Zeki Velidi'nin talebesi olmakla iftihar ederiz!
Zeki Velidi'ye Atsız'ın ne kadar bağlı olduğu ve ona ne kadar değer verdiği, Atsız Mecmua'daki çeşitli haberlerden anlaşılır. Dergi, ilmî ve fikri ağırlığıyla yayınına devam ederken bir hadise olur. Ankara Halkevi'nde (tarihî Türk Ocağı binasında) Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti'nin Birinci Türk Tarih Kongresi yapılmaktadır.
Cumhuriyet mutlak monarşiden başka bir şey değildir. Çünkü monarkın bir kral ya da halkın kendisi olması hiç fark etmez, çünkü her ikisi de "iktidarı" elinde tutan bir kurumdur. Özellikle meşrutiyet, kimsenin sadece araç olmak istemediğini ve olamaya­cağını kanıtlar. Vekiller, efendileri olan kralın üzerinde baskın bir konumdadırlar; millet vekilleri de efendileri olan halkın üzerinde. Bu sistemde hiç değilse partiler, yani memurlar partisi (sözümona halkın partisi) özgürdür. Hükümdar, vekillerinin arzusuna uymak zorundadır, halk da onların keyfine göre davranmak zorundadır. Meşrutiyet, cumhuriyetten daha ileri bir gelişmenin ürünüdür, çünkü çözülmekte olan bir devlet'tir.
Reklam
Fransız Komünist Partisi genel başkanlığı yapmış birisi olan Clement Torez. "İnsanlık artık, komünizme değil, gerçek kıblesi olan Kâbe'ye dönecek, komünizm bitti..." diyordu
Sayfa 9 - Çalıkuşu YayınlarıKitabı okuyor
Rusya İşçi ve Köylü Geçici Hükümeti bütün savaşan ülkelerin hü-kümetlerine ve halklarına bu barış teklifini sunmakla, bugünkü savaşta yer alan uluslar arasında insanlığa en çok bağlı bulunan ve bu ulusların en önemlileri olan İngiltere, Fransa ve Almanya’nın bilinçli işçilerine de eşit olarak ve özellikle seslenmiş olmaktadır. Bu ülkelerdeki işçilerin ilerleme ve sosyalizm davasına büyük hiz-metleri dokunmuştur: İngiltere’deki Çartist hareketi, Fransız pro-letaryasının yapmış olduğu dünya çapında tarihsel önemde bir-çok devrim ve en son olarak, Almanya’da, bütün dünya işçilerine sürekli ve sağlam bir hareket örneği veren Alman proleterlerinin etkin örgütünün yaratılmasıyla sonuçlanan Olağanüstü Yasalar’a karşı tarihî savaş... İşte bu tarih anıları, bu ülkeler işçilerinin savaş felaketlerinden ve savaşın sonuçlarından insanlığı kurtarmak için kendilerine düşen görevi anlayacaklarının ve bu işçilerin kesin, enerjik ve sürekli hareketleriyle barış davasının başarılı bir sonuca varmasında bize yardım edeceklerinin en kesin garantisidir...
Sayfa 142 - Yordam kıtap Aralık 2017Kitabı okuyor
Sanayi teknolojileri hakkında modern toplum eleştirmenleri birçok şikâyet dile getirmiştir, işçinin makinanın bir parçası konumuna düştüğü, yaptığı işin (üretimin) bütününü kavrayamadığı belirtilmiştir. Yabancılaşma kuramları, Taylorcu yahut Fordist üretim bantları içinde üretimin belirleyeni halinde değil, bant sisteminin mekanik uzantısı şeklinde tecessüm edebilen proleter zavallılığı vurgulamışlardır, işçi üretim tekniği nedeniyle ürettiği mala (ki bu teknoloji ile işçi kendi istek ve kararı olmadan dikiş makinası da üretebilir, silah da) yabancılaşmıştır. Bu yabancılaşma iki düzeyde ortaya çıkar. Üretim tekniği içinde işçinin kendini eşya gibi hissetmesi yabancılaşmanın ilk düzeyidir. Bu düzeyde işçi bir nesneyi üreterek para kazanır, bu bir güçtür. Kendini makinanın parçası olarak (eşya) 'bulması' zihnin kendini kendi dışında duyması ya da kendini kendinden başka bir şey olarak algılamasıdır. Yabancılaşmanın ikinci düzeyi, kendinden yabancılaşan bireyin emeğinden de yabancılaşması durumuna düşmesiyle belirir. Bu kez işçi ürettiği nesneyi başkasına kaptırarak o nesnenin karşısına güç olarak çıkışı ile yoksullaşmaya yani köleleşmeye uğrar. Ürettikçe sermayenin gücünün arttığını gören işçi giderek şeylikten köleleşmeye uzanan başkalaşma tavrı geliştirir. Yabancılaşmış yani bozulmuş kişi, ancak hayvanî isteklerini gidererek ve çalışmayarak rahata erer.
Sayfa 124 - Ayışığı Kitapları - KİTABEVİ (1.Baskı)
Okuyalım okutturalım
Fikri Sahada Materyalizme ve İslam'a Göre İnsan / Muhammed Kutub İslam'ın Etrafındaki Şüpheler / Muhammed Kutub Biz Müslüman mıyız? / Muhammed Kutub İnsanlık Tarihinde Gelişme ve Duraklama / Muhammed Kutub İslam'da Sosyal Adalet / Seyyid Kutub Dünya Barışı ve İslam / Seyyid Kutub İslam Düşüncesinin Özellikleri / Seyyid Kutub İşte
Reklam
...belki kahve o zamanlar da şimdiki kadar seçkin ve geçerli, canlandırıcı ve dinçleştirici diye düşünülüp aslında yıpratıcı bir içecekmiş.
Türkiye’de işçi sınıfı yoktur; deli olmayın..
Hiç işçi sınıfı olsa, işçiler, 'sana grev hakkı, toplu sözleşme hakkı vereceğim' diyen Halk Partisi'ni bırakıp da 'Grev hakkı huzuru bozar' diyen Demokrat Parti'yi destekler miydi?... Bunlar, nerede yaşıyor allasen!... Bunlar, akıllarını, -bana zararı dokunur hesabı- bir kenara koyup da mı gitmişler?
Sayfa 22 - BİLGİ YAYINEVİ
MHP, Rakı masalarında, para kasalarında kurulmuş bir parti değildir
Arkadaşlar: Milliyetçi Hareket Partisi, rakı masalarında, para kasalarında kurulmuş bir parti değildir. Milliyetçi Hareket Partisi, zindanlarda, tabutluklarda, sehpa gölgelerinde kurulmuş bir partidir. Milliyetçi Hareket Partisi'ni kuranlar, Allah yolunda, millet yolunda, vatan yolunda anadan, babadan, yârdan hatta serden geçen insanlardır. Harama uzanmamış eller, temiz alınlar, eğilmez başlar, bükülmez bilekler, en ulvî dilekler, komünizmi ezecek güçler, imanlı gençler... Hepsi bu partidedir. Bu parti senin partindir. Oyunu üç kâğıtçılara verme... Üç Hilâl'cilere ver... Damgayı Mübarek Üç Ayların altına bas . Sizi ürkek partiden erkek partiye davet ediyorum.. Allah yardımcımız olsun!. Ekim 1969 Radyo Konuşmalarım
OSMAN YÜKSEL SERDENGEÇTİ SAYFA 93Kitabı okudu
Tu digirî...
Biçûka min Tu negirî Tu digirî Bahozek derdikewe Bajarên dîlê min hildiweşîne Tu digiri Lehiyek derdikewe Zevî û baxçeyên dilê min talan dike Tu digirî Dinya ji min re dibe jehr û cehenem Hertişt digerise...
Reklam
“Bütün bir devlet iktidarını teslim alıp da hükümeti es­ki devir adamlarına bırakan başka bir devrin partisi tarihte görülmüş müdür, bilmiyorum. İttihat ve Terakki, Büyük Harbin ortalarına kadar bir türlü sadrazamlığı kendine layık görmemişti. Kamil ve Sait Paşalar yüzde yüz eski adamlardı. İttihat ve Terakki iki yeni adam buldu: Mahmut Şevket Paşa, Sait Halim Paşa. Bunlar dahi Osmanlı - İslam vezirleri idi. Biri Bağdat'lı, biri Mısır'lı idi.”
Milli Selamet Partisinin Başarıları Erbakan, gerek Cumhuriyet Halk Partisi ve gerekse Adalet Partisi ile ortak olarak kurulan iktidarlarda çok büyük hizmetler yapmıştır. Bunlardan bir kısmı şunlardır: 1- Kıbrıs zaferini kazanmıştır. 2- Ülkenin her tarafına fabrikalar kurmuştur. 3- İmam Hatip Liselerini ülkenin her tarafına yaymış ve tüm üniversitelere giriş yolunu açmıştır. Beş bin Kur'an kursu ve 10 Yüksek İslâm Enstitüsü açmıştır. Erbakan'ın, Türkiye'nin İslamlaşması için yaptığı başarılı çalışmalar içte ve dışta Yahudi, Mason ve onların işbirlikçilerinin şiddetle düşman olmalarını sağlamış ve neticede 12 Eylül 1980'de askeri ihtilal yapılmıştır. Bu ihtilalin doğrudan hedefi Erbakan ve onun partisidir. Batılı gazeteler, bu ihtilalin iki sebebi olduğunu yazmışlardır. Birincisi, Erbakan'ın şiddetli bir İsrail düşmanı olması. İkincisi, 6 Eylül 1980'de Konya'da yapılan Kudüs'ü Kürtarma Günü Mitingi.
Milli Selamet Partisi (Milli Görüş) Milli Selamet Partisi, Müslüman Türkiye'de kurulan siyasi bir partidir. Tabii bu partiden söz etmeden önce onun lideri Erbakan'dan bahsetmek lazımdır. Erbakan, İslambol (İstanbul)'da bulunan İstanbul Teknik Üniversitesi'nde motorlar kürsüsünde prof. olmuştur. II. Dünya savaşından sonra yeniden kurulmakta olan Almanya'da doktorasını yapmış ve tank fabrikasında baş mühendis olarak görev yapmıştır. Erbakan, uzun ömrü boyunca iki şeyi ile tanınmıştır: 1. Namaz 2. Çalışmak. Erbakan Türkiye'nin ve dünyanın kurtuluşunun yalnızca İslâmla olacağını gördü. Hatta, Avrupa'nın şu anki icatlarının tamamının temelinde Müslümanların bulunduğunu ve Avrupa medeniyetinin temel hiçbir keşif yapmadığını söyledi. Müslümanların ikinci kez tekrar gelerek yeni keşifler yapacağını ilan etti.
Komünist devrim Rusya değil Almanya’da beklenirken..
Avrupa’nın en büyük sosyalist partisi olan Alman Sosyal Demokrat Partisi (SPD), 4 Ağustos 1914’te Reichstag’da (Alman parlamentosu) oybirliğiyle savaş kredilerini kabul etti. SPD böylelikle 10 milyon kişinin öleceği bir emperyalist savaşa desteğini sunuyordu. Karar Avrupa Solunu sersemletti. Bu, Rus devrimci Nikolay Buharin’e göre “hayatımızın en büyük trajedisi” idi. Alman Sosyal Demokrasisinin teslim olması”, diyordu Troçki, “beni savaşın ilanından daha fazla şaşırtmıştı”. Lenin, gazetede okuduğunda ilk önce bunun düzmece bir haber olduğunu düşünmüştü.
Merkeziyetçilik ve Devletçilik üzerine Hitler
Bizim hususi devletleri, merkeziyete karşı mücadeleye sevk etmemiz, milli Almanya'nın menfaatleri için olmalıdır. Bavyera Halk Partisi, adi bir menfaatperestlikle Bavyera'nın hususi haklarını müdafaa ettiği müddetçe, biz Nasyonal Sosyalistler bu durumdan istifade ederek, kasım inkılabının ortaya çıkardığı rejimi yıkmak için çalışacağız. Bu hareketimiz de milletimizin yüksek menfaatleri için yapılacaktır. Reich lehine devletleştirme denilen bu faaliyetin, büyük kısmı itibariyle hakikatte bir birlik olmadığı kanaatindeyiz. İşte bu kanaat, şimdiki merkeziyetçilik faaliyetine karşı olmamızın üçüncü sebebini teşkil etmektedir. Yapılacak olan iş, kapıları ve kasaları, inkılap taraftarı partilerin tatmin olmak bilmeyen hırslarına açık tutacak olan müesseseleri, hususi devletlerin elinden almaktan ibaret olacaktır. Almanya'nın tarihinde iltimas ve rüşvet hiçbir zaman bugünkü demokratik cumhuriyette olduğu kadar yüzsüzce ve adi bir şekilde memlekete yayılmamıştır. …Devlete kendisine ait olmayan ve teşebbüs etmesine hakkı bulunmayan işler verilmemelidir. …Her merkezileşme teşebbüsü bizim muhalefetimizle karşılaşacaktır. …Nasyonal Sosyalist fikirlerin zaferi ne kadar büyük olursa, bahşedeceği bireysel özgürlükte o kadar büyük olacaktır.
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.