Yazarın okuduğum 2.kitabıydı. Daha önce Kadın – Erkek Beyni kitabını okumuştum. Dili akıcı ve sürükleyiciydi. Yazarın derdinin salt bir roman yazmak olmadığını hepimiz biliyoruz. Nörobilim uzmanı olan yazarımız bu bilim dalıyla ilgili teknik terimleri harmanlayarak bize bir roman yazmış. Sürükleyici bir romanın yanında bu terimleri bize öğretme,
Ben kabullendim bu ayrılığı..
Siyah kurdelemi astım yüreğime..
Yasımı ilan ediyorum..
"Şimdi sen git.
Giderken adresini bırak tüm yaşadıklarımızın hatırına...
Bırak ki canımın nerede yandığını bileyim..."
Herkesin, dilinde olmasa da yüreğine oturmuş bir vazgeçişi var şu aralar.. Kimi gidenden, kimi kalandan, kimi yanındakinden vazgeçmiş kendi bile bilmeden...Yoruyor hayat bizi ve kaçışlarda buluyoruz istemeden de olsa kendimizi..
Keskin kalemi yüreğine saplanıyor insanın. Her cümlesinde ayrı anlamlar taşıyan bu kitapta mutlaka hayatınıza, ruhunuza dokunacak cümleler buluyorsunuz.. Günlük yaşantımızdaki sıradanlaşmış, basmakalıp sözlerin dışına çıkılmış, cümle kurgusu anlatılmak istenene farklı bir bakış açısı kazandırmış.
Alın elinize kahvenizi sonra da
Pia Umy Y.G. ile sohbete başlayın... :) Okumanızı tavsiye ederim...
İrili ufaklı pişmanlıklarımdan yaptığım kafesimi kırmaya çalışırken buldum kendimi...
Ne kadar da zor...Hiçbir şeyi baştan savma yapmadığım gibi bunda da iyiymiş işçiliğim...Hakkımı vermem gerek...