"Baxter'ın görüşüne göre, dünyevi mallar ile ilgili kaygılar, "insanın her zaman üstünden atabileceği ince bir palto gibi" yalnızca azizlerin omuzlarında durmalıdır. Fakat kader, bu paltodan demir bir kafesin oluşmasına hükmetmiştir".
"Puritan, meslek sahibi olmak istedi- biz, öyle olmak zorundayız. Çünkü asketizm manastır hücrelerinden meslek yaşamına taşınınca ve dünyevi ahlaka egemen olmaya başlayınca, kendi açısından, çağdaş ekonomik düzenin teknik ve ekonomik varsayımları üzerine kurulu mekanik-makina üretimine bağlı büyük evrenin kurulmasına yardımcı oldu; bu evren bugün, bu mekanizma içine doğmuş olan bütün bireylerin yalnız doğrudan doğruya ekonomik kazanç ile ilişkili olanlarını değil yaşam biçimlerini büyük bir güçlülükle belirledi ve belirlemeye de devam edecektir."
"Dini asketizmin gücü, bir de bunun üstüne,
emrine ölçülü, bilinçli, olağanüstü çalışkan ve işe, tanı tarafından istenen yaşam amacı olarak bakan işçiler verdi"
Püritenler, meslek adamı olmayı istiyorlardı, bizse buna mecburuz. Çünkü çilecilik manastır hücrelerinden çıkıp çalışma hayatına sızarak, dünyevi ahlak anlayışı üzerinde hakimiyetini kurmaya başladığında, çağdaş ekonomik düzenin muhteşem evreninin inşasına destek oldu. Bu düzen artık makine tabanlı üretimin teknolojik ve ekonomik şartlarına mahkumdur ve bu mekanizmanın içine doğan, ister doğrudan para kazanma kaygısı taşısın ister taşımasın, tüm bireylerin yaşam tarzlarını karşı konulması mümkün olmayan bir kuvvet uygulayarak belirler ve muhtemelen son fosil yakıt yakılana kadar da belirlemeye devam edecektir. Baxter'a göre, dünyevi mal varlığına yönelik ilgi sadece "Her an bir kenara atılabilecek pelerin gibi azizlerin omuzlarında taşınmalıdır." Ancak kader, bu pelerinin demirden bir kafese dönüşmesine karar vermiştir.
Katolikler, dünyayı Püritenlerin ve onlardan önce de Yahudilerin akılcılaştırdığı kadar akılcılaştıramamış, kurtuluş aracı olarak sihri onlar kadar tasfiye etmeyi başaramamıştır.
"Çünkü tanrının öngörüsü, istisnasız bütün insanlar için kabul edeceği ve çalışmak zorunda olduğu bir meslek hazırlamıştır ve Luthercilikte olduğu gibi bu meslek boyun eğilecek ve insanın kendini geliştirmesine yarayacak bir ilahi takdir değildir, tanının, bireylere onun şerefi için çalışmak üzere verdiği bir buyruktur"
"Dini şüphelere karşı olduğu gibi, bütün cinsel tahriklere karşı da -soğuk banyoların yanısıra ölçülü bir perhiz, sebze perhizi-şu reçete verilir: "Mesleğinde var gücünle çalış".
"...İş, Batı kiliselerinde her zaman değerleri olan ve valnız doğudakilere değil, bütün dünyadaki manastır kurallanna karşı kesin bir karşıtlık içinde olan, kabul görmüş askerik bir araçtır"
Bir yönetici gruba tabi olan milli ya da dinsel azınlıklar, politik etki konumlarından gönüllü ya da gönülsüz olarak uzak tutulmalarından dolayı belirgin bir güçle ekonomik faaliyetlere yönelirler. Devlete hizmet imkanları olmadığından, azınlığın en yetenekli üyeleri kabul görme isteklerini yetenekleriyle bu alanda tatmin etme peşine düşerler.
Ekonomik ve sosyal politik çıkarlar dünya görüşünü belirleme eğilimindedir. Yaşam biçiminde kapitalist başarının koşullarına uyum sağlayamayan ya yok olur gider, ya da hiçbir şekilde gelişim gösteremez..