Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Özne, Dil, Hakikat
"Dilimin sınırları dünyamın sınırlarıdır." Wittgenstein. "Dil varlığın evidir." Heidegger. "Dil nerede, dünya orada" Hölderlin... "Buna göre felsefe dil-ile yapılmaz sadece, ama daha önemlisi dil-de yapılır: Dil vasıta değildir yalnızca, dahasi vasattır, öncelikle vasat. Denebilirse, varlığın ve hakikatin mazharıdır dil. Dil, özneliğin de ortamıdır: Özne kendini dilde yapar/yapılandırır ve/veya öznelik dilde yapılır/yapilanır. Dil, evet. Yalnızca kelimeleri görmek değil, dahası kelime- lerle ve kelimelerde şeyleri görmektir, onları müşahededir..."
Özne Dil Hakikat
Hakikat kaygısı veya arayışı hayatımızı teğet geçmez, suya sabuna dokunmadan tahakkuk etmez; söz konusu olan hakiki bir kaygı, hakiki bir arayışsa eğer. Bu kaygı ya da bu arayış bizi ve hayatımızı Kısmen veya topyekün dönüştürür, dönüştürebilir, hatta belki de dönüştürmelidir... Hakikat hakikatse eğer, hayata değ-er, ona değ-er katar ve onu değ-iştirir. Ez-cümle hakikatle uğraşmaya değer. Dahası hakikat uğraşılmaya değer olduğu için yüksek bir deger ifade eder...
Reklam
Bir yaşam tarzı üzerine söylem, bu yaşam tarzının esasına dair gerçekten ne mana ifade eder. Pastayı tatmakla onun yalnızca tarifini bilmek aynı şey değil. Ama, bugün belki de asıl mesele, pastanın tarifini şöyle veya böyle bilenlerin varlığına karşın, pasta yapacak ustaların yokluğu veya nedreti. Göçtü kervan kaldık dağlar başında...
Ruh ile bedeni ayıran kartezyen tutum kendi mantığı gereği olarak, pratik ile teoriği de ayırmıştır Bu sürecin bir gereği olarak "kendi ile "ilgi/lenme" peyderpey bir kenara bırakılmıştır. Oysa tinsel okullara göre hakikatin bilgisine, giderek kendisine ulaşmak, başka türlü değil bu iki düzeyin meczedilmesiyle mümkündür ancak..
Hakikate erişimde özneye "bilgi", kuru bilgi asla kifayet etmez; bu uğurda ona öncelikle ve en çok "ilgi" gerektir: "kendi ile ilgi/lenme." Öte yandan, hakikat yolcusunu ihtiyaç duyduğu "bilgi", "apaçıklığın" bilgisinden farklı ve/veya fazla olarak "ilgi"yi zaten ve daha baştan içerimleyen türden bir b/ilgidir.
Özlemek, öze doğru yolculuğa baştan sona refakat eder; yolda, yolcu yolun, yol yolcunun refiki olur. Yolda, yol ve yolcu birbirine karışır. Yolla hemhal olur, yollaşırız böylece. Yürürüz, yol bizimle yürür. Yürüyen yola yoldaş oluruz. Yürüdükçe yolun kendi, aradıkça arayışın kendi oluruz. Yollanmışlığımız, kend'oluş yolculuğumuzun, bir başka ifadeyle özlemeyle belirlenen olmaklığımızn ifadesidir.
Reklam
Olmak ve Aramak
Yolcu da, yolda, menzilde bir değil midir? Kend'oluş, kendinden kendine yolculuk değil midir? Kend'olmak, kendine doğru gelmek değil midir? Başlangıçta (ve/ya sonda) dürülü olan neyse öz-lem'e de yani kend'olmada açar kendini. Yolda olmak, özlemektir; zira, öz-lemiş olmaktır yola çıkışı mümkün kılan ve ara-yan olarak öz-leyen arada olmaya bırakılmışlığında öze doğru yola çıkmıştır çoktan...
Düşünmeye Ehil isek, o zaman, sahiden mesele sahibiyiz demektir.
Sayfa 184Kitabı okudu
"karada ve denizde fesat ortaya çıktı"ysa, insan"elleriyle kazandığı"na dönüp bakmalı öncelikle (Rum,41)
Sayfa 164Kitabı okudu
Reklam
Sarraf parayı eline alır onu inceler otantik olup olmadığını söyler otantikse alır değilse atar. Tıpkı bunun gibi, kişide bu kendilik tekniğinde düşüncelerinin niteliğini araştırmalı ve onların nereden (tanrıdan mı, şeytandan mı) geldiğini bulmaya çalışmalıdır.
"Mürşidin emri üzere yapılmayan her şey veyahut da onun müsaadesi alınmaksızın yapılan her şey hırsızlıktır"
Sayfa 62 - Manastır yazınında bilinen bir darbımeselKitabı okudu
Evin içinde bir drahmi kaybedilmiştir; onu bulmak için bir lamba yakılır ve evin içinde dolaşılır; her bir köşe gözden geçirilir, ta ki metal paranın bir köşede parladığı keşfedilene kadar. Tıpkı bunun gibi, tanrının ezelde ruhumuza tab'ettiği fakat bedensel varlığımızın kirletip görünmezleştirdiği resmi yeniden keşfetmek için"kendimizle ilgilenmeli"ve aklın ışığını yakarak ruhumuzun her bir köşesini keşfe çıkmalıyız.
"Sana ormanda yangın olduğu söylenmiştir. Ormandaki yangına varır ve görürsün. Sen ormandaki yangınsındır. Mahmudabad Rajası Yaşamak, yol almaktır. Ara-mak, iz sürmek... Yolda hem bir izin peşinde oluruz, hem de bu yolda bir iz oluştururuz. Yolda peşine düştüğümüz, yol alarak oluşturduğumuz izin ikizidir. Ya da başka bir ifadeyle; bir yandan yaşarken izini sürdügümüz neyse onu izlemiş oluruz, diğer yandansa yaşamımız bu yolda başlı başına bir iz olur: beriki ötekine karışır, öteki berikine, böylece biz, bir de bakmışız izlediğimiz şeyin izi oluvermiş-izlediğimiz şeyin izi: onun ikizi. Aradıkça dirisin Aradıkça mecalsiz kaldı kibrin. Aradın ve anladın
41 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.