Fahr-i Kâinat Efendimiz (s.a.v.):
"Zamanın bereketi azalıp, sene ay kadar, ay hafta kadar,
gün saat kadar ve saat kuru otun ateşte yanması kadar
olmadan kıyamet kopmaz." buyuruyor.
Sayfa 190 - MGV Yayınları / TirmiziKitabı okudu
"Zaman kaygısı, ömür kaygısının ta kendisidir."
Sayfa 84 - MGV YayınlarıKitabı okudu
Takvimden her gün bir yaprak eksilmekte ve
biz her gün kabre bir adım daha yaklaşmaktayız.
Sayfa 55 - MGV YayınlarıKitabı okudu
"Hayat, ancak bu dünyadaki hayatımızdır. Ölürüz ve yaşarız, bizi ancak zaman yok eder, derler. Onların bu hususta bir bilgisi yoktur sadece böyle zannederler."
Sayfa 21
Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurur:
"Kişinin kendisini ilgilendirmeyen şeyleri terk etmesi,
Müslümanlığın güzel olmasındandır."
Sayfa 153 - MGV YayınlarıKitabı okudu
Zaman: Tersten okursanız dinin direği "Namaz"
oluyor. Öyle ise, zaman namaz zamanıdır, sadece Allah'a kulluk zamanıdır.
Mutluluk başarıya, başarı ise zamanı değerlendirmeye bağlıdır.
Bak minarelerden güzel mi güzel bir ses yükseliyor: " Hayye ale's- salâh, hayye ale'l -felâh; Haydi namaza, haydi kurtuluşa! "
Sayfa 129Kitabı okudu
her cümlesini alıntılamak istediğim bir kitap..
" Eğer Allahü Teâlâ, insanları zulümleri yüzünden hesaba çekseydi, yeryüzünde kımıldayan tek canlı bırakmazdı. Fakat Allah'u Teâlâ, onları belli bir vakte kadar erteler. Ecelleri geldiği zaman onu ne bir saat erteleyebilirler ne de öne alabilirler. "
(Nahl, 61)
Ömür cümlesinin son noktası ne zaman konur, kimse bilemez.
"Ol mahiler ki derya içredir, deryayı bilmezler. "
Yunus Emre
"Aklı başında olan kimse zamanını üçe bölmeli:
Bir kısmını ibadetle,
bir kısmını nefis muhasebesiyle,
bir diğer kısmını da şahsi işlerle geçirmelidir."
Sayfa 79 - MGV YayınlarıKitabı okudu
Allah'ım, seni zikretmek, sana şükretmek ve sana
güzel bir şekilde kulluk etmek için bana yardım et!"
Sayfa 46 - MGV YayınlarıKitabı okudu
Zaman sonsuz bahçe ve saatler orada açan , gâh sağa gâh sola meyleden güneşten rengârenk çiçeklerdi.
Sayfa 113
vaktini zayi etmeyenler..
"Hammad bin Seleme'ye yarın öleceksin dense bile ilave olarak yapabilecek bir ibadet bulamazdı. "
Bir başkası onun hakkında şöyle diyor:
"Hammad Bin Seleme'ye gülerken hiç görmedim desem doğru söylemiş olurum. Çünkü O, ya hadis rivayet etmekle ya bir şeyler okumakla ya tesbihatla ya da namaz kılmakla meşguldü. Nitekim namaz kılarken vefat etti. "
Hadi çocuklukta, gençlikte neyse de yolun yarısına geldiği hâlde, insanın kendisini herkesin gözü önündeki bir realite olarak ihtiyarlıktan hâla çok uzak görmesi ne garip!