Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yalnızlığın acısı bütün vücuduma yayıldı. Bilincimi kaybettim. Kendime geldiğimde hıçkırıklara boğuluyordum.
acınacak halde yaşlı kadınları sırayla nehre atmaya başladılar. Açlıktan, susuzluktan ve işkenceden iyice kuvvetten düşmüş bu yaşlı kadınların hayatını bitirmeye karar vermişlerdi. Kıyıda oturan Türkler bu sahneyi kıpırdamadan seyrediyordu
Reklam
Mahrumiyet, sefillik, mutsuzluk duyguları köreltiyor. Kardeş kardeşi, anne çocuğunu terk ediyor.
Malatya'dan gelen bir Hoca'ya rastladım. Acıyla etrafına bakarak: "Bu sefalet, insanlığa ve yasalara aykırıdır. Hiçbir kutsal kitap bu gaddarlığı haklı gösteremez ve affetmez."
İnsan onun bir ruh olduğunu ve bu hazin duruma ağlamak için geldiğini düşünebilirdi
Benim kalemim, insanlık tarihinin henüz görmediği bu sahneleri tasvir etmek için çok zayıf
Reklam
artık bu evlerde çocuklar, annelerinin söylediği ninnileri duyamayacaklar. Ermeni halkına gelecek haram oldu.
Bütün kadınların İncil'i vardı ama İncilleri ellerinden alınıp yırtılıp atılıyordu. Yollara saçılmış İncil sayfalannın nedeni buydu.
Tutuklananlardan bazıları teker teker serbest bırakılıyordu, bunlar İslam dinine razı olanlardı. Bu bizi çok endişelendirmişti. Serbest bırakılıp evlerine dö­nenler, sürgün ile inançlarından vazgeçme arasında karar vermek zorundaydılar.
Ermenistan'ın çaresiz çocukları! Onlar da ebeveynleri gibi Almanya'nın icat ettiği, Türklerin uyguladığı yok etme politikasının kurbanı oldular. Hiç olmazsa onların canlarını bağışlasalardı! Yeni hayata başlamanın umudu olurlardı. Düşmanlarımız onların ölümüne seviniyor, çünkü; ağacı kökünden söktüklerine inanıyorlar. Yanı­lıyorlar. Bizim halkımız büyük bir enerjiye sahip ve talihsizliklere alışkındır. Baskılar onları daha da sertleştiriyor ve kırılmaz hale getiriyor.
Reklam
Hamile kadınlar güneşin altında üstlerine örtecek bir örtüleri olmadan doğuruyordu. Arabaya gittim, dizlerimin üzerine çökerek, yüzümü ellerime gömdüm. Ağlamaya başladım. "İçimde taşıdığım çocuğumu hangi vadide, hangi köşede dünyaya getirecektim."
Arap birinin tecavüzüne uğradı ve yüzüne dövme yaptılar. Bu onların kuralıydı. Bu sebepten onların eline düşen Ermeni kadınlarda bu dövme vardır.
"Marine 'nin Kürtlerin elinde olduğunu duyduğum zaman çok endişelenmiştim. Gerçekten güvende olduğu doğru mu?" diye ısrar ettim. "Vallahi! Kendisi de güvende iffeti de. Simonyan'ların dışında otuz aileyi daha kurtardım
Yol boyunca, çıplak ya da yarı çıplak cesetlerle gözü dönmüş barbarlar kendilerini tatmin ediyorlar, tahta kamaları kadınların bedenlerine sokuyorlardı. Bunlardan bahsetmeye daha fazla dayanamıyorum.
Sonraki gece tüyler ürperten bir çığlık duyuldu. Bağırıyor ve yalvarıyordu; "Jandarma, yardım edin, yardım edin!" Silahlı Kürtler genç bir kızı kaçırıyordu.Aynı akşam Hasanpatrik şehrine yakın bir ovada mola verdik. Yeni gelmiştik ki, yine bir kız kaçırıldı. Bu sefer kaçıranlar Türk'tü ve açık açık jandarmanın da rızasıyla yapıyorlardı.
92 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.