Kötü bir evlilikten sonra, adam sende, bari yazar olayım, dedim. En kolay yol o gibiydi, sen kafana eseni söylüyordun ve onlar, hey, bu güzel, bir dahisin sen, diyorlardı. Neden dahi olmayayım? Bir sürü kıçı kırık dahi dolanıyor artalıkta. Bir kıçı kırık dahi de ben olurum.
16 Ağustos 1920 yılında, Almanya'nın Andernach kasabasında, Amerikan İşgal Ordusu'nun Amerikan askerlerinden birinin piçi olarak dünyaya gelmişim. İki yaşındayken Amerika'ya getirildim ve kısa bir süre Baltimore'da kaldıktan sonra da Los Angeles'a.
Reklam
Ben de bayılmıyorum hippilere. Zayıflar. Sürü içgüdüsüne sahipler. Bir sürü de sahtekar sızmış aralarına.
Kokain çek, esrar iç. Hepsi geçiyordu ve tekrar dünyaya girmek zorunda kalıyordum. Dünya hep oradaydı etki geçtiğinde. Keşfettiğim tuhaf gerçeklerden biriydi bu. Her çıkışın bir inişi vardı ve bir şekilde devam etmek zorundaydın ve bu zordu, çünkü indikten sonra doğal kanallardan iş görecek halin kalmıyordu -sevkiyat memuru, komi, bulaşıkçı, araba yıkayıcısı. Hele bir de sabıka kaydın varsa, daha da zor. Cehennem her yerde fink atar. Her şey tuzaktı; kadınlar, uyuşturucu, viski, şarap, skoç, bira -bira bile- puro, sigara. Tuzak: Çalış ya da çalışma. Tuzak: Sanatçı ya da değil; her şey bir örümcek ağına çekiyordu insanı. Sözüm ona harikulade bazı kadınlardan nasıl hazzetmediysem, iğneden aynı nedenle hazzetmedim -bedeli ederinin çok üzerindeydi. O kadar eziyet çekmek istemiyordum. Bu yüzden hippiler ve onların SEVGİ SEVGİ SEVGİ bağırışları bir şey ifade etmiyordu benim için. Bir emir gibiydi daha çok ve ben emir almayı sevmem.
Bu yaşam sisteminden çaldığım her gün bir zaferdi benim için. Şarap içtim, parklarda uyudum ve açlık çektim. İntihar en büyük silahımdı. İntihar düşüncesi biraz huzur veriyordu bana; kafesin tamamen kapalı olmaması bana kafesin içinde kalmaya devam etmek için biraz cesaret veriyordu.
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.