Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

fâruk

Sabitlenmiş gönderi
Câbir b. Abdullah'tan gelen rivayete göre. Allah Resûlu (sav) bir hutbesinde şöyle diyordu: "Sözlerin en doğrusu, Allah'ın Kitabı, rehberliğin en güzeli ise Muhammed'in rehberliğidir..."
Reklam
İnsanoğlu bütün diğer yaratıklardan öleceğini biliyor oluşundan ötürü değil, ölüm karşısında bulunduğunu, ölüme doğru varoluşunu kazandığını bilişinden ötürü farklıdır. Bu fark yalnızca beşer olarak insanı diğer yaratıklardan ayırmakla kalmaz, insanı da beşerden ayırır. Yani insan kılığında karşımıza çıkan her kimsenin insan olup olmadığını ölüm karşısında takındığı tavır dolayısıyla anlayabiliriz.
Sayfa 82
Zaman, sırası gelir bir kıvrımdır, sırası gelir bir helezon; her noktası baş, her noktası son. Bir saat sonraki ân, bir saat evvelki än ve şimdi sahib olduğun ân... Ân dediğin an, o da meçhule yolculuğa çıkmış durumda... Öyleyse bizim sahib olduğumuz án/zaman nerede?.. Böylesine hızlı gelip geçen zamana eşya nasıl itaat etmez? Her noktası baş ve son olan muamma.
Sayfa 129

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Muradın kurtuluşsa ve kendine kestirme yol arıyorsan, MEZAR (üst), KABİR (iç), keyfiyetini kurcala, SIR orada!
Sayfa 123
128 syf.
·
Puan vermedi
21. Yüzyılda İslam’ın Dirilişi
21. Yüzyılda İslam’ın DirilişiRoger Garaudy
8.9/10 · 158 okunma
Reklam
Dedi ki: (Allah ıstırabını çektirmediği şeyin nimetini vermez... Hakikaten ıstırap...)
fâruk
Bir kitabı yarım bıraktı
Amel Defteri
Amel Defteriİsmail Kara
8.6/10 · 26 okunma
Onun için size İslâmî hizmet sahasında, Allah'ın rızasını kazanmak yolunda gözden kaçan, ama çok önemli olan bir hususu hatırlatmak için konuşmuş oluyorum. Bu husus enformasyon olayı: bilgi almak, bilgilenmek, bu bilgiyi de halka intikal ettirmek ve bütün kitlelere, yaygın eğitim, örgün eğitim vasıtalarıyla bu doğru bilgileri ulaştırmak... Halkı bilgilendirmek, bilgi toplumu seviyesine getirmek... Japonya'da bir yenilik olmuşsa burada bilinmeli, Almanya'da bir yenilik olmuşsa, hemen burada haberdar olunacak duruma ulaşmak zorundayız. Böyle yapamazsak bizi sevmeyen insanlar çoktur. tarih boyunca bize hasım insanlar çoktur. Allah onların hepsini kahretmiyor, başımızda böyle ceza ve belâ olarak bulunabiliyorlar. Kendimize çeki düzen vermeliyiz.
Sayfa 281Kitabı okudu
Müslüman zengin kesesini açmıyor. Amerika kesesini açıyor: gazeteye önem veriyor, televizyona önem veriyor. Televizyon. kanalları büyük iddiası olan gruplar tarafından kapışılıyor. çalıştırılıyor. Ama müslümanlar bu konuda çok geride. Tabii tezat var. Yâni hem cihad yapacağız diyoruz, hem Allah'ın ordusuyuz diyoruz; emr-i ma'ruf nehy-i münker yapacak. cihad edecek topluluk, İslâm topluluğu diyoruz: hem de çağdaş bilimden yoksun. stimenti teknolojiden mahrum, iletişim ve irtibattan, enformasyondan mahrumuz.
Sayfa 279Kitabı okudu
Reklam
O halde bizim iletişime bakışımızı değiştirmemiz lâzım. İletişim faaliyetlerine sarılışımızı da değiştirmemiz lâzım. İletişim faaliyetlerine harcadığımız masrafı da tariflere sığmaz derecede artırmamız lazım. Amerika bütçesini düşünün; %46'sı buraya gidiyor... Türkiye'nin bütçesini düşünün. Türkiye içinde müslümanların adedini düşünün, müslümanların içinde cömertleri düşünün...
Sayfa 278Kitabı okudu
Bu çeşit organizasyonlarla gündelik hayatın tanziminde, iletişim dediğimiz olay birinci derecede rol alır duruma gelmiştir. Belki sizin değil! Siz müslüman olduğunuz için özel bir kafa yapınız var; bilgileri süzebiliyorsunuz, her şeye inanmıyorsunuz. başka kaynaklardan bazı şeyler öğreniyorsunuz ama: milletin %99.9 u böyle değildir. Milletlerin çoğu bu durumda değildir. Afrika'sı var. Asya'sı var, çok geri ülkeler var. Onlar bunların masallarıyla yetişirler. Ve batı kültürü, böylece dünyayı modern bir sömürmeyle sömürmekte ve istila etmektedir. İletişim kültür istilasının en önemli vasıtasıdır.
Sayfa 277Kitabı okudu
(Eddünya dârun men lâ dâre lehû.) Dünya, evsizlerin evidir. Bizim evimiz, ahiret olduğundan bizim yerimiz değildir. (Ve mâlün men lâ mâle lehû.) Sermayesizlerin malıdır. Bizim sermayemiz ahiret olduğu için bizim buraya iltifatımız yoktur. Fânî dünya demişiz.
Sayfa 199Kitabı okudu
İslam'ı bilmeyen ve bizi tanımayan insanlar bize soruyorlar. dergi çıkarttığımız zaman, -İşte İslâm dergisini çıkarttık. Kadın ve Aile'yi çıkarttık- sormuş karşımızdaki basın: "İyi ama siz dindarsınız, niye politikayla ilgileniyorsunuz? Niye dış politikadan yazılar yazıyorsunuz? Niye piyasadan, ekonomiden bahsediyorsunuz? Niye şu şu konuları işliyorsunuz?.." Biz onlara diyoruz ki. İslâm'ın ilgisinin taalluk etmediği hiç bir konu yok ki. biz ilgilenmeyelim... İnsanın ilgilendiği, insanla ilgili her şey bizim ilgi sahamız içine giriyor. Elbette politikayla da ilgileniriz, seçimle de ilgileniriz... Piyasayla da ilgileniriz, enflasyonla da ilgileniriz... Talim ve terbiye, iletişim vs. başkalarının modern saydığı her konuyla ilgileniriz. Çünkü İslâm, sadece bir köşeye çekilip dindarlık yapmak değil, hayatı mü'min birüslüūbla yaşamak sanatı... Müslüman dağın başına çekilip. bir köşeye çekilip hayatı terkeden insan değil, hayatın bütün faaliyetleri içindeyken Allah'ın rızasını gözetebilen insandır.
Sayfa 198Kitabı okudu
İbn-i Mace (rh.) isimli hadis aliminin Enes'den (rh.) ivayet eylediğine göre. Peygamber Efendimiz (ﷺ) buyurmuş ki: (A'zamun nâsi hemmen el mu'minü, yehtemmu bi emri dünyahu ve emri ahiretihi.) Yâni, insanların en dertlisi mü'minlerdir. mü'min kişidir. Başı sıkıntılı, işi çok, omuzu ağır yüklerin altında, sıkıntısı çok olan insan mü'mindir. Neden?.. (yehtemnu bi emri dünyahu) hem dünyada yaşamış olmak, insan olmak, hayatta olmak dolayısıyla hayatı faaliyetlerini devam ettiriyor. (ve emre ahiretihi) hem de ahiretini kurtarmaya çalışıyor. İki cihan için çalıştığı için, sadece dünya için çalışanlardan daha dertli, daha meşgul, daha sıkıntılı durumda... Böyleyiz, böyle olmamız gerekiyor. Büyüklerimiz böyleydi. Biz de hakikaten hem dünya hem ahiret için üzüntü duyan, tasalanan, gayret eden insanlarız.
Sayfa 197Kitabı okudu
597 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.