Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
6 Mayıs
Mamak Askeri Cezaevi. Ön hücrelerin havalandırması. Görünen her şey, bir gün, beş gün, beş ay öncesinin aynı. Duvarlar, tel örgüler, karşıda tepesi görünen kel bir dağ bozuntusu, tutuklular, askerler, gardiyanlar, subaylar. Korkunç bir farklılık var ama bugün. Görülmeyen bir farklilik bu. Sadece duyulan ve duygularla algılanabilen bir
Ciğerimi yakıp küle çeviren neşeli süsü verilmiş hüzünlü bir Neşet Ertaş türküsü gibi, Ağzımdan düşüremediğim bir adın bir de sönük bi sigara, unutur oldum kokunu şimdi ise toz kokar, postal kokar oldum. Yokluğunda terk edilmiş bir evden farksızım dışım harabe, içim anılarla dolu. Sinemde açtığın yara kanar bilmiyordun, goynümden anlamıyordun
Reklam
kendi yazdıklarımdan..
Dağ başındadır ayağında postal elinde sırt çantası, Sen o gönlünü versen de almaz can parçası, Duasıdır şu ellerini açan anası, Düştü sevda çukuruna, bak bir avuç toprak parçası Sebebidir girdiği tabutun mahşer gününde geçer acısı. Kato, Cilo, Tendürek değişmez zirvedeki ay parçası, Ölüme koşar dur durak bilmez o üniformalı adamın çabası Sonlanır belki hayat bir şarapnel ile içler acısı . Gözlerinde gördüğüm acı, yankılanır dağlarda şarkısı. Sen gönlünü kaptırsanda teğmenin içindeki tek aşk vatan aşkı. Ve askerleri ölmesin diye ölüme koşar işin daha da acısı Abdülkadir’dir adı şu ötede ağlayandır anası, Adına yazılan türküler gösterdi bak işin aslı, Sevda dedikleri bu adamın içindeki vatan aşkı. Şehit Piyade Teğmen Abdülkadir Güler anısına..
Bir tek yabancı bir üniforma ile postal kalmış kapımıza gelmeyen. Ötesi, her alanda işgal altındayız. Anlayana...
1945 Almanya
Ve sonra idealizm yenildi ardından postal sesleri ve zafere selam naraları atıldı...
“Kuşatma Altındaki Bir Çocuğa Fısıldanan Sözcükler”
Hayır, ölmeyeceğiz. Duyduğun bu sesler pencereleri tıkırdatan ve tavandaki badanayı kopartan, bir oyun bu dünyanın oynadığı. Bizim görevimiz karanlıkta durabildiğimiz kadar çömelip sinmek ve kalbimizin atışlarını dinlemek. Aferin. Tam da öyle. Elini koy yüreğime, ben de kendiminkini koyacağım seninkine. Hangimiz kazanırsak oyunu en çok
Reklam
Öncüleri ne biçim
o zamanlar bütün şarkılar biraz arabesk insanların yüzleri yumruk, grev, protest yorgunluklar anlamlı ve psikiyatri gereçti influence edilmeye müsait milyonlar icat edilmemişti tarihin hiçbir yüzyılı kansız değil, hiçbir yüz gözü masum değil tabii ama şovun da utandığı olurdu yerinde gerçeklik puzzle’ı bin parça etmiyordu özleme gerek vardı ve ondan hissedildi kuşlara dair düşünmek meşruydu, kuşların misyonu vardı “her ne hikmet”ti. bugün “her neyse ne” truth postla tanışmamış, kendini ispattaydı post-postal ne hatırat ne de tükürüktü sayfalarda yaşananların hepsi sahadaydı, canlıydılar elon musk yoktu
Oğuzhan Kayacan
Oğuzhan Kayacan
172 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.