneille · Mitos Boyut Yayınları · 2009361 okunma
392 syf.
·
Puan vermedi
1921'de Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanan Fransız yazar Anatole France’ın yapıtları arasında Kırmızı Zambak’ın özel bir yeri vardır. Roman, Anatole France’ın özel hayatından izler taşımakla beraber, seçkinler ve sanatçılar çevresinde geçer, siyasal yaşamdan farklı kişiliklerin konu olduğu bu romanda ilginç yüzlerle de karşılaşırız. Ama özünde, dönemin Floransa'sında geçen bir aşk öyküsü anlatılır.
Kırmızı Zambak
Kırmızı ZambakAnatole France · Dorlion Yayınevi · 0811 okunma
448 syf.
·
Puan vermedi
Peru'lu Yazar olan Mario Vargas Llosa'nın genç yaşta yazdığı bu eser başkent Lima'da geçer. Yayınlandığı dönemde büyük bir ses getiren bu yapıt; çalkantıların ve zıtlıklar çerçevesinde yazılmıştır. Askeri koleji konu alan bu kitap orada yaşanan olayları bütün çıplaklığıyla gözler önüne serer. Romanda anlatılan bu askeri kolejin içinde yaşayan farklı statü'de ki insanların bir arada yaşadıkları olaylar romanda işlenmiştir. Roman özetle; Latin Amerika toplumunu gerçekçi bir gözle başarılı bir şekilde romana aktarılmıştır.
Kent ve Köpekler
Kent ve KöpeklerMario Vargas Llosa · Can Yayınları · 2019119 okunma
523 syf.
·
Puan vermedi
“Leviathan, Thomas Hobbes'un yazdığı kaynaklar arasında en önemli eseri olarak kabul edilebilir. Leviathan için bir "din ve dünya devleti"nin oluşturulmasında bireyler arası toplumsal sözleşmeye verdiği önem ve ahlak kurallarını tamamen laik ve doğal bir temele oturturulması, Tanrı’nın buyrukların dan yola çıkarak ideal devlet yapısının nasıl olması gerektiği hususunda önemli bilgiler verir. Akabinde hem dinsel, hem de toplumsal-eğitimsel gerekçelerle çağının üniversite sistemine eleştiriler yöneltir. Leviathan, Batı siyaset bilimine önemli katkılar sağlamış iki eserden biridir. İkinci eser olarak Machiavelli’nin yazmış olduğu “ Prens “ söylenebilir. Faust; Geothe için ne ise Leviathan, Thomas Hobbes için o dur.”
Leviathan
LeviathanThomas Hobbes · Yapı Kredi Yayınları · 2020938 okunma
Reklam
112 syf.
·
Puan vermedi
Schelling Özgürlük sorusunu ahlak, din, bilim ve tarih açısından ele alan ve insanlık tarihinin en önemli problemlerinden bir olan “kötülük problemi” çerçevesinde yepyeni ve özgün bir bakış açısı sunan bu felsefi inceleme; Kant’ın sekseninde öldüğü (1804), Schiller’in zamanından önce (1805) göçüp gittiği, Hegel’in Tinin Fenomenolojisi’ni yayımladığı (1807), Napoléon’un Prusya’da hâkimiyetini kurduğu, Goethe’nin Faust’un ilk kısmını kaleme aldığı (1809) bir zamanın ürünüdür.
İnsan Özgürlüğünün Özü Üzerine
İnsan Özgürlüğünün Özü ÜzerineFriedrich Schelling · Ayrıntı Yayınları · 201781 okunma
64 syf.
·
Puan vermedi
Tocqueville o dönemde ortaya attığı sivil toplum destekli katılımcı demokrasi modeli, çağdaş demokrasi anlayışının kurucu öğelerinden biridir. Yazarın bu katkıları, çağdaş demokrasilerin yaşadığı sorunlarla yeniden güncellik kazanmıştır. Tocqueville’in düşüncesinin ana unsurlarını özetleyen bu kitap, bugün belki çok kullanılmaktan içi boşalmış bazı kavramların kökenini hatırlatarak günceli anlamlandırmamıza ve güncel sorunlarla ilgili tartışmalara katkıda bulunmuştur.
Demokratik Zorbalık
Demokratik ZorbalıkAlexis de Tocqueville · Can Yayınları · 20201,155 okunma
536 syf.
·
Puan vermedi
Modern aklı tatmin etmesi zor görünen tezlerine rağmen, yazarını bugüne taşımış bir iç görü, ilhamla, şaşırtıcı gözlemlerle dolu olan bir eser mutlak okunması gerektiğini düşünüyorum.
Düşünceler
DüşüncelerBlaise Pascal · İş Bankası Kültür Yayınları · 2017522 okunma
186 syf.
·
Puan vermedi
Tanrı varsa kötülük nereden geliyor, yoksa iyilik nereden geliyor? Kötülüğü tanrısal kayraya karşı bir kanıt olarak gösterenleri çürütmek üzere yazılan Theodicee'de Leibniz dünyamızın olanaklı dünyaların en iyisi olduğunu ileri sürer. Ayrıca Theodicee, Leibniz felsefesinin bütün yönlerini barındıran biricik yapıttır. İnanç ile usun doğruluk bakımından sorgulanması, insan özgürlüğünün tartışılması, tanrısal adaletin irdelenmesi, çağın önde gelen felsefe sorunlarıyla, filozoflarıyla hesaplaşmalar, monadlar öğretisi, önceden kurulmuş uyum düşüncesi bu yapıtın içerdiği konulardan bazıları.
Theodicee
TheodiceeGottfried Leibniz · Biblos Yayınları · 201680 okunma
688 syf.
10/10 puan verdi
Suç ve ceza yalnızca kurgusal bir hikaye olmaktan çok Dostoyevskinin yaşamından , birikimlerinden kazandığı duygularla süslenmiş gerek ahlak ve gerekse felsefeden izler taşıyan bir şaheser. Mutlaka okunması gereken bir kitap önemle tavsiye edilir.
Suç ve Ceza
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 2015159bin okunma