Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Havvanur Özden

Rivayet edildiğine göre Hazret-i İsa a.s şöyle der: Bir insanın iyiliği şu üç şeyde belli olur; konuşması, bakışı ve susmasında! Konuşması Allah'ın zikri dışında ise boş sözdür. Bakışı ibret alma dışında ise hatalıdır. Susması da tefekkür etme dışında boş vakit geçirmektir!
Reklam
Ebu'd- Derdâ r.a der: "Her insanın durumuna göre aklında bir derece noktanlık vardır. Çünkü fazladan bir dünyalık elde ettiğinde hemen sevinip neşelenmeye başlar. Halbuki günler ve geceler akıp gitmekle ömrünü törpüleyip bitirmektedir. O ise bundan bir üzüntü duymamaktadır. Ey insanoğlu yazıklar olsun sana! Azalan ömre artan malın ne faydası olur ki!..."
İmam-ı Şâfiî rh.a. şöyle der: İki tercihle karşı karşıya kaldığın zaman, Ve doğru olan ile yanlış olanı kestiremezsen, Nefsinin meylettiği şeyin tersini yap hemen sen, Çünkü nefis insanı hep kötüye yeder,ah bilsen!

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bizim Hak merkezli medeniyetimiz, Batı'nın kuvvet merkezli medeniyetinden üstündür. Efendimiz (sav) Mekke'yi fethetti, insanlara haklarını verdi. Müslümanlara en büyük zulümleri yapanları affetti. Bu ne muazzam bir derstir, bu ne muazzam bir örnektir. Hz Ömer(ra) Kudüs'ü fethetti. Herkese inanç hürriyeti verdi. Aslan yürekli Richard geldi Kudüs'te 100 bin müslümanı katletti.... Bundan 60 sene sonra Selahaddin Eyyûbi geldi ve Kudüs'ü ferhetti. " Sen 100 bin kişi öldürdün, ben de 200 bin kişi öldüreceğim" demedi. Sonra Hz Ömer ve Hz Peygamber'in yaptıkları gibi yaptı. " Ben Hz Muhammed'in (sav) ümmetindenim, hiçbirinize dokunmayacağım." dedi. ... Oturun akşama kadar bir düşünün! Biz ne yapıyoruz, biz kimiz, biz neyiz? ... Ya tarihteki şerefli yerimizi alacağız ya da sömürgeleştirilip İsrail'e vilayet haline getireceğiz.
"İnsanların yüzüne bakabilmek için ilk önce kendi yüzüme bakabilmeyim.Çoğunluğa bağlı olmayan tek şey insanın vicdanıdır."
Reklam
"Bazı insanların hayatlarını bazı insanların hiç düşünmeden cehenneme çevirmesine ağlamazsın..."
Sayfa 253Kitabı okudu
“Hayat” diyordu Kierkegaard, “geriye doğru anlaşılır ama ileriye doğru yaşanır.”
Sayfa 143Kitabı okudu
... ne yani dünya o kadar acı, vahşet ve zalimlikle tıka basa doluyken ağız dolusu gülmeye devam edebilir miyiz? Bir ıstırap bizim en yakınımıza kadar sokulmadı diye onu yok sayabilir miyiz?
Sayfa 136Kitabı okudu
İçindeki hakikati kendi ellerimle öldürmeye teşebbüs etmiştim. Bunu bir kez denedikten sonra hayatında her şeyin aynen devam etmesi mümkün olmuyor. Ya kendini hakikatin kollarını bırakıp onun kollarında öleceksin ya da buna razı değilsen ve içinde dolaşan bir hayta duygu seni sürekli olarak kendine çekiyorsa, o vakit kendi hakikatini öldürüceksin.
Kendimden nefret ettim, kendime hayran oldum: sonra hepimiz birlikte yaşlandık. - Paul Valery
Sayfa 295Kitabı okudu
Reklam
Hiç öfke duymuyormuş! Biri onu incitir diye mi korkuyor acaba? Bu yüzden mi kendi olmaya cesaret edemiyor? Neden sadece küçük mutlulukları arzuluyor? Buna da erdem diyor üstelik. Bunun gerçek adı korkaklıktır! Medeni, kibar, görgülü biri. Vahşi doğasını eğitmiş, içindeki kurdu spanyel cinsi köpeğe dönüşmüş. Buna da ılımlı olmak diyor. Bunun gerçek adı sıradan olmaktır!
Sayfa 295Kitabı okudu
ben kan diye başlamak isterim oysa gülün derdi başkadır lâle bahardan yanadır çiğdem güneşten konu değişir hepsine pekâlâ amma bilirim gülün derdi uydurma kıpkırmızı en çok yakışırken kendine onu değişir lâle mayıs ayıdır mora turuncuya filan boyanır pek güvenmem yabancıdır bakarsın yönü değişir çiğdem cefaya katlanır alışmıştır kendi yeşiline haklıdır bakımsızdır yağmurun durmadan günü değişir hoş olsun bütün verdikleri aldıkları su çiceklerin gül susar çiğdem uyanır tüfek başlar konu değişir hep böyle süreceği sanılır bu gül hikayesinin hep böyle sürer gerçi amma bir gün sonu değişir.
Geçmişi inkâr değil, geçmişe mahkûm olmakta değil. Geçmişi görüp puslarından kurtarış söz konusudur. Geceden ve sistem kurtarış. Kireçlenmeden. Bir nevi, geçmiş erezyona set çekiş. Geçmişe saplanma veya geleceği inkar değil. Şimdiki zaman unutma, yani çağ dışı olma hiç değil. Belki, geçmiş zamanla ilgileri tazeleme çok ilgisi ve ilişki kurma. Geçmiş zamanı gelecek zamanı şimdiki zamanı getirme.
Sayfa 25
Sokaklarda ne bekçi vardı, ne asker. Hiçbir evin kapısı kilitlilenmemişti. Gece gündüz ahalinin üzerine rahmet yağıyordu. Her mahalle bir mektep, her fert talebe idi. Bilenler bilmeyenlerden mesul, güçlüler zayıflardan sorumlu idi. Hastalar hastalıkları için üzülmüyor, sağlar sağlık sebebi ile kasıla kasıla gezinmiyordu. İnsanların elinde para, mektupların üzerinde pul yok. Kimse amir değildi ve memur da yoktu. Bu şehrin kapısından girip, öbür kapısından çıkıncaya kadar bildiklerimi unuttum, unuttuklarımı hatırladım. Var olan varlığım yok olmuş, yoktan var edilmiş idim.
Melâl içindesin. Yoksul olduğunu düşünüyorsun. Ne ki senden alınmıştır, o senin hayrınadır. İçindeki yoksulluğu hissediyor musun? İşte senin için en hayırlı vakit. Unutma, ihtiyaç mütemadidir. Sözde hikmet çoktur. Birincisi, kimden geliyorsa onun kalbinin kisvesini taşır. Ne ki nefsine ağır geliyor, onu yap. Kaldırdığın ağırlık miktarınca sana ferah erecektir. Kederle dolusun. Merak ve endişe içindesin. Demek ki hakikati göremiyorsun. Karamsarlığın kaynağı ışıktan uzak durmaktır.Gayret atına bin, himmet dile ve ümîd et. Bidayeti parlak olanın nihayeti de parlaktır. Gönül eri garîb olmaz.
105 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.