İsa doğduğunda dünyada 250 milyon kadar insan yaşıyordu. Efes şehri yani günümüzdeki açık hava müzesi, o zamanın New York veya Tokyo'su imiş ve iki yüz bin insan yaşarmış. Ne olmuş da Efes şehri terkedilmiş? Ne olmuş da Piramitler çölün içinde binlerce yıl hırsızlar dışında tüm insanlık tarafından unutulmuşlar, tekrar bulunana kadar? Ya da Hititlerin başkenti Hattuşaş, Anadolu'nun taşlı bozkırında terk edilmiş?
Politikacıların çoğu, birçok ülke sınırının sömürgeci güçler tarafından ve de büyük sıklıkla , uygunsuzca çizildiğinden bihaberdir. "Irak'a demokrasi getirme savaşı" uygunsuz sınırları ne ölçüde anlayabildiklerini ortaya çıkartmıştır : Günümüzün Irak'ı, esas itibariyle İngilizler tarafından kendi çıkarları doğrultusunda çizilmiş olan bu sınırlar içinde birbirinden aktif olarak hoşlanmayan ve aynı coğrafyada yaşayan bazı kabilelerden oluşmakta. Birçok Amerikalı politikacı, bunun Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra oluştuğunun da farkında değiller.
Reklam
Demokratik bir seçim, en azından , uygun olmayan birinin , kan bağı nedeniyle lider konumuna gelmesini engelliyor. Diğer taraftan da, popülist bir liderin seçilme şansı daha fazla oluyor.
...politikacılar (her zeki insan gibi) zaman zaman önemli şeyleri anlayabiliyorlar. Ancak aciliyet skalasında, gündemleri ağır basıyor. Onların da günleri sadece 24 saat ve hekime gidince geyik hikayeleri işitmek istememeleri normal. Kendilerine gelen iş talepleri, "ulu önder kurtar bizi" çağrıları her lideri bezdirebiliyor. Dolayısıyla çevrelerini, iyi geçinen, 'evet efendim'ci, uysal insanlarla dolduruyorlar. Kurucu liderlerin çevreleri incelendiğinde, insan bu tabloyu sık sık görebiliyor. İşbirliği sağlayan danışmanlar bu sisteme katkıda bulunuyor; sorun çıkartmıyor, bilakis çözüyor, lidere sadakat gösteriyorlar.
Geri13
35 öğeden 31 ile 35 arasındakiler gösteriliyor.