Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hangisi olursa olsun, bugüne dek karşıma çıkmış olan en yeterli kişi halen kendisidir - bir başka deyişle, zihnimde varlığını sür­düren yegane bireydir.
Bir akşam şöyle yanıt verdi bana: "Sonsuzluğun, azizim, pek kıymeti kalmadı artık -bir yazı meselesinden ibaret. Kainat, yalnızca kağıt üzerinde vardır." .. Hiçbir düşünce onu temsil edemez. Hiçbir duyu ona yönel­temez. O yalnızca dile getirilebilir, o kadar.
Reklam
Acı çekerken neye benziyor acaba Monsieur Teste? Aşık olduğunda nasıl çalışıyor kafası? Üzüldüğü oluyor mu hiç? Korkuyor mu bir şeylerden? Tir tir titrediği olu­yor mu hiç? ... Yanıt arıyorum. Bu sert adamın eksiksiz suretini karşıma oturtuyor, sorularıma yanıt vermesini sağlamaya çalışı­yorum ... Fakat o durmadan değişiyor.
Haklı olmaktan, başarıya varan şeyi yapmaktan, yöntemleri­min etkililiğinden iğreniyorum, başka bir şey denemeli.
Edebiyata, şiir sanatının oldukça sarih görünen çalışmalarına kadar, şüpheyle bakıyordum. Yazmak işi daima bir nevi "zihni fedakarlık" ister. Mesela edebi eserlerin okunması şartlarının aşırı bir dil sarihliği ile uzlaşmadığını herkes bilir. Zihin elbette ki herkesin kullandığı dilden kendi gücünün yetmediği olgun­luklar, pürüzsüzlükler isteyecektir. Fakat okuduklarından ancak zekalarını uyanık tuttukları zaman zevk alan okuyucular azdır.
Kendini, en güzel anına, en yoğun hatırana teslim et.
Reklam
İçimizde olanla aramıza mesafe koyamayız.
Bazen sözcükler tüm anlamlarını yitirir, dilsel karşılığına henüz kavuşmamış yahut dil tarafından önceden sezilmemiş bir boşluğu dolduruyormuş gibi görünürlerdi.
"Bulmak bir şey ifade etmez. Zor olan bulunanı tamamlamaktır."
Duygular bazen duraklamaya girer. Bütün bu sarsıntılar bir yere götürmez. Yer değiştirmelerin toplumu sonsuz tekrarlardan oluşur; her bir an ötekini hiçbir zaman sona varılamayacağına inandırmak ister.
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.