Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"mürekkep kâğıda dağılırken yitip gidiyor bildiklerim. zaten benim de bildiğim her şeyi unutmaya ihtiyacım var yolumu bulabilmek için. oysa bugün daha fazlasını öğrendim... acaba onları da yazarak unutabilir miyim?"
( Akademik, dedim de Sevgili Oğuz, bir süredir Türkiye'de hem akademiklerin bir çoğu, hem de hemen hemen bütün gazete yazarları üniversite öğretim üyelerine " akademisyen " diyorlar. Oysa benim bildiğim bu unvan ancak Academie Française, Academie Goncourt, Royal Academy gibi kurumların üyeleri için kullanılır. Bu durumu görseydin, eminim Eylembilim'de bununla da dalganı geçerdin . Her neyse ... )
İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kendimden özür diliyorum...
Yaşadığım süre boyunca hep merhametimin arkasından yürüdüm, beklentilerimi arkada bıraktım. Kimseden bir şey beklemedim, doğrusu bu sanıyordum çünkü. Yaşadıklarımı yaşayamadıklarımı içimde sakladım, sustum bastırdım olsun dedim insanlık bende kalsın. Ben en iyisini yaşatayım ki istemeye yüzüm olsun dedim. Verdim, hep verdim karşılığını alıp
Saruman’m söylediği zaman pek de üzerinde durmadığım sözleri. Şimdi bu sözleri açık seçik yüreğimde duyuyordum. “‘Dokuzlar, Yediler ve Üçler’in,’ demişti, ‘hepsinin kendine has özelikleri vardır. Fakat Tek Yüzük öyle değildir. Sanki daha önemsiz yüzüklerden biriymiş gibi, yuvarlak ve süssüzdür; fakat yapıcısı yüzüğün üzerine öyle işaretler
Çok başarılı.
Elbette her şeyi anlamak mecburiyeti ya da gayretinde değilim fakat insan aptallığının sınırlarını yine de bilmek istiyor. İstediğim, hissettiğim ve bildiğim şeye, şeylere sahip çıkamadığım ya da onları kabul etmek istemediğim için birinci tekil şahıs yerine üçüncü tekil şahıs kullanıp insan kelimesiyle özneyi belirsizleştirmek yaptığım
Sayfa 38
Kokun sinmiş gökyüzüne, bak nereye gitsem sen kokuyor... Bahar mevsimi her yer Geceye de bulaşmış rengin belli, bak yıldızlar pırıl pırıl.. Gözlerini görmüş olmalı deniz, dalgaları coşuyor çıldırmış gibi.. Bir benden esirgedin kendini, bak her şey nasıl da sen... Bir beni görmedin, gördüğüm her şey oysa sen... Fakat hiç biri bilmez seni, benim bildiğim gibi..
Reklam
herkesçe
"Herkesçe • Belli belirsiz, Bir hayatım sen var iken sessiz . Bir hayatım sen yok iken sesli. Bir anım yaşama korkusuyla, Bir anım yaşama dair kanun gibi, Ama bildiğim ne varsa sensin. Sen yoksan nereye sürükler ise oraya,
Neyin içindeyim? Kendimi bulabilmek için çıktığım yolda, içinde yaşayabilmek uğruna sevdiğim renge boyadığım duvarları da kaybedersem ne olacaktı? Oysa duvar, duvardı. O duvarı sevdiğim renge boyamam, o duvarın benim engelim, özgürlüğümün kısıtlandığı yer olduğunu değiştirmiyordu. En fazla bir engelden kurtulmuş olmayacak mıydım? Kadehi dolduran kırmızı şarap gibi, damarımın içini dolduran kızıl kanın hâlen daha taze olduğu, bir iğnenin ucunun bile tenimi delip o kanı oluk oluk akıtabileceğini bildiğim yaştaydım.belki de haklıydım, belki de intihar düşüncesi benim için yeni bir yol, bir son olacaktı ama benim sonu bu şekilde görmeye değil, benim sonu yaşayarak görmeye ihtiyacım vardı. Ağlayarak boyadığıma duvarı yıkmanın zamanı gelmişti.
Sayfa 180Kitabı okudu
"Sen benimle oynuyordun. Benden nefret ediyordun. Çünkü sevgin nefrete dönüşmüştü. Hatta belki bir çeşit intikam alıyordun benden. Ben farkındaydım. Buna rağmen seni sevmeye devam ediyordum hala da ediyorum. Ben, sana hak vermeye çalışıyordum, veriyordum da. Oysa senin çektiğin acılardan belki daha da fazlasını ben de çekmiştim. Sen beni,
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.