Hâlbuki biz, bizi en çok yaralayan kişiyi sevmek için yaratılmışız.
Diplomat bir babanın kızı olan Piruze, babasının tayininin çıkmasıyla hiç istemese de Şam'da yaşamaya başlar. Ingiltere'ye gitme isteği her defasında babası tarafindan reddedilir ve gerçeği kabullenir. İşe başlar, yeni arkadaşlıklar, partiler vs. derken Şam'a alışır -hatta aşık olur lakin her aşk herkese iyi gelmiyor maalesef..
Keşke bu yaşananlar sadece kitaplarda olsa diyebileceğimiz bir yaşam.. Aşkına, sevgisine güvenerek sevdiği adamla evlenip Şam'da yaşamaya başlayan bir Türk gelinin yürekleri dağlayan acı dramı..
Yıllar önce okuduğum ve kalemini sevdiğim yazarlardandı 
Sinan Akyüz Çok uzun zaman oldu kitaplarının sayfalarını karıştırmayalı.. Kitaplığımın karşısında okumak için yeni kitap arayışında gözüme ilişti. Tavsiye ederim. Keyifli okumalar herkese..
—Hâlbuki biz, bizi en çok yaralayan kişiyi sevmek için yaratılmışız.
—Belki de kendi kabuğuma çekildim.
Yaşamımın eski kalıbı kırıldı artık.
Olayların gidişatına bıraktım kendimi.
Bundan sonra ne olacaksa, o olacak.
—Bazı şeyleri unutmak için anılarınızın olduğu mekândan uzaklaşmak insana iyi geliyor.
—Kitabın kötüsü de kötü kadın gibidir.
Erkeğin başına iş açar.
—İnsan olmak, insan yerine konmak için biz kadınların hep esip gürlemesi mi gerekiyor?
