“Hümanizm kanserdir. Bir insan, sırf insan olduğu için sevilmeye ve saygı duyulmaya layık değildir, sevgi ve saygı hak edilen şeylerdir. Cehaletin kanyağı olan halka yaranma çabası popülizm ise düpedüz ölümdür.”
"... popülizm nihai anlamda "halk" ile ilgilidir, dolayısıyla, popülist liderler kendilerini inanılmaz liderlik vasıfları taşıyormuş gibi -bu anlamda sıradışı- gösterdiği kadar "halk"tan biriymiş gibi de göstermek -bu anlamda sıradan- zorundadır."
''...popülizm; lider bir kişiliğin hükümetin gücünü, doğrudan, aracısız, kurumsallaşmamış bir biçimde almış olduğu destekle örgütsüz yığınlarda aradığı ya da kullandığı bir siyasi stratejidir.''
Popülizm bir yandan toplumu geri götürmek için yabancı düşmanlığını kullanırken (ki sağ versiyonlarının genellikle yaptığı budur), sol formasyonlarıyla toplumun dikkatini eşitsiz toplumsal ve ekonomik koşullara yöneltir.
Bu son tutum, son zamanlarda neoliberal kemer sıkma tedbirleri dogması ile teknokratik iş odaklı çözümlerin sözde tarafsızlığının bile sorgulanması anlamına geliyor.
İktidara gelmek için iki savaş arasındaki kendi diktatöryel temellerini reddetmesine karşın faşizmi tümüyle terk de etmeyen savaş sonrası popülizm, liberalizm ile komünizm arasında yeni bir “üçüncü yol” haline geldikçe faşizmin yerini doldurmuştur.