Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Oğuz A.

Oğuz A.
@pasha96
9 okur puanı
Şubat 2020 tarihinde katıldı
Birini sevmeye kalkışmak, önemli bir işe girişmek gibidir, bilirsin. Enerji, kendini veriş, körlük ister. Hatta başlangıçta bir uçurumun üzerinden sıçramanın gerektiği bir an vardır. Düşünmeye kalkarsa atlayamaz insan. Bundan böyle artık bu gerekli sıçrayışı yapamayacağımı biliyorum.
Reklam
Kişioğlu hikayecilikten kurtulamaz, kendi hikayeleri ve başkalarının hikayeleri arasında yaşar. Başına gelen her şeyi hikayeler içinden görür. Hayatını sanki anlatıyormuş gibi yaşamaya çalışır. Ama ya yaşamayı, ya da anlatmayı seçmesi gerek.
Bir kimseyi nasıl belirleyebilir, onun, şu ya da bu olduğunu nasıl söyleyebilirsiniz? Bir insanın niteliklerini kim tüketebilir? Kim bir insanın güçlerinin olanaklarının hepsini tanıyabilir?

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Düşünüyorum da,” diyorum gülerek, “hepimiz şurada oturmuşuz o değerli varoluşumuzu sürdürmek için yiyip içiyoruz. Oysa, var olmaya devam etmemiz için hiçbir, hiçbir neden yok.”
Benim, varım, düşünüyorum öyleyse varım, varım çünkü düşünüyorum, peki niçin düşünüyorum? Düşünmek istemiyorum artık; var olmak istemediğimi düşündüğüm için varım, düşünüyorum çünkü.
Reklam
“Nihayet yan yana sıralanmış yaklaşık yüz kadar hangarın olduğu bir açıklığa geldik. Daha önce 101. Liman içinde böyle bir yer olduğunu bile bilmiyordum. Bir tanesi hariç tüm hangarların kapıları açıktı ve görebildiğim kadarıyla hepsi de oldukça büyüktü. Bir kısmının içinde daha önce görmediğim tasarımlara sahip savaş ve nakliye gemileri vardı, bir kısmı ise boştu. Burasının Birlik’in yeni gemi teknolojileri geliştiren bir bölüm olduğunu tahmin ettim.”
“Bu yüz, deliliğin ıstırabının ihanet acısı ile birleştiği bir yüzdü. Çatlamış damarlarla yol yol olmuş gri yanakları yüzünün iki yanından sarkıyordu. Mu-Visala daha önce başka gezegenlerde gördüğüm heybetli zamanlarını temsil eden hologramlardaki haline hiç benzemiyordu. Bu haliyle daha çok eski uzay destanlarının trajik ve tarihi kişiliklerinden birini andırıyordu.”
“Contra’lar düzgün sıralar halinde dizilirken aralarında bilinçleri alınan Titan bedenlerinin toplanıp yakılması için geniş boşluklar bırakıldı. Sabırsızlıkla buradan götürülmeyi bekleyen milyonlarca Titan gibi ben de bu çalışmayı ilgiyle takip ettim. İnsan yıldızlardan yıldızlara seyahat etse bile böyle bir şeye her zaman şahit olamıyordu.”
Sayfa 189Kitabı okudu
“Boğazımdaki şişkinlik beni aniden sarstı ve nefes almakta zorlanmaya başladığımı hissettim. Sonsuz bir korkuyla olan biteni izlemeye devam ederken daralan soluk borumu harekete geçirebilmek için ani bir refleksle göğsümü şişirdim ama bu durumu daha kötüye götürmekten başka bir işe yaramadı. İki elimle boğazımı tuttum ve sendeleyerek dizlerimin üzerine düştüm. Gözlerimdeki yaşlar nedeniyle çevremi görmem zorlaşıyordu. İçinde bulunduğum sonsuz çaresizlik hissinden başka hiçbir şey duyamayarak ayağa kalkmaya çalıştım ama başaramadım. Çığlık atmak istiyordum ama tek yapabildiğim, yanımda duran bir kişinin bile duyamayacağı kadar zayıf iniltiler çıkarabilmekten ibaretti.”
Sayfa 209Kitabı okudu
“Gökkubbe bir mercek görevi görerek gök cisimlerini olduğundan daha büyük gösterdiği için bu gezegende hava kararmaya başladığında ortaya çıkan gökyüzü manzarası çok farklıydı. Rusthas’ın biri bizim Ay’ımız gibi gümüş, biri Işıkgetiren gibi kızıl ve biri de turuncu renkteki üç uydusu da başlı başına birer gezegenmiş gibi büyük ve yıldızlar daha bir parlak görünüyorlardı. Dünya’dan çok uzaktaki bu yabancı gezegen üzerinde durup farklı yıldızlara, farklı uydulara ve farklı bir gökyüzüne bakmak en zor anlarda bile bana tuhaf bir şekilde güç veriyordu.”
Sayfa 214Kitabı okudu