Bugün şımarmak hakkım... Hoşgeldin yeni yaşım
Ben güzel gözlü kadınları severim Bir de küçük ayaklıları, uzun boyunluları Hem nasıl severim, öyle severim işte Terler avuçları, kesilir solukları ~ Ben mahzun kadınları severim, Yavru ceylanca kadınları, ürkekçe, Hem nasıl severim, öyle severim işte Bilemezsin ne güzeldirler öpüştükçe ~ Ben akıllı kadınları severim, Düşünen, az konuşan, çok bilen, Her yerde her zaman nazı çekilen, Hem nasıl severim, öyle severim işte. İçimde büyük,sonsuz ateşler yanmalı Ölümüm bile o kadın yüzünden olmalı 🌺 Ümit Yaşar Oğuzcan
Sen sakla Rabbim, cümle Ümmet-i Muhammed'i, bu Emeti kulunu da... Kıyamet alametleri... İşte ben yine söylerim: Bu gökteki kuyruklu, yerdekilerin şerlerinden ortaya çıktı. Geçen sene Dizdariye taraflarında bir paşanın katırı doğurdu dediler de inanmadık. İşte bakınız, doğruymuş. Demek ki vakitleri yakın... Yapı da pek çoğaldı. İşte bu birkaç şey kıyamet alametidir. Biz büyükbabalarımızdan, analarımızdan öyle işittik.
Sayfa 11 - KapraKitabı okuyor
Reklam
Şahmeran: "Kim bilir belki de aradığım şeydir benim yurdum. Düşün ki, ben bu uğurda tacımı tahtımı bıraktım, bu adaya nasıl sığarım? "Düşündüm: Belkıya düpedüz bir insan değil. Bir gerçeğin ardında koşuyor. Bir düşüncenin, bir inancın, bir insanın... Böyle biri, bir gizi korumak pahasına ölmeyi göze alabilir. Bir gizi korumasını, saklamasını bilir. Canına sahip çıktığı kadar sözüne de sahip çıkabilir. Bir gizin, bir davanın önemini, kutsallığını kavrar. (O zamanlar öyle sanırdım.) Ama ya ihanet ederse, işte o zaman gene aynı noktaya dönecektim: İnsanoğlunun doğasına, dönekliğine... Kısacası, Belkıya'nın ihanetini göze alamıyordum. Herhangi bir insan olmayışına, sıradan bir insan olmayışına bu denli güvenmek doğru muydu? Bilmiyordum. Kararsızdım. Üstelik kötüsü Belkıya da bu kararsızlığımı sezmişti. Üstüme üstüme geliyor, ısrar ediyordu. Belkıya'nın ihanetinden çok, Belkıya'nın ihanet edebileceği düşüncesi korkutuyordu beni. Bunun insanoğlunu sınamaktan çok, Belkiya'yı sınamak olduğunu daha o zamanlar seziyor, kararımdaki "duygu" payından korkuyordum. Çünkü sonuçta insanoğulları arasındaki tüm ayrımlar silinecek; ve ben insanoğlunun doğasına, dönekliğine varacaktım.
Sayfa 44
Bundan yıllar önce ben annem ve babam bir dolmuşa atlayıp bizden 20-"30" km uzaklıktaki büyük amcamın bayramına gitmiştik o zamanlar büyük amcam ile ortanca amcamın arası kırık ve konuşmuyorlardı.Babam 2.Dünya savaşındaki Türkiye misali tarafsız ve herkese zeytin dalı uzatan bir kişiliğe sahip o zaman da ikisin arasındaki küskünlüğe
Gebermek ve ağlamak
Gebermek ve ağlamak Geberiyorum ağlıyorum kendimi parçalıyorum mümkün mertebe hissettiklerimi aktaracağım satırlara ve umarım beni tanıyan biri okumaz bu yazdıklarımı çünkü duygularımı tanıdığım kimsenin bilmesini istemem, neyse bana ne ya biliyorsa bilsin Allah’tan saklamadığımı ondan mı saklayacağım Gerçek duygular 18 nisan 2024 Bir garip
312 syf.
·
Puan vermedi
ADAM WRIGHTLAR KAPATILSIN
Sen nasıl bir kitaptın,söyle bana sen nasıl bir kitaptın???!??!?!?!Çok ürktüm,öncelikle bunu söylemeliyim ve çok kızdım.Öyle çok sinirlendim ki,oturduğum koltuğu ateşe verirdim vallahi.Adam ve Amelie(sanırım böyle yazılıyor) evliliklerini kurtarmak için İskoçya'da resmen bir dağ kilisesine -ve evet kilise,yanlış duymadınız- gidiyorlar.Sonrası çorap söküğü.Bildiğim doğrular da,yanlışlar da tepetaklak oldu resmen.İnanılmaz sürükleyici,sonunu imkanı yok tahmin edemeyeciğim türden bir romandı.Çok akıcıydı,çeviri için de teşekkür ediyorum çeviren arkadaşımıza.Gerildim,yazarken bile geriliyorum halen,öyle bir etkiydi yarattığı.İskoçya'yı gözümde böyle canlandırmamıştım,hayal kırıklığı da yarattı.Gitme şansım olursa orayı seçmeme tarafındayım.Bir kitap nasıl etkileyebilirse öyle etkiledi işte.Okuyun ama özellikle reading slump içerisindeyseniz kesinlikle okuyun.
Taş Kâğıt Makas
Taş Kâğıt MakasAlice Feeney · Yabancı Yayınları · 20231,212 okunma
Reklam
Kesinlikle
Dünyada senden bir tane daha yok. Sen, özelsin. Karşına çı­kan durumlar da öyle. Kendini en iyi sen tanıyorsun. İşte bu yüzden, senin için en doğru olanı, senden başka hiç kimse bilemez.
İnsanlardan buz gibi soğudum, İşte yalnız sen varsın. Öyle halsizim ki hiç sorma Anlarsın.
Cahit Külebi
Cahit Külebi
Kâzım Karabekir Paşa (Devamla): İşte efendiler! Bizim endişemiz böyle elastiki ve böyle her şeye cezb edilebilir ve istenildiği şekle sokulabilir bir kanunla, hakk-ı hürriyeti tahdid etmemek içindir. Binaenaleyh bu kanunun kabulüyle matbuat, memleketimizde tamamıyla takyid edilmiş olacaktır (Asla sesleri). İnşallah öyle olur ve muhalefet erkânına karşı ve yahut herhangi bir yerde siyasi, taazzuvlara karşı zan ve vehimlerle birçok icraata kıyam edebilmek daima muhtemeldir. Maarif Vekili Hamdullah Subhi Bey (İstanbul): Merak etmeyiniz. Kâzım Karabekir Paşa (Devamla): Ben şunu arz ederim ki bi’l-hassa İsmet Paşa Hazretleri’ne yirminci asırda zan ve vehimle millet idare edilemez (Sağdan alkışlar). Receb Zühdi Bey (Sinop): Vehim sizdedir Paşa!
Mutsuzum desem şükrüm incinir, Mutluyum desem yüreğim... - Öyle işte.
Reklam
:D :D
20. yüzyılın en büyük fizikçisi olarak nitelendirilen Albert Einstein, Almanya, Fransa, Belçika, İngiltere ve ABD’de yaşadı. Buralarda onuruna pek çok yemek verildi. Bu yemeklerin birinde sohbet esnasında ev sahibesi, ünlü biliminsanına “izafiyet teorisi”ni sorar. Albert Einstein’ın 1918 yılında öne sürdüğü izafiyet teorisi zamanın göreceli bir
Sonuç...
"Defne, dur bir dinle! Ben iyiyiz derken, sadece kendi kişisel hayatımızı kastetmiştim. Kanayan yaralarımızı sardık, ölüm acısına da, şu Gezi Parkı yüzünden başımıza gelenlere de aslanlar gibi göğüs gerdik, işlerimizi yoluna koyduk. Yalan mı?" "Ama kendimizi yaşadığımız toplumdan ayrı tutamayız ki... Bunca haksızlık varken..." "Hiç kimse için her şey aynı anda harika olamaz! Mümkün değil bu. Kaldı ki, bu memlekette seninle benim gibi düşünmeyen ve halinden memnun olanlar çoğunlukta. Bunu da unutma!" "Evet. Ne yazık ki öyle." "Defne, çok mu mutsuzsun burada? Amerika'ya dönmek ister misin, kızım?" "Hayır, hala. Oradaki eşitsizlik de, haksızlıklar da çöp gibi gözüme batıyordu benim." "Ama en azından yasaların her insan için eşit şartlarda işlediği bir sistem var orada. Evet, haksızlık, şiddet her yerde var. Daha geçenlerde bir zavallı siyah çocuğu döverek öldürdüler polisler, hepimiz seyrettik televizyonlarda.Şimdi o polisler yargılanacak ve cezalarını çekecekler. Sistem, katil polisleri korumayacak. Amerika ile aramızdaki fark burada işte." “Her nerede yaşıyorsam, doğru bildiklerim için savaşmak isterim, ben. Şimdi buradayım madem, buradaki yanlışları düzeltmek için çalışırım ben de."
Sayfa 267 - EverestKitabı okudu
Hiç, birileriyle aynı dünyada yaşamaktan utanç duyduğunuz oldu mu ? Öyle bir olay işte.
Sayfa 54 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
208 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 günde okudu
Atatürk’ün önerdiği bir kitapmış…
Öncelikle bu kitap bir oturuşta bitecek bir kitap aslında ancak ben çok ara vererek okudum bu kitabı. Bunun kitapla ilgisi olmadığını, Gregory Petrov’un çok akıcı bir kalemi olduğunu söylemeliyim. Bir de bu kitaptan önce Finlandiya’nın eğitim ve refah seviyesinin yüksek olduğunu ancak nasıl bu hale geldiğini bilmediğimi itiraf etmeliyim. Çok
Beyaz Zambaklar Ülkesi
Beyaz Zambaklar ÜlkesiGrigory Petrov · Ayrıntı Yayınları · 201798,6bin okunma
"İşte öyle bir şey yazmak istiyorum ki yukarı bakılsa mavi ve daima mavi; aşağı bakılsa siyah daima siyah... Bir şey ki mavi ve siyah olsun. Hasta mıyım, bilemiyorum; fakat ah! Ne yazmak istediğimi bir bilsem; onu şöyle karşımda resmedilmiş, betimlenmiş görmek mümkün olsa; işte o vakit zannediyorum ki artık ölebilirim."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.