Esra Parlar

Esra Parlar
@p_esr
Esra Parlar
Bir kitabı okumaya başladı
İrrasyonel
İrrasyonelStuart Sutherland
8/10 · 499 okunma
Reklam
424 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
33 günde okudu
Şüphecinin El Kitabı
Şüphecinin El KitabıÇağrı Mert Bakırcı
8.6/10 · 166 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Esra Parlar tekrar paylaştı.
"Seni anlatacaktım... Senden söz edecektim... Ya da senden haberdar edecektim. Seni bilsinler istedim belki de... İsmini söylesem; kiminin aklında şımarık, kiminkinde uysal, kiminde cahil, kiminde alim, kiminde mazlum, kiminde zalim, kiminde genç, kiminde yaşlı, kimin de çirkin, kimin de güzel bir şey canlanacaktı. Herkes kendi aklından, kendi geçmişinden, kendi kitaplarından, kendi tarihinden, kendi açısından, yani "kendi"nden bir olta takacaktı sana... Rengini söylemeye kalksam; kimi iyi, kimi kötü, kimi yakan, kimi yanan, kimi duran, kimi koşan, kimi ayık, kimi sarhoş sanacaktı seni. Herkes " kendi" rengiyle boyayacaktı seni... Kokunu anlatsam; kimi hoş, kimi iğrenç, kimi hafif, kimi ağır, kimi çiçekli, kimi baharatlı sanacaktı seni. Herkes "kendi" burnuyla koklayacaktı seni... Tadını söylesem; kimi acı, kimi tatlı, kimi ekşi, kimi mayhoş, kimi tuzlu diyecekti sana. Herkes "kendi" dilinin bildiği bir tada benzetecekti seni... Huyundan söz etsem; kimi iyi, kimi kötü, kimi korkak, kimi cesur, kimi tembel, kimi çalışkan, kimi kahraman, kimi kaçak, kimi akıllı, kimi deli sanacaktı seni. Hepsi "kendi" kalbinin penceresinden seyredecekti seni... Baktım ki, neyinden bahsetsem "onlara",neyinden söz açsam "onlardan", neyini söylesem "onların" olacak; ne söylesem örtecek seni, sustum hiç anlatmadım... Suskunluk bile herkesin karnında başka bir çocuğa gebeydi. Saklandım, beni gören seni bir şey zannetmesin diye..."
Sayfa 11 - OkyanusKitabı okudu
Esra Parlar tekrar paylaştı.
96 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Hypatia
İskenderiyeli astronom ve matematikçi Theon un kızıdır, bilimi ve zarafeti ile olduğu kadar güzelliği ile de ünlü olan bu filozof ve matematikçi Atina'da eğitim almış ve İskenderiye ye yerleşmiş, orada bir okul açmıştır. İskenderiye de hristiyanlar ve olmayanlar arasındaki gerginlik ve çatışmaların öne çıkan ismi olarak görülen, eski aydınlanmanın temsilcisi olan Hypatıa, fanatik bir kitle tarafından kilisede vahşice öldürülüp, vücudu parçalanarak yakılmıştır. * Yaşadığı karanlık çağa bir güneş gibi doğmuştu. * Düşüncenin ve aklın cinsiyeti olmadığını tüm dünyaya ispatlarcasına; zekası, kişiliği ve düşünceleri ile tarihe yön verdi. * Bütün engellere ve baskılara rağmen bir kadının tek başına bile dünyayı değiştirebileceğini gösterdi herkese. Kin ve öfkenin bir kadına bu denli şiddetle yönelmesinin altında yatan neden kimin katında haklı bulunursa bulunsun vicdan katında asla yer bulamadı. Hangi din böyle bir şeyi emreder? Hangi insan böyle bir emri uygular? * Her gününü son günü gibi yaşadı. Çünkü hayatı boyunca hep ölüm tehlikesi ile yaşadı ve bununla yaşamayı öğrendi. * İnsanlığa bıraktığı en önemli miras kişinin düşünme hakkını daima saklı tutmasaydı. Her insanın düşünmesi ve bunun için gerekirse mücadele etmesi gerektiği idi. Bu kısacık kitapla bu kadar dolu dolu bir metin okuduğum için ve Hypatıa gibi bir kadını tanıdığım için çok mutluyum. Okumayı düşünen herkese keyifli okumalar diliyorum.
Yanlış da Olsa Düşünmek Hiç Düşünmemekten Daha İyidir - Hypatia
Yanlış da Olsa Düşünmek Hiç Düşünmemekten Daha İyidir - HypatiaTuğba Sarıünal · Destek Yayınları · 20201,813 okunma
Reklam
Esra Parlar tekrar paylaştı.
Kişi Olma Deneyimi
Erich Fromm Bencillik ve Kendini Sevme başlıklı güçlü analizinde bencilliğin ve aşırı kendini beğenmişliğin gerçekten içsel bir kendinden nefret etme duygusundan geldiğini açık bir şekilde belirtmiştir. Kendini sevmenin bencillikle aynı olmadığını belirtmekle kalmayıp, aslında tam anlamıyla karşıt olduğuna dikkat çekmektedir. Yani kendini içten içe değersiz hisseden kişinin bencil abartmalarla kendini yüceltmesi gerektiğini, kendi değerine dair sağlam temelleri olan, yani kendini seven bir kişininse komşusuna cömert davranabilecek biri olduğunu söylemektedir.
Sayfa 97 - Okuyanus YayınlarıKitabı okudu
Esra Parlar
Bir kitabı okumayı düşünüyor
Gölgene Sahip Çık
Gölgene Sahip ÇıkRobert A. Johnson
7.8/10 · 118 okunma
...Sadece korkuyla biçimlenmiş bir inancı vardı. Allah'ına sadece ondan koktuğu, cehennemin azabından çekindiği için inanan bir müminin inanması gibiydi onunki. Ne cehennemin ne de korkunun yok olmasını istiyordu. İnanmak için korkuya ihtiyacı vardı. İnancı korkuyla besleniyordu. Sultan hanım gibi Allah'ı severek inanan biri olmamıştı o hiçbir zaman. Ne dindar olduğu zaman ne de şimdiki sapkın inanışlarında sevgiyle büyütmüştü inancını. Her duasının yanı başında acabalar gezinmişti. Hep inanmamanın korkusuyla inanmıştı. Korkmasa bırakacaktı hepsini. Bunu becerememişti ama başka bir yerde başka bir korkuyu büyütünce inancının içi de dışı da şekil değiştirmişti. Tek gıdası korkuydu. Annesinin onu beslediği şey de buydu çünkü, başka bir şeyle doyamazdı.
Varlık dediğimiz şey, yokluk denilen evrensel kümenin içinde bir alt küme hissiyatı uyandırıyor bende. Âdeta varlık çerçeveden başka bir halt değilmiş gibi. Esas olan yokluk, anormal olan ise varlıkmış gibi. Yokluğun bünyesinde bir travma sonucunda ortaya çıkan kanserli yapı: Varlık...
Resim