İlk okuduğum İlhami Algör kitabıydı açıkcası adına ve kapağına vurulduğum için yapıştım kitaba. Daha sonra kitabın giriş cümlesi beni benden aldı "Tütünümü, anahtarımı aldım, tam çıkıyorum bir şeyin eksik olduğunu, eksik olanın ruhum olduğunu fark ettim" ve biran önce kitabın içinde kaybolmak istedim. Öyle farklı bir dili var ki bir yerden başka bir yere adete savuruyor sizi ve tüm bu yollarda her şeye rağmen altı çizilebilecek kısımların olması da insanı ayrı bir cezbetmiyor değil.
"Dolaşma etrafta İlhami, sadede gel" diyerek hemencik bitirdim️