İnsan çoğu zaman, toplumun suçlulara çektirebileceği acıların korkusuyla kötülük yapmaktan vazgeçer. Eğer insan cezasız kalacağından emin olsaydı, pişmanlık duymaksızın, ya da en azından korkmaksızın kötülük yapardı.
Kötülük yapan bir kimse zaten kendinde bir suçluluk duygusu yaratır. Yada suç işleyecek bir kişinin kötülük duyguları ile harekete geçmesi gibi. Benim anladığım kavramsal anlam bu yönde kitapta yazılanları yazdım sansürsüz.
“Biz insan olmak istiyoruz, hayvan değil. Bizi çıkarlarına alet eden, bizim gözlerimizi kapayan insanlar bilmeli ki, biz her şeyi görüyoruz. Aptal değiliz, hayvan değiliz, bizim istediğimiz sadece yemek degil, insanca bir yaşam.”
nasıl ve ne uğurda yaşamalıydık? sadece kendi iyiliğimiz için mi yoksa tüm insanlığın iyiliği için mi? yaşamak denilen bu berbat yükümlülüğün hakkını nasıl verebilirdik?
| Bir kadının başka bir kadının yavruları için ağlayıp üzülebildiğini gördüğüm zaman,içlerindeki Tanrı'yı gördüm ve insanın ne ile yaşadığını öğrendim. |