Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

peri

peri
@perihanim
Sevgili, kendim. şu anda zor bir dönemden geçtiğinin farkındayım, düşünce hastalığının pençeleri yakana her zamankinden sıkıca yapışmış, artık canını acıtıyor. bunu sana yaptığım için özür dilerim. bizim için birilerinin her şeyi olmak her zaman çok önemliydi çünkü her zaman ikinci plandaydık, her zaman bilmediğimiz şeyler vardı, her zaman bizden saklanan şeyler vardı, sonradan eklenen hep bizdik, gölgede unutulan da. bu takıntının canımızı çok acıttığını biliyorum. elimi tut, iyileşmeye çalışalım. bunun ikimize de iyi geleceğini biliyorum. üstündeki bu melankolinin kalkmasını çok istediğimi biliyorsun, bunun için çabaladığını ya da çabalamaya çalıştığını da ben biliyorum. artık hayat öyle bir halde ki her şey karma karışık bir düzen içerisinde ve bu karışıklık ilerde hayatını çok zora sokacak olsa bile üstümüzdeki vurdumduymazlık (evet bunu bedbaht olmak olarak nitelendirmezdim asla, tamamen bir vurdumduymazlık) havasını atamıyoruz. atmamız lazım. bunun için bir şeyler yapmanın ve artık parlamanın vakti geldi. insanlar gerçekten garip canlılar bunun ikimiz de farkındayız. ne yaparsan yap senden hoşlanmayacak bir şey illaki bulacaklar, hep senden daha iyi olan birisi çıkacak karşına ne yazık ki. ama bunlar senin iyi olmadığına delil değildir. kendi başarını ve benliğini başkaları üzerinden/yüzünden sorgulama. yolun başındasın, hiçbir şey için geç değil. Sevgilerimle, ben.
Reklam
insanlık tarihi boyunca ait olmaya çalıştık. dinler, burçlar, mezhepler, topluluklar... sürekli kendimiz gibi düşünen insanlar aradık ve onlarla bağlanmak için elimizden geleni yaptık. tüm olay aitlikte bitiyor aslında. onu hissedemeyince, kaybetmeye başlıyorsunuz, ya da öyle hissediyorsunuz.
"Girl, You'll Be A Woman Soon" - İrem Ertuğrul (post öykü, 2017)
—Nerdesin? —... —Nerdesin? —Evimizdeyim. —Kimler var evinizde? —Babam uyanmış, divanda oturuyor. —Annen yok mu? —Annem işe gitti. —Anlat, neler oluyor orada? —Babamın üzerinde şort var. Benden kalem kâğıt istiyor. —Sen ne yapıyorsun? —Defterimden kâğıt koparıyorum. Babam sehpayı önüne çekiyor, eğilip kağıda bir şeyler yazıyor. Arada bir bana bakıyor. Sonra yazdığı kağıdı katlıyor ve şortunun cebine koyuyor. Bana bakıyor. Bana bakıyor. —Daha sonra ne oluyor? —Kalkıp yatak odasına geçiyor. Biraz sonra çıkıyor. Üzerini değiştirmiş. Şort elinde. Portugal divanın üstüne bırakıyor. Bana bakıyor. Bana bakıyor. Çıkıyor evden sonra. —Sen ne yapıyorsun? —Şortun cebinden kağıdı alıyorum. Okuyorum. —Ne yazıyor kâğıtta? —... —Ağlayabilirsin, sorun yok. —Babaannemlere götürüyorum kâğıdı, karşı apartmana. Ağlıyorum. Babaannem de ağlıyor. Halam kızgın. —Kâğıtta ne yazıyor? —Kâğıdı babaanneme okuyor halam. Halam çok sinirli. "Çocuğu nasıl da alet ediyor hayvan! Ağlayıp durma anne, korkağın teki o. Yapamaz bir şey." —Sonra ne oluyor? —Babaannemlerdeyiz annemle. Televizyon açık. Babam televizyonda. Annem beni alıp öteki odaya götürüyor. Orada oturmam söylüyor. Dinlemiyorum. Annemin arkasından gidiyorum, televizyona bakıyorum. Babam köprüde." Atlayacağım," diye bağırıyor. Polis onunla konuşmaya çalışıyor. "Kadriye gelsin, beni affetsin. Yoksa atlayacağım!" diyor. Polis bir hamleyle yakalıyor onu, indiriyor korkuluklardan. —Annenin adı Kadriye mi? —Hayır.