Bizim neyimize particilik? Al kâğıdı, bir kıyıda zarfla, kimseye göstermeden at oyunu, o kadar...
Sayfa 148 - İthaki YayınlarıKitabı okuyor
TBMM Kürsüsünden Atsız'a Hücum: 1962 Mart'ında CHP milletvekili Osman Sabri Adal'ın TBMM kürsüsünden Atsız'a hücum etmesi bazı gazetelerde yer aldığı gibi Millî Yol'da da genişçe yer alır. Konu Tedbirler Kanunu'dur. Başbakan İsmet İnönü ile meclisteki partilerin genel başkanları Adalet ve Anayasa Komisyonu'na bir
Reklam
Particilik derin bir konudur yurdun her yerinde.
Sayfa 236Kitabı okudu
İnanıyorum ki, yabancıların bu ümmetin iç işlerine müdahale etmelerine olanak sağlayan tek şey, bizim birbirimize sırt dönüp ayrılığa düşmemiz ve bu çirkin particilik sistemine uymamızdır. İki partiden biri kazanıp diğeri kaybettiğinde hemen dış düşmanlar tuzaklarını kurup fırsat kollamakta, birini diğerine karşı kışkırtmakta..
Bu particilik işi birader, kumar gibi bişey... Bikez bulaştın mı, bir daha kurtulamıyorsun...
Sayfa 98 - Nesin yayınları haziran2007Kitabı okudu
İslâmiyetin pek çok kanun-u esasisinden birisi (…) âyet-i kerimesinin hakikatıdır ki, birisinin cinayetiyle,başkaları, akraba ve dostları mes’ul olamaz. Halbuki, şimdiki siyaset-i hazırada particilik taraftarlığı ile, bir câninin cinayeti yüzünden taraftarları veyahud akrabaları dahi şenî gıybetler ve tezyifler edilip bir tek cinayet yüz cinayete çevrildiğinden gayet dehşetli bir kin ve adaveti damarlara dokundurup, kin ve garaza ve mukabele-i bilmisle mecbur ediliyor.
Sayfa 243 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Reklam
“Tamam... Bize gelmez particilik marticilik... Çünkü bizim millet vur deyince öldürür. Parti açıldı mı, biz birbirimizin gırtlağına neden sarılırız? Partiye giriyorsun hemşeri, anladık, ama dinden çıkıp da mı giriyorsun? Halkçı da senin din kardeşin... Neyi bölüşemiyorsunuz, baba mirasını mı? Halkçıları tutanların sevincini görmelisin... Sanki, düşmandan kale almış her biri... Ne olmuş? ‘Sayım suyum yok,’ deyip savuşmuş... Savuşur... Keyfinin kâhyası değilsin ya... Kâr umdu açtı, zararı gördü kapattı. Bunca yılın koca bir Fethi Bey’i... Cevahir taşı yere düşmekle değerinden ne kaybeder? Durduğu yerde nasıl açtıysa, gene pundunu bekler, birini daha açar. Ölüme çare yok bu dünyada... Yenicami’de yazdırıp pullu dilekçe mi verdindi, ‘Aman bize parti aç,’ diyerek... Kendi açtı, kendi kapadı. Bunlar benim akıl erdireceğim işler değil. Dünkü gazeteler mi yazdıydı, partinin kapandığını? Yok, önceki gün... O sabah partici milletini görmeliydiniz beyim... Babalarını gömmekten geliyorlar sanırdınız.”
Gerçek bir memurun kendi görevinde siyaset yapmaması gerekir. Tersine en başta particilik yapmadan yönetmelikle uğraşmalıdır.
Biblos
Yirminci yüzyılın en sunni İslâm hareketlerinden İhvân-ı Müslimin teşkilatının kurucusu ve aktif İslâm davası savunucuları arasında gösterilen mütefekkir Hasan el Bennâ'nın da işaret ettiği gibi, İslâm'da siyaset; ne particilik, ne grupçuluk ne de hizipçiliktir; siyaset, İslâm ümmetinin iç ve dış meseleleriyle ilgilenmeyi amaç edinmektir. Diğer bir ifadeyle siyaset, ümmetin sorunlarıyla ilgilenmek, dertlerine çare üretebilmektir.15! Dolayısıyla particilikle sıyaseti ayırmak lazımdır. Zira İslâm siyaseti, bünyesinde herkesin kabul etme ve uyma zorunluluğu olan ve de dinin yararına yönelik İslâmi ilkeleri barındırırken; particilik ise, sadece belli kuruluşun ve gurubun görüş ve ilkelerini temsil etmektedir. Bu ifade, herhangi bir partinin siyaset yapamayacağı anlamına gelmemektedir; zira her parti İslâm'ın ilkeleri ve onun yüksek menfaatleri doğrultusunda siyaset yapabilir. Yeter ki, “yalnızca benim siyasetim ya da benim partim İslâm'la eşdeğerdir.” iddiasında bulunmasın.!5? Nitekim İslâm ülkelerinin parçalanmasının ve maalesef iç işlerini düzene koyamamasının en temel sebeplerinden birinin, katı bir siyasi particilik anlayışının olduğu aşikârdır.
540 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.