Platon (Eflatun) Devlet Adlı kitabın da gecen Mağara Benzetmesi
Şimdi, dedim, insan denen yaratığı eğitimle aydınlanmış ve aydınlanmamış olarak düşün. Bunu şöyle bir benzetmeyle anlatayım: Yeraltında mağaramsı bir yer, içinde insanlar. Önde boydan boya ışığa açılan bir giriş... İnsanlar çocukluklarından beri ayaklarından, boyunlarından zincire vurulmuş, bu mağarada yaşıyorlar. Ne kımıldanabiliyor ne de
Kitap Adı: Devlet Yazar: Platon Yayıncı: İş Bankası Kültür Sayfa 231 -237
Bedeli Çanakkale’de Altın Olarak Ödenecektir :)
Birinci Dünya Savas esnasinda garbın ve şarkın en çetin güçleriyle savaşmak zorunda kaldık. Dünya izlerine doğan bu son güneşin, son dinin, son koruyucusunun evlatları vatanları, dinleri İçin kanlarının, canlarının son demine dek savaştılar. Birçok cephede birçok düşmanla... Kimi zaman gırtlak gırtlağa, kimi zaman süngü süngüye. Bu cephelerden
Sayfa 63 - ÇamlıcaKitabı okuyor
Reklam
Kendisini çağıranlar, bu üç katlı ve ahşap binada olmalıydılar. Allah nasip ederse bu defaki tahmini daha isabetli olacaktı. Yine de, sol taraftaki mezar taşlarının yanından geçerken içinde bir şüphe yok değildi. Açık bırakılmış kapıdan içeri girdiğinde kendini, tavandan sarkan avizedeki onsekiz kandilden çok, kelimelere dökülmesi gayrı kabil bir
Sanki bu sözleri bekliyormuş gibi birdenbire, kendine hakim olamayarak öfkeli bir eda ile bağırdı; – Seninle alay edip, yüzüne karşı kahkahalarla gülerek söylerdi! Kibar bir insan, daha çok kibar bir kadın senin kirli ruhunu görerek tiksinti duyar. Saçlarını yaptırmışsın, en iyisinden çamaşır giyiyorsun, elbiselerini terzide diktirmişsin ama
Sayfa 688Kitabı okudu
İstanbul üzerine !
"Özerklik vermek, kombinasyonlar üretmek, mi?" Peki, nasıl gerçekleştirilecek bu, kim, nasıl yapacak? Kim dinleyecek, kim sözünü dinletecek, söyler misiniz? Nihayet, kim Türkiye'yi yönetecek, hangi gruplar, hangi güçler? Diğer Türklerden eğitim düzeyi daha yüksek olan İstanbul'da bile, bu "özerklikten" gerçekten bir
Sayfa 493 - 494, 495 Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Raymalı-aga kendi zamanında çok tanınmış bir cırav (yırcı), bir ozan idi. Daha küçük yaşta ün kazanmıştı. Tanrı vergisi bir yetenek ve kişiliğinin üç güzel özelliği sayesinde bozkırın en ünlü yırcısı, âşık ozanı olmuştu: Güftesini kendi yazar, bestesini kendi yapar ve güzel sesiyle bunları hem çalar, hem söylerdi. Dinleyenler ona hayran
ötüken yayınevi
Reklam
101- Zühri diyor ki: Ebû İdris'in şöyle dediğini işittim: 'Ebû Derda'ya yetiştim ondan dinledim, Ubade b. Samit'e yetiştim on- dan dinledim, Şeddad b. Evs'e yetiştim ondan dinledim, Muaz b. Cebel'e yetişemedim ama oturduğu her mecliste şöyle dediğini haber aldım: 'Allah hakemdir, adildir, ismi ne yücedir. Onda şüphe edenler helak ol- muştur. Arkanızdan fitneler gelecek, mallar çoğalacak, Kur'ân herkesin elinde olacak. Öyleki kadın-erkek, hür-köle, küçük-büyük herkes ona ulaşabilecek. Sonra adamın biri Kur'ân'ı okuyacak ve şöyle diyecek: Ben Kur'ân'ı okudum insanlar ne diye peşimden gelmiyorlar. Kur'ân'ı okumama rağmen peşimden gelmediklerine göre başka bir şey uydurana kadar peşimden gelmeyecekler. O halde bidatlere (sonradan uydurulan şeylere) karşı dikkatli olun. Çünkü uydurulan her bidat dalalettir. İlim ve hikmet sahibi kişinin kaymasına karşı uyanık olun. Çünkü şeytan hikmet sahibi insanın sözüne dalalet bulaştırır, münafığın diliyle de hak sözü söyletebilir. Diyor ki: Dedik ki: 'Peki, biz nasıl olacak da münafığın hak söz söylediğini, şeytanın da hikmet sahibinin sözüne dalalet bulaştırdığını fark edeceğiz? dedi ki: 'Hikmetli insanın sözlerinin müteşabih olanlarından (yani ne demek istediğini tam kavrayamadığınız) uzak durun. Yani duyduğunuzda "bu da nedir? diye sorguladığınız. Ancak bu söz ondan uzak durmana sebep olmasın. Ola ki o yanlıştan vazgeçer, hakkı duyduğunda ona tabi olur. Çünkü hakkın üzerinde bir nur vardır. Ebû Davud Sünnet hd.no:4611
Sayfa 44
Atomlar ve boşluklar | Tarihin en önceki isimleri daha akıllıydı
Üç büyük isimden ikincisi olan Eratosthenes (y. MÖ 284-192) dünyanın çevresini geometriyi kulla­narak çok basit ama akıllıca bir yöntemle ölçtü. Yaz gündönümünde, yani yılın en uzun gününde güne­şin Syene şehrinde tam tepede olduğunu biliyordu. O gün Syene'nin yaklaşık 5000 stadian [günümüzde 1 milin yaklaşın onda biri olan Yunan uzunluk öl­çüsü] kuzeyinde olan İskenderiye'de güneşin açısı­nı ölçtü. Bu ölçümlerden yola çıkarak geometrik bir hesaplama yaptı ve dünyanın çevresinin yaklaşık 250.000 stadian (yani 25.000 mil) olduğu sonucuna ulaştı. Peki doğru sonuca yaklaşmış mıydı? Bugün­kü bilgiler ışığında dünyanın çevresinin (ekvator çizgisinde) tam olarak 24.901,55 mil olduğunu dü­şünürsek, Eratosthenes çok yakın bir sonuca ulaş­mıştı. Eratosthenes'in dünyanın yuvarlak olduğunu düşündüğüne özellikle dikkat edin. Christopher Columbus ve Amerika'ya yaptığı yolculuk hakkında anlatılan öykülere rağmen, dünyanın düz olduğu ve dünyanın kıyısına kadar yelken açılabileceği fikri­ne her zaman inanılmamıştı.
Sayfa 30 - ALFA | Araştırma yayın eviKitabı okuyor
_Hayat, sürprizlerle dolu bir kumardır ve hayatın ne olduğunu sadece kumarbazlar bilir. _Eğer cesur değilsen samimi olamazsın, sevemezsin, güvenemezsin, gerçeğin peşine düşemezsin. O yüzden önce cesaret gelir. Ve diğer her şey onu izler. _Risk al. Belirsizlik deme; merak de. Güvencesizlik deme; özgürlük de. Bu güvencesizlik, hayatın
_Mantık, mutlak varlığın bilimidir. Varlık, sonsuzluğun tedirginliği dürtülen mutlak tinin kendini evrene açmasıdır. Mantık bilimi, kosmos’un nedeni olan mutlak tini ortaya koymaya çalışır. Mutlak tin, Tanrı’dır, İdea’dır.(Kendinde varlık). Özne ile nesnenin, ideal ile gerçekliğin, sonlu beden ile sonsuz ruhun birliğidir idea. Mantık bilimi mutlak
105 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.